18.03.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:
İLKNUR TAŞ
OZAN Güven, 15 yıl önce konservatuvarda okurken tezgâhtarlık yaptığı kadın ayakkabı mağazasının şimdi sahiplerinden... “35 numara giyen kadından korkulur” dedi, ortalık karıştı. Oysa o “Çeşidi yok, 35 numarayı satmak zordur” anlamında söylemiş. Peki kadın ayakkabısı satmak zor mu?
“Bir şey satmadan kadınlarla uğraşmak zordur zaten. Bir de bir şey satmak üzerine mesleğiniz varsa, gerçekten Allah yardımcınız olsun” diye yanıtlıyor bu soruyu...
“POPÜLER ve yakışıklı bir oyuncu olarak kadınlarla yaşadığı ilginç olaylar var mı?” Ozan Güven’in yanıtı şöyle oluyor: “Bazı müşterilerimiz var her gün gelip ayakkabı alıyorlar. Benim ‘O ayakkabıdan sende var’ deyip geri gönderdiğim çok müşterim olmuştur. Gıcık olduğum kadına da ayakkabı satmam. Eskiden satmadığım çok oldu ama şimdi böyle bir şey yapsam ‘Ozan Güven havalı’ olarak algılanır. Gerçekten yakışmadığını düşündüysem söylerim.”
Uğur Abi’nin bir sözüyle oyunculuğu bırakacaktım
Uğur Yücel’in “İkinci Bahar”da yönetmen olarak çalışırken “Bir çift yeşil gözle oyuncu olunmaz” dediğini söyleyen Ozan Güven, “Genel olarak söylemişti bu lafı ama ben üstüme çok alınmıştım. Oyunculuğu bırakmayı düşündüm. Ama sonra o söz mihenk taşı oldu” diyor
Oynadığı “Bir İstanbul Masalı” dizisindeki Demir karakteriyle yıldızı parlayan, ardından “Balalayka”, “G.O.R.A” ve “A.R.O.G” filmlerindeki performansıyla göz dolduran Ozan Güven şimdilerde “Canım Ailem” dizisiyle izleyici karşısında. 15 yıl önce konservatuvarda okurken tezgâhtarlık yaptığı kadın ayakkabısı satan mağazanın yıllar sonra sahibi olan Ozan Güven, “Arka cebinize çekecek değdiği zaman bu mesleği bırakamazsınız” diyor.
“Bir İstanbul Masalı”ndan sonra ilk projeniz. Neden bu kadar uzun süre beklediniz?
Askere gitmeden önce “Hırsız - Polis” dizisinde dört-beş bölüm konuk oyuncu olarak oynadım onun dışında başka bir proje olmadı. Askere gittim geldim. Dört yıl aradan sonra ise “Canım Ailem” oldu.
Neden bu kadar süre beklediniz?
İki yıl bir dizide oynayınca her hafta kendimi seyretmekten çok sıkıldım. Seyredenlerin de benden bıkmalarını istemedim. Demir karakterini oynuyorsunuz, ertesi yıl başka bir şeye başlamak bana cazip gelmiyor. Ayrıca her yıl bir projede yer almak beni yoruyor. Uzun süre oyunculuk yapacak olan biri olarak iki yıl çalışayım, dört yıl durayım, iki yıl çalışayım, iki yıl durayım istiyorum.
Ali karakteriyle ilgili neler söyleyeceksiniz. Sizi Ali’de etkileyen ne oldu?
Ali’nin başına buyruk, saf ve temiz bir herif olması beni çok ilgilendirdi. “Bir İstanbul Masalı”nda bir playboy’u oynadım. Ali biraz daha Anadolu adamı. Gemilerde çalışıyor, aşkı için para biriktiriyor. Böyle adamlar çok kalmadı. Öyle adamları hatırlamak ve kendime de hatırlatmak için bu rolü kabul ettim. Ali’yi oynamak bana keyif veriyor.
Proje ilk bölümden itibaren büyük ilgi gördü. Bu kadar beğenileceğini tahmin etmiş miydiniz?
Ben biraz ediyordum. Uğur Abi ne zamandan beri komedi oynamıyordu. Ben bayağı ortalıklarda yoktum. Yeni gelen oyuncular çok yetenekliler. Sıcak bir hikâye olduğu için başka türlü bir iş olacağını biliyorduk. Dizi formatıyla bütünleşen formatı kırdık. Unutulmuş ilişkiler var. Birinin başı derde girdiği zaman hemen yardıma koşulurdu. Bu dizide şehir ortasında köy kafasıyla yaşayan, dayanışma içinde olan insanların hikâyesi.
Diziyle birlikte Şebnem Bozoklu’nun yıldızı parladı. Siz onunla ilgili ne söyleyeceksiniz?
Önümüzdeki senelerde Şebnem çok konuşulacak diyorum. Önemli kadın oyunculardan biri olacağını düşünüyorum.
Aslında utangaç bir adamım
Dizide nişanlınız tarafından aldatılıyorsunuz. Gerçek hayatta hiç aldatıldınız mı?
Yaşamadan bunu bilemezsiniz ama hayatta insanın başına her şey gelebilir. Birisi gidecekse ona ‘dur’ diyemezsiniz. Birileri gidecekse ordu toplasanız onu yine durduramazsınız. O yüzden büyük laflar etmek istemem ilişkiler hakkında. Öyle bana kimse bunu yapamaz falan gibi bakmıyorum meseleye.
Ama aynı zamanda nişanlı olan başka bir kıza da siz âşık oldunuz...
Aşk enteresan bir şey. Nereden ne zaman, nasıl, kiminle olacağı belli olmayan bir durum. Gerçek hayatta gazeteleri açtığımız zaman neler olduğunu az çok okuyoruz. Daha ağır ve tuhaf şeyler yaşanıyor.
Uğur Abi’yle “İkinci Bahar”da yönetmen olarak, “Balalayka”da ve “Hırsız - Polis”te oyuncu olarak çalıştım. Şimdi de “Canım Ailem”de yan yanayız. Onun adı Uğur Yücel ya daha ne denir ki... Uğur Abi “İkinci Bahar”da yönetmen olarak çalışırken bana “Bir çift yeşil gözle oyuncu olunmaz” demişti. Genel olarak söylemişti bu lafı ama ben üstüme çok alınmıştım. Oyunculuğu bırakmayı düşündüm. Ama sonra o söz mihenk taşı oldu. Ve ben Uğur Abi’den çok şey öğrendim.
Oyunculuğa başlarken gözleriniz şaşı diye konservatuvara alınmadığınız yazıldı doğru mu?
Tamamen röportajda yaptığım bir geyikti. Şakaydı ve tuhaf bir yere gitti. Hatta bir keresinde “Yarın şaşılık ameliyatı oluyorum” demiştim birilerine haber yapmışlar. Kayınpederim evi aramış Türkan’a “Geçmiş olsun Ozan ameliyat olmuş” demişler. Oysa evde uyuyordum.
Ekranda sizi izleyenler yaşlandığınızı ve çöktüğünüz söylüyor.
Tabii biraz yaşlandım. Ama “Bir İstanbul Masalı”nda oynadığım Demir fresh bir adamdı, şu an oynadığım Ali ise daha kendi halinde. Bir ara ‘genç kızların sevgilisi’ diye payeler verildi. Eee ne oldu şimdi (Gülüyor). Ben o zaman söylüyordum üç yıl sonra kimse böyle bir şey söylemeyecek diye. İnsanların kafalarını karıştırmayın diyordum.
Genç kızların ilgisi sizi rahatsız ediyor mu bu anlamda?
Ben çok utangaç bir adamım aslında. Televizyonda kendimi seyredemiyorum. ‘Genç kızların sevgilisi’ gibi sıfatlar hoşuma gitmiyor.
Kendinizi yakışıklı bulmuyor musunuz?
Ben mi hiç... Tamam bir şey var ama fazla abartılmasın. Ben o taraflara kulaklarımı çok tıkıyorum.
Gıcık olduğuma ayakkabı satmam
Oyunculuk dışında bir de ayakkabıcılık yapıyorsunuz. “35 numara giyen kadından korkacaksınız” açıklamanız bayağı tepki çekti...
Ben o anlamda söylememiştim yanlış anlaşıldı. Eskiden çok çeşit yoktu. 35 numara ise bir tane gelirdi. 35 numara giyen bir kadın geldiği zaman o müşteriye kimse bakmak istemezdi çünkü ona fazla alternatif sunamazdınız. Numarası yok, çeşiti yok. 35 numara ayakkabı satmak zordur anlamında söyledim. Ama bütün 35 numaralı kadınlar ayaklandılar.
Kaç yıldır ayakkabıcılık yapıyorsunuz?
15 yıldır. Ayakkabıcılığa başladığımda oyunculuk yapıyor, konservatuvar okuyor ve burada tezgâhtarlık yapıyordum. Sonra Ramazan’la birlikte çalışmaya başladık.
Popüler bir oyuncu olarak ayakkabıcılık yapmaya devam edecek misiniz?
Edeceğim tabii. Bir laf vardır ‘Arka cebine çekecek değdiği zaman bu mesleği bırakamazsın’ . Ölene kadar devam edeceğim ayakka-bıcılığa.
Kadınlarla uğraşmak zor mu?
Birine beddua edecekseniz ‘Allah seni kadın ayakkabıcısı yapsın’ deyin (Gülüyor). Zor iştir ya kadınlarla uğraşmak.
Müşterilerle yaşadığınız ilginç estanteneler var mı?
Bazı müşterilerimiz var her gün gelip ayakkabı alıyorlar. Benim ‘O ayakkabıdan sende var’ deyip geri gönderdiğim çok müşterim olmuştur. Gıcık olduğum kadına da ayakkabı satmam. Eskiden satmadığım çok oldu ama şimdi böyle bir şey yapsam ‘Ozan Güven havalı’ falan olarak algılanır. Gerçekten yakışmadığını düşündüysem söylerim. Çok çirkin oldu, senin ayağına yakışmadı alma derim. Ayakkabı ayakta güzel durmalı. Sırf moda diye saçma sapan şeyler giyinmemeli.
Ayağımı gazdan çektim
4.5 yıl önce baba oldunuz. Nasıl gidiyor babalık?
Süper... Ali Ateş acayip bir çocuk. Gene olsa gene yaparım.
29 yaşında baba oldunuz. Evli ve çocuk sahibi olmak sizin meslekte pek tercih edilmiyor...
Bir erkekle ve bir kadınla aynı eve gireceksiniz ve hayatınızın sonuna kadar birlikte yaşayacaksınız. Mantıklı baktığınız zaman çok saçma. Ama şöyle söyleyebilirim: İç güdülerin ‘Senin baba olman lazım ve evlenmen lazım’ diyorsa o zaman evleniyorsunuz ve çocuğunuz oluyor. Ardından da keşke daha önce yapsaydım diyorsunuz.
Çok ani bir evlilik yaşadınız.
İlişkimizin ilk günü de, evlenince de bir açıklama yapmadık. Duydular ve yazdılar. Biz Türkan’la 10 yıldır birlikteyiz.
Baba olmak hayatınızda neleri değiştirdi?
Ayağımı gazdan çektim en başta. Araba kullanırken daha yavaş kullanıyorum. Egolarımızla iş yapıyoruz. Ama artık ben yokum Ali Ateş var. Babalık öye tuhaf bir şey. İnsanın kendini ehlileştirmesi için yapabileceği en iyi şey bence çocuk sahibi olmak.
Evliliğinizde mutluluğun sırrı nedir?
Röportaj yaparken evliliğim hakkında çok fazla konuşmamak (Gülüyor)
Nasıl bir babasınız?
Ben kendi kendini çok iyi ifade edebilen bir adam değilim. Bunu Ali Ateş’e sormak lazım. Oğlum için her şeyi yapabilirim. Onunla hep arkadaş olacağımı düşünüyordum ama zaman zaman baba olduğumu hissettirmek ikimiz için daha sağlıklı.
Gece gezmelerinden kendinizi geri çektiniz galiba...
Zaten yaş itibariyle çok fazla dışarı çıkamıyorsunuz. Ertesi gün toparlayamıyorsunuz kendinizi. Eşimle beraber çıkarız, ayrı çıkarız. Herkesin kendi hayatı var. Evlilik iki kişinin kurduğu tek bir hayattan ibaret değil.