‘Paramparça’ dizisindeki ‘Keriman’ karakteriyle geniş hayran kitlesi oluşturan Nursel Köse, rolünü, vatandaşı olduğu Almanya’da yaşadıklarını ve çok sevdiği oyunculuğu anlattı.
Öncelikle ‘Keriman’ karakteriyle başlamak istiyorum. Hayranlarınızın bu kadar çığ gibi büyüyeceğini tahmin ediyor muydunuz?
Bir karaktere hazırlanırken, ‘Nursel Köse’ gibi damga vurması için çok uğraşırım. Bana has ve hiç görülmemiş huyları olan bir karakter olması konusunda seçici davranırım. ‘Keriman’, aslında ‘kötü kaynana’ karakteriydi ama yaşım gereği görümce oldu.
Aslında kötü karakterler sevilmez ama siz bu konuda bir ilksiniz sanırım...
Türkiye’de hiç görülmemiş bir komedi yanım var. Bunu gösterebilme isteğim yıllardır vardı ama kısmet olmadı. Dediğiniz gibi, Türkiye’de kötüler hep kötüdür ve sevilmez. Ama ‘Keriman’ karakteriyle bunu kırdım ve kötüleri de sevilir hale getirdim. O yüzden bu kadar özel ilgi oldu. ‘Keriman’ öyle bir kişilik oldu ki, nüfus cüzdanı bile çıkarılabilir.
Siz kendinizi izlerken ne hissediyorsunuz?
O kadar gülüyorum ki... ‘İnsan kendine bu kadar güler mi diye?’ diye düşünüyorum kendi kendime. ‘Keriman’ bana çok yabancı ama bir o kadar da benden bir parça.
Ortak yönleriniz var mı?
Çabukluğu, matematik kafası ve ani parlaması.
Farklı kadın profillerinin süzmesinden meydana gelen bir karakter olduğu için mi bu kadar ilgi gördü?
Kesinlikle. Beden diline çok önem veririm. O yüzden ‘Keriman’da da beden dilini fazla kullanıyorum.
Almanya’da mimarlık okurken oyunculuğa yöneldiniz...
İşçi ailesi olarak gitmedim Almanya’ya, okumak için gittim. Puanlarım mimarlık için yeterli gelince seçim yaptım. Diplomamı elime almak, özgürlüğümü satın almak adına benim için önemliydi. Genelde o dönemlerde sanat ve oyunculuk çok fazla ciddiye alınmazdı. Aileme diplomamı hediye edip oyunculuğa yöneldim.
‘Ben oyuncu olacağım’ dediğinizde aileniz nasıl karşıladı?
Dramatik olaylar yaşamadım. İlk olarak büyük ablam Almanya’ya gitmişti. O dönemlerde de Almanya hakkında çok olumlu şeyler söylenmiyordu. Özellikle oradaki Türk kadınları için. O yuzden babam bizzat gidip görmeyi istedi... O dönemde de büyük bir karnaval vardı. İnsanların tam eğlencenin ortasındaki hallerine şahit oldu. Ama sonrasında farklı deneyimler yaşayarak aslında oranın insanının farklı olduğunu anladı.
Şiir kitabı çıkaracağınız doğru mu?
Taslağı hazır. Görüşmelerim devam ediyor.
‘Keriman’ı oynamak maraton koşusu gibi’
Nursel Köse’nin bir günü nasıl geçer?
‘Keriman’a hazırlanmakla geçiyor. Bu karakter, gerçekten maraton koşusu gibi.
Dizi oyuncuları çekim saatlerinin uzunluğundan ve yorgunluktan şikayetçi. Ne düşünüyorsunuz?
Avrupa sinemasından geliyorum. Orada 90 dakikalık bir film, en az üç ayda çekiliyor. Hazırlıkların 1 - 1.5 yıl sürdüğünü bilirim. Onlar, burada 90 - 120 dakikalık bölümler çektiğimizi duyunca çok şaşırıp, ‘Sizin vücudunuz bu tempoya nasıl dayanıyor?’ diyor.
Genç oyunculara yatırım yapmak var mı aklınızda?
Tabii ki. Onlarla kısa film çekiyorum ya da filmlerde rol alıyorum. Motive olmaları adına her şeyi yapıyorum.
Ölene kadar oyunculuk mu yapacaksınız?
Tek yönlü bir insan değilim. Komedi filmi ve stand - up yazıyorum. Almanya’da ‘Kadın Kabaresi’ yaptım çok özlüyorum. Yeni projelerim var.
Setteki arkadaşlık bağı nasıl?
Nurgül’le (Yeşilçay) ‘Yaşamın Kıyısında’ filminde çalışmıştık. Yedi yıl aradan sonra buluştuk. Onunla birbirimizi çok güzel besliyoruz. Kötü ‘Keriman’ın Nurgül’e çemkirdiği sahnelerde bazen gülme krizine giriyoruz. Erkan’la (Petekkaya)rollerimizden kaynaklı sık sık bir araya gelemiyoruz.
‘Kan grubuma göre besleniyorum’
Dizide olduğunuzdan çok daha ince ve fit görünüyorsunuz?
Saçlarımı yolda çekiştiren insanlar var, ben miyim diye... Ben yaş olayını bir rakamda sabitledim. Bu, işin esprisi tabii. Kan grubuma göre beslenirim. Bu konuda dikkatli ve bilinçli davranırım.
Nasıl bir yapıya sahipsiniz? Çabuk kırılır mısınız mesela?
Maalesef kafama takarım. Örneğin, sosyal medyadan binlerce pozitif yorum geliyor ama arada bir tanesi olumsuz olursa, onu irdelerim. Kızdığım ve sinirlendiğim olaylar oluyor tabii ama kinci değilimdir, unuturum.
Sizi en çok ne mutlu eder?
Alışveriş yapmak. Bir de bisiklet kullanmaktan keyif alırım. Ama Cihangir’de yaşadığım için böyle bir şansım yok ne yazık ki.
Aklınızda gerçekleştirmek istediğiniz bir proje var mı?
Türkiye’de kadınlar stand - up gösterisi yapmalı bence. Böyle bir projenin içinde yer almak istiyorum.
‘Ben de Oscar almak istiyorum’
Bu yönde bir de ödül aldınız hatırladığım kadarıyla...
Evet. ‘Plattino Ödülleri’ altı yıldan beri Almanya’da değerli kişilere verilen, geçerli bir ödül. Eski Cumhurbaşkanı Rolfe’e verilmişti. Bu yıl da kadın olarak ben aldım. Kültürler arası köprü olma, bu yolda çalışma ve kendini adama anlamında bir ödül aldım. Yıllarca ‘Almanya’da yaptığım işin hiçbir zaman karşılığı olmuyor’ demişimdir. Ama bu ödül, emeklerimin boşa gitmediğini gösterdi.
İlerleyen yıllarda kendinizi nerede görmek istiyorsunuz?
Herkes gibi ben de Oscar almak istiyorum. Türk sineması atağa kalktı. Dünyada ses getiren bir filmde rol almak istiyorum.