Venedik Mimarlık Bienali’nde öne çıkan genç Türk mimar
Sanat dünyası Venedik Bienali 2026’nın küratörü Koyo Kouoh’un ani vefatına büyük üzüntü duydu.
Geçen hafta aynı günlerde Venedik Mimarlık Bienali 2025, “Intelligens: Natural. Artificial. Collective.” temasıyla hızla başladı.
En çok dikkat çeken projeler arasında Türkiye’den bir genç mimarın adı öne çıkıyor: Levent Özruh.
“ANTI-RUIN” adlı projesiyle, hem Türkiye Pavyonu’nda hem de Arsenale’deki ana sergide yer alan Özruh, çağdaş mimarlık anlayışını yeniden şekillendiren bir yaklaşım sergiliyor.
Levent Özruh kimdir?
Levent Özruh, mimarlık eğitimini Edinburgh Üniversitesi, UCL ve AA School of Architecture’da tamamladıktan sonra, MIT’nin Senseable City Lab’inde araştırmacı olarak görev aldı.
Profesyonel kariyerinde Carlo Ratti Associati ve Coop Himmelb(l)au gibi prestijli ofislerde çalıştı.
Şu anda, OZRUH adlı araştırma odaklı tasarım stüdyosunun başında ve Hassell’de Uzay Mimarlığı ekibinde yer alıyor.
Ayrıca AA School’da Moonshot Visiting School programının direktörlüğünü üstlendi.
Taşın dijital dönüşümü
“ANTI-RUIN”, taş ve kum agregalarıyla 3D baskı yöntemiyle üretilmiş 12 büyük yapı bloğundan oluşuyor.
Bu yapı, geleneksel taş işçiliğinin sınırlarını zorlayarak, doğanın ve teknolojinin birleşiminden doğan yeni bir estetik ve işlevsellik sunuyor.
Proje, ETH Zurich’te Dr. Pietro Odaglia tarafından geliştirildi ve Danae Polyviou tarafından mühendislik desteği sağlandı.
Üretim süreci, Troy Edige ve Beyza Mese tarafından belgesel hâline getirildi.
Sukgyo Lee’nin fotoğraflarıyla belgelenen bu süreç, Arsenale’deki ana sergide izleyicilerle buluşuyor.
Türkiye Pavyonu’nda toprağın hafızası
Levent Özruh’un projesi, Türkiye Pavyonu’nun küratörlüğünü Ceren Erdem ile Bilge Kalfa’nın üstlendiği “Yerebasan” başlıklı sergisinde görülebilir.
Bu sergi, toprağı bir ekosistem, doğal zeka ve kültürel hafıza deposu olarak ele alıyor.
Levent Özruh’un “ANTI-RUIN” projesi, bu temayla paralel olarak, toprağın ve taşın dijital dönüşümünü ve geleceğe dair sürdürülebilir bir yaklaşımı temsil ediyor.
Levent Özruh’un tasarım anlayışı, mimarlıkta sürdürülebilirliği ve uyumlu evrimi merkeze alıyor.
“ANTI-RUIN”, yalnızca estetik bir obje değil, aynı zamanda geleceğin mimarlık anlayışını yansıtan bir manifesto niteliği taşıyor.
Bu proje, mimarlığın yalnızca estetik değil, aynı zamanda çevresel ve kültürel bir sorumluluk taşıması gerektiğini vurguluyor.
Levent Özruh’un “ANTI-RUIN” projesi, Venedik Mimarlık Bienali 2025’te, mimarlığın geleceğine dair umut verici bir bakış açısı sunuyor ve genç Türk mimarların uluslararası arenada ne denli etkili olabileceğini gösteriyor.
Hatırlatalım, geçen hafta başlayan Venedik Mimarlık Bienali 23 Kasım’a kadar devam ediyor.
