Caddeİnsanlar tabancayı bana yakıştıramadı

İnsanlar tabancayı bana yakıştıramadı

18.10.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

'Komiser Nevzat'ın ömrü kısa sürünce soluğu aynı gün başka bir dizide alan Altan Erkekli dört bölümde biten projeyle ilgili olarak "Elime tabancayı yakıştıramadılar. Seyirci de beklemeye tahümmül edemedi" dedi

İnsanlar tabancayı bana yakıştıramadı

Yılların tiyatrocusu Altan Erkekli'yi de tüm Türkiye "Vizontele" sayesinde tanıdı. Ancak o geç gelen şöhretin öcünü birilerinden almaya kalkmadı, kendiyle de çevresiyle de hep barışık oldu. "Cafe Sohbetleri"ne Altan Erkekli'yi konuk etmek isteyişimin sebebi şuydu: Ahmet Ümit'in eserinden büyük umutlarla diziye dönüştürülen ve Altan Erkekli'nin oynadığı "Komiser Nevzat"ın ömrünün çok kısa sürmesi ve ünlü oyuncunun dizinin bittiği gün bu kez yoğurtçu rolüyle bir başka diziye başlamış olması..."Yılın dizisi" diye tanıtılan bir projenin "dizi mezarlığı"na kaldırıldığı gün "Komiser Nevzat" kimliğinden sıyrılıp "Kanlıca yoğurtçusu" olmanın insanda nasıl bir ruh hali yarattığını öğrenmekti... Tiyatrocuların kaderidir... Sahnede bir ömür tüketirler ama adları ve yaptıkları sadece tiyatro tutkunları tarafından bilinir... Bir sinema filmi ya da bir dizideki rol sayesinde ise bir anda milyonların sevgilisi oluverirler... Yeni hayata adapte olmakta zorluk çekmezler ama nedense geç gelen şöhretin faturasını medyaya keserler... "Beyaz Gelincik" dizisinin Adana serüveni iki yıl sürünce böyle oldu. Orada çok iyi kebapçı dostlar edindik. Hâlâ da konuşuruz. Uçakla bize kebap yolluyorlar. Biz orada sürekli kebap yiyorduk, İstanbul'a gelince de evdekiler "Bizi kebapçıya götür" deyince çıldıracak gibi oluyordum. Sizi biraz kilo almış gördüm? BKM ile organik bağımız sürüyor ama "Beynelmilel" ve "Hokkabaz" filmlerinde bana rol düşmedi. Bir süredir BKM ile ortak bir çalışmanız yok değil mi? Şu anda Yılmaz Erdoğan'ın birkaç film projesi varmış ama tezgâha çıkmadı. Çıkarsa ben de mutlaka olurum. Organik bağ, inorganik bağa mı dönüştü? Tiyatro zaten gönül işi. Muhteşem paralar kazanarak hayatını idame ettiren tiyatro sanatçısı az. Yani yetinmeye bağlı bir şey. Biz 25 sene Ankara Sanat Tiyatrosu'nda çalışırken "Bir aba, bir hırka" felsefesiyle yaşadık. Ama kimse aç ve açıkta kalmadı. Sadece bu bakışla ilgili. İkinci soruya gelince Gencay Hanım'ın oyunlarındaki repertuvarlara herhalde kendi düşlediği oyuncu kadrosunu bulamamıştır. "Dizilerde sanat yapılmıyor"a ise katılmıyorum. Örneğin "Bir İstanbul Masalı" dizisi ekrandayken beni yolda çevirip öpen insanlar vardı ve "Sayenizde iyi bir baba olmayı, eşime iyi davranmayı öğrendim" diyen çok oldu. Gencay Gürün sahneye koyacağı oyunlar için oyuncu bulamamaktan dert yanıyor, "Bütün oyuncular dizilere gidiyor" diyor. Bu işe ne diyorsunuz? Öncelikle Ahmet Ümit'in çok önemli bir polisiye yazar olduğunu kabul etmemiz gerekir. Dokuz eseri içerisinde "Komiser Nevzat", okuyucuların çok beğendiği bir karakter. Senaryomuzda belki de, izleyiciye 13 bölümlük bir serüveni peş peşe izlemesinin gerektirdiği bir zorunluluk vardı. Herhalde TV seyircisi her şeyi çok çabuk keşfetmek istiyor. Biz "Komiser Nevzat"ta "Ali"nin gerçek anne ve babasını ararken 13 bölüm içerisinde o kişinin "Kudret" olduğunu anlatacaktık. "Zeynep"in ailesinin öyküsü, benim eşimin öldürülme olayı yine ilk 13 bölümde anlatılacaktı. 13'ten sonra "Mevlana Operasyonu"yla Türkiye üzerine oynanan oyunlar gösterilecekti. Seyirci bunu bekleme tahammülünü ve cesaretini gösteremedi. Yani TV dizisindeki 45 saniyelik izleme mantığını, "Komiser Nevzat" senaristlerinden beklediler. Olayları çözmekteki ipuçlarını bizim senaryomuz geç verdi. Bana gelen kişisel eleştirilerde de, elimde tabancayı bana yakıştıramadıklarını söyleyen oldu. "Biz onu daha çok bir aile babası ve daha yumuşak rollerde görmek istiyoruz" dediler. Ama "Komiser Nevzat" da, bir aile babasıydı. "Silahla sağlanan adalet, adalet değildir"i söyleyen bir komiserdi. Ama biz dört bölümde bunları anlatamadık, silahı ve rozeti emniyet müdürlüğüne teslim ettik. "Bir İstanbul Masalı", "Beyaz Gelincik" dizileri ikişer yıl sürdü , "Komiser Nevzat" tutmadı, niye? Öncelikle açık yüreklilikle şunu söyleyeyim ki, dizinin TRT'de olması benim için önemliydi. Dört bölümlük "Komiser Nevzat" serüveninde, yarışın içinde çok bunaldım. Her hafta yayından sonra kaçıncı olduk, kalktı mı, kalkmadı mı telaşı... "Arkanızdayım" diyen kanal yönetimi, devam ediyoruz diyen yapımcılar oldu ama dizi yayından kalktı. Başka türlü arkamızda oldular. TRT'nin kalıcı limanında olmayı tercih ettim. Büyük de konuşmayalım... Beyaz bir sayfa ile yola çıkıyoruz. Kadroya baktığınızda hepsi deneyimli insanlar. Bir mahallede isimsiz kahramanların yaşadığı aşklar, tatlı dedikodular ve hırslarla insanlara omuz omuza yaşamaya çalışan bu uğurda her şeyi elinden geldiğince yapmaya çalışan insanları anlatacağız. TRT'nin "Güzel Günler" dizisini seçmenizin nedenleri ne? 18 yaşındaki oğlum Efe, tiyatro bölümünü kazandı. 8 yaşındaki Can, üçüncü sınıfa gidiyor. Onun da ideali oyuncu olmaktı ama eve iki kedi aldık, şimdi veteriner olmayı düşlüyor. Çocuklarınız için şimdiden "armut dibine düştü" demek mümkün mü? Kit'i seslendirmedim o yanlış. Onu Savaş Tamer konuşurdu Ankara Devlet Tiyatrosu'ndan. Ama Edi ve Büdü'de ki, Edi bizim için çok önemliydi Köksal Abi'yle beraber. Amerikalılar'dan madalya aldık. Yıllarca dublaj yaptınız. "Susam Sokağ"ndaki Edi'yi, "Kara Şimşek"te Kit'i seslendirdiniz? 'Beyaz Gelincik'te rezil oldum Çünkü rezil oldum. Dedim ki, senaristlere, "Türkiye bizden bunu mu bekliyordu?" Aldığım yanıt, "Abi, reyting kaygısıyla... Sen büyük oyuncusun, bu virajı ancak sen dönebilirsin." Dedim ki; "Bunlar çok çirkin düşünceler, ne size, ne şirkete böyle bir şey yakışıyor". Sonra "Komiser Nevzat" yayından kalkınca beddua mı ettiler diye düşündüm. (Kahkaha atıyor) Başta niye bunu bana söylemediklerini sordum. Çünkü kendimi ihanete uğruyor gibi gördüm. Tamamen rolünün etkisinde kalan hayata öyle bakan psikopat bir tavrım yok benim. Biz oyuncuyuz ama bunu bana baştan söyleselerdi, rolün kendi içindeki kıvrımlarını öyle kurardım. Oynarken farklı bakardım, mimiklerim farklı olurdu. "Beyaz Gelincik"i kırgın tamamladım. "Beyaz Gelincik"te aileyi çekip çeviren bir ağabeyken dizinin finalinde bir anda kötü adam oldunuz. Tepki gösterdiğiniz söylendi bu duruma? Benim tutkum "Bizimkiler" dizisiydi. Pazar günü koştura koştura eve gelip "Bizimkiler" başladı mı diye sorardım. Eşim çok kırılırdı, "Önce çocuğa bir bak, bana merhaba de" derdi. O bize aitti, ben bize ait şeyleri çok seviyorum. Dizi izliyor musunuz? "Hatırla Sevgili"yi izliyorum. "Bıçak Sırtı"nı izledim. Sinema tadında çekilmiş. Erkan Petekkaya'nın "Sessiz Fırtına" dizisini bekliyorum. . "Bizimkiler" rahmetli oldu, yeni dizilerden izlediğiniz yok mu? Beyin felçli çocuklara okul kampanyası Kaynaştırılmış eğitimle, sağlıklı çocuklarla, beyin felçli çocukların birlikte okuduğu bir okul projemiz vardı onu tamamladık. Hastanede Hacettepe Üniversitesi'nden sekiz profesörümüz var. Türkiye'nin her bir yerinde olan fizyoterapi merkezlerine doğru yöntemle tedavi edilme şeklini sunacağız. Ondan sonraki hedef, aileler, "Biz öldükten sonra o çocuklara ne olacak?" diyor. Onların güvence altına alınacağı bir vakıf, bir köy, sosyal yaşamlarını güvence altına alacak yer. Ama bu büyük bir düş benim için, bilemiyorum ne derece olabilir. Beyin felci geçiren çocuklar için sosyal bir kampanya vardı onunla ilgili çalışmalar ne durumda? Büyük bir senaryonun yazarlarının ve yapımcılarının kim olduğunu bilmeden kendi içimizde gereksiz bir kavganın içindeyiz. ABD'nin planladığı büyük harekâtın içerisindeki yer zaten belirlenmiş, olayın nereye gideceği belirlenmiş. Ama biz inatla bunu görmemekte ısrar ediyoruz. Ben gençliğe yeni kuşağa çok güveniyorum. Türkiye'nin nereye gittiğini düşünüyorsunuz, tablo nasıl? Çok borç verdim acınacak hale geldim İyi ki tiyatrocu olmuşum Ankara Sanat Tiyatrosu'na girmişim. İyi ki Ebru ile evlenmişim. İyi ki gene tiyatronun içindeyim. Herhangi bir başka yerde olup da hayatı kahır edeceğimiz noktada olabilirdik. Keşke yapmasaydım dediğim; çok borç verdim. Öyle bir hal oldu ki geçen yılki bayram cebimde param yoktu yeğenlerime verecek. "Acıma, acınacak hale gelirsin" durumu yani... Bugüne kadar iyi ki yapmışım, keşke yapmasaydım dediğiniz neler var? Bu kez garantiye aldık (gülüyor)... Bu bayram öyle bir durum olmadı herhalde? Şöyle oldu 1984 yılında rahmetli yönetmen Ömer Kavur'un "Anayurt Oteli" ve "Adı Vasfiye"ye gidemedim. Çünkü o sırada Devlet Tiyatrosu'nda stajer oyuncuydum. Turgut Özakman; "Stajerken izin alıp böyle bir sinema filmine gitmek stajını yakabilir" demişti. O yüzden iki sinema filminde olmadım. O benim için kayıp. Belki de böylesi daha zamanlı oldu bilemiyorum. Sizin bugüne kadar iş anlamında kabul etmediğiniz, ıskaladığınız bir proje oldu mu? Bir arkadaşımla ortak düşlediğimiz güzel bir tiyatro okulu var. Şöyle ağaçların arasında falan bir bina. Oraya 10 öğrenci alacaksın ilk yıl. Bunu mutlaka yapmak istiyorum. İster özel anlamda, ister sanat anlamında yapmasam gözüm açık gider dediğiniz şeyler neler? Ebru Erkekli: YoldaşımDemet Akbağ: Yetenekli, iyi arkadaşımCem Yılmaz: UzaylıAbdullah Gül: KayseriliRutkay Aziz: Büyük önder, abiAta Demirer: Tulumba tatlısıNecati Akpınar: Can dostumYılmaz Erdoğan: Usta kalemBetül Şahin: İyi bir partnerErkan Petekkaya: Delikanlılığın doruk noktası aeyuboglu@milliyet.com.tr 10 ismin çağrıştırdıkları

KEŞFETYENİ
Ünlü çift arasında yeni kriz! İntikamını aldı
Ünlü çift arasında yeni kriz! İntikamını aldı

Cadde | 17.06.2025 - 11:25

Dünyaca ünlü yıldız Justin Bieber ile model eşi Hailey Bieber arasında sular durulmuyor. Ünlü çift bu kez Instagram yorumlarında birbirine imalı sözler söyledi.

Yazarlar