Cadde “HER ŞEY AŞKTAN VE GARiPLiKTENMiŞ”

“HER ŞEY AŞKTAN VE GARiPLiKTENMiŞ”

25.12.2012 - 20:53 | Son Güncellenme:

İkinci albümü ‘Aşktan ve Gariplikten’i piyasaya süren Can Bonomo, İstanbul sound’uyla Türkiye’de müziğe farklı bir boyut kattığını söylüyor. 25 yaşındaki şarkıcı, “Daha sivri bir albüm oldu” dediği yeni çalışmasını CADDE’ye anlattı

“HER ŞEY AŞKTAN VE GARiPLiKTENMiŞ”


* Eurovision’la birlikte yeni bir isim doğuyor diye heyecan yarattınız. Bu durum albüm hazırlarken üzerinizde baskı yarattı mı?
İlk albüm için 11 şarkı yaptım, Eurovision içinse bir. Dolayısıyla olmadı. Biz kendi janrımızı yarattık. Rakibimiz yoktu bu anlamda. Yaptığımız tarzda kendimizi aşmak durumundaydık sadece. İkinci albümde bu bizi zorladı mı? Evet, tatlı tatlı zorladı. İlk albümde cesaret edemediğimiz şeylere cesaret ettik. Çok daha sivri, köşeleri olan bir albüm oldu. ‘İstanbul Müziği’ de kısa zamanda insanların ilgisini çekmeyi başardı.

* İstanbul sound’unu nasıl anlatırsınız?

Aslen yaptığım müziğin içinde rock, sağlıklı dozajda pop, orient öğeler ve biraz elektronik altyapı var. İçinde tınlayan bütün enstrümanlar İstanbul’da, sokaklarda, dün, bugün ve yarın çalınan ve çalınacak enstrümanlar ve melodiler. Aynı zamanda İstanbul gibi teker teker baktığında birçok farklılık gördüğün ama geneline baktığında bir bütün olan eklektik bir yapıya sahip olduğu, içinde farklı farklı birçok renk bulundurduğuna inandığımız için “İstanbul müziği” diyoruz.

* Albmün ismi ‘Aşktan ve Gariplikten’. Hangisinden daha çok çektiniz?
Genel anlamda bir şeyleri aşktan ve gariplikten çekiyorsun zaten. Bir yüzdesi yok. İhsan Oktay Anar’ın ‘Puslu Kıtalar Atlası’nda Uzun Hasan karakterinin bir kolunda Min El-Aşk, bir kolunda Min El-Garaib dövmesi vardır. Bende de var o dövmeden. Hakikaten üzerine uzun uzun düşününce her şey aşktan ve garipliktenmiş. Bu da öyle bir albüm oldu. Hem ustaya bir selam çakmış olduk, hem de edebi bütünleme getirdi.

Haberin Devamı

‘Aşk ve Gariplikten’ 25 yaş şiirim oldu

* Şarkıları ilk kim dinledi?4-5 arkadaşıma dinlettim. Ev arkadaşım, askerde olan bir arkadaşım, Amerika’da yaşayan bir arkadaşım ve İsviçre’de oturan bir arkadaşım. Biz bebeklik arkadaşıyız. Çil yavrusu gibi dağıldık ama hiç kopmadık. Erdem (Yener) dinledi. Babama gönderdim 1-2 şarkıyı, beğendi. Sonra bir anda çıktı albüm.

* Albümdeki tüm şarkılar arasından seçebileceğiniz, favori bir şarkı var mı?
‘Ali Baba’ dışındaki tüm şarkıların söz ve müzikleri bana ait. ‘Min El-Aşk ve Min El-Garaib’i sahnede söylemeyi seviyorum. ‘Veysel’i bir dost masasında dinlesem mutlu olurum. ‘Maşrapa’yı bağırıp çağırarak söylesek çok eğleniriz gibi geliyor. ‘Defol’u evde yalnız dinlerim herhalde. ‘Derda’yı da aynı şekilde.

* İlk albümünüz Meczup’tan bu yana nasıl bir gelişim görüyorsunuz kendinizde?25 yaşındayım, büyüyorum. Yaptığımız iş de bizimle birlikte büyüyor. Yazdığım sözler de biraz daha büyüyor gibi. ‘Aşk ve Gariplikten’, 25 yaş şiirim oldu gerçekten. Yeni insanlar, yeni yaşanmışlıklar giriyor hayatımıza. Genel olarak hayat seni bir yerlere itiyor.

Haberin Devamı

Şiir okumak utandırıyor beni

* Şair kimliğinizle de çok popülersiniz. Şiir yazmaya ne zaman başladınız?11 yaşında. Çok çirkin şiirler yazıyordum (gülüyor). Ergenlik zamanımda her şeye kızan şiirler yazdım. İnanılmaz depresif ve mutsuz. Ama “Neden oğlum?” diye sorsan, hiç belli değil sebebi. Şimdi yavaş yavaş yazdıklarım oturmaya başlıyor.

* Kitap çıkaracağınızı duydum.
Evet, 2013’ün sonlarına doğru çıkarmayı düşünüyoruz. Çok acele etmek istemiyorum çünkü ilk şiir kitabım olacak. Editörlüğünü Küçük İskender yapacak.

* Küçük İskender gibi ‘Şiir Geceleri’ düzenlemek ister misiniz?

İnsanların önünde şiir okumak çok utandırıyor beni. 25 bin kişinin önünde şarkı söylemişliğimiz var ama 100 kişinin önüne çıkıp şiir okuduğum zaman kızarıp bozarıyorum.

‘KANKASI’ ERDEM YENER SORDU

* Twitter’daki yazışmalarınızı gördükten sonra Erdem Yener’in size bir soru sormasını istedim. “Geceleri yastığa başını koyduğunda en çok ne düşünüyor?” dedi.
Genelde acaba Erdem Yener de beni düşünüyor mudur diye düşüne düşüne uyuyakalıyorum (gülüyor).
Günü düşünüyorum. Neler yaptığımı, kimlerle neler paylaştığımı ve nelere güldüğümü. Sonra ertesi günü düşünmeye çalışarak uyuyakalıyorum.

Haberin Devamı

“KÖKLERİMİZE GERİ DÖNDÜK”

* Babylon’da verdiğiniz lansman konserinde fanlarınız çığlık çığlığaydı...
Takipçiler en öndelerdi. Parçalara eşlik ettiler. Bir şarkıyı durdurdum hatta. Öyle bir halet-i ruhiye içine girdim, acaba yanlış şarkıyı mı söylüyoruz diye. Daha adam gibi ben ezberleyememişim... Eurovision zamanında herkesin evine promosyon şeklinde bir Can Bonomo sokuldu. Tabii ki kitle daha da büyüdü. Ama şimdi köklerimize geri dönmeye başlıyoruz.