MOTOSiKLET TUTKUSU

Cep telefonu çalıyor. Arayan “Ben Keanu Reeves” diye kendini tanıyor. Beş dakika hal hatır sorup lafladıktan sonra röportajı yapacağımız evinin adresini veriyor. Hollywood dünyasından ünlü bir aktörle röportaj ayarlamak genellikle böyle olmuyor. Menajerlerle bitmek tükenmek bilmeyen email trafiği, resmi talepler, büyük egolarla önemli telefon görüşmeleri eksik olmaz. Keanu Reeves’in tipik Hollywood aktörü profilinin dışında bir duruşu var. Sürpriz telefon konuşmasının ardından cumartesi motor yarışına gitmek üzere buluşuyoruz.
Harita takibine rağmen Chobham Test alanını bulmak pek kolay olmuyor ama Reeves halinden memnun. Bir kahvenin ardından Ducati Diavel’la tur atmak için hazır. ‘47 Ronin’in çekimleri için üç ay boyunca Londra’da ve set aralarında motosiklet turunu kaçırmıyor. Motosiklet macerası 22 yaşında başlamış. “20 yaşında Los Angeles’a taşındım. Film çekiyorduk. Sette tanıştığım bir kızdan motosikletini kullanmak için izin istemiştim. ‘Olur’ dedi Ben nasıl kullanacağımı bilmiyorum deyince bana neyin nerede olduğu gösterdi. Stüdyo etrafında kullanmaya başladım, çok heyecanlandığımı hatırlıyorum.”

İlk göz ağrısı
Kawasaki 600 Enduro satın aldığı ilk motosikleti olmuş, Norton Commando’ysa ilk göz ağrısı. “Annemin bir arkadaşının kanarya rengi Norton’uyla fotoğrafını unutamam” diyor. Reeves’in bugün 3 Norton’ı var. Sandra Bullock ve eski eşi Jesse James ona West Coast Chopper hediye etmiş. Yıllar boyunca farklı motosikletlere de göz kırpmaktan geri kalmamış. “Film çektiğim şehirlerde motosiklet alıp çekimlerden sonra satıyordum, İlk Harley’imi film çekimi için gittiğim Pittsburgh’da almıştım” deyip ekliyor “Bir tiyatro projesi için Massachusetts’te Suzuki GSX-R750 satın almıştım. Sonra motosikleti terk ettim.” Reeves’in ‘motosikleti terk ettim’ deyimiyle kaza bilançosundan bahsettiğini anlıyoruz.

Reeves’in kaza raporu Yıllar içinde irili ufaklı kazaları olmuş. Mulholland yolunda bir otomobilin üzerinden takla atıp dizini parçalamış. Sunset Bulvarı’nda önüne çıkan araçın çarpmasıyla iki dişinden olmuş. Kazayı anlatırken “Garip olan da kazadan sonra yerde yatarken bir kadını gelip ondan imza istemesiydi” diyor. Topanga Kanyon’unda kontrolünü kaybedip yoldan çıktığında “İlk kez ölüme bu kadar yakın olduğumu hissettim” derken o günü hatırlıyor: “Karanlıktı, viraja çok hızlı girmiştim. Dağın yamacına çarptığımı hatırlıyorum. Her şey karanlık. Yaşadığınız şok hayatta kalmak için bir sonraki basamağa atlamanıza yardım ediyor. Hayatım boyunca ilk kez ‘İmdat’ diye bağırdım. Utanç vericiydi belki ama ölmek istemiyordum. Sonra karanlıktan bana ‘Ambulans yolda’ diyen sesi duydum. Ardından kanyondan ambulansın ışıkları göründü. Hastaneye geldiğimde iç kanamam olduğunu söylediler. Bir hafta hastanede yattım.”

“Çoğunda hatalıydım”
Reeves bugüne kadar yaptığı kazaların böyük bir bölümünde kendini hatalı buluyor. Gece vakti motosikleti farları kapatıp kullandığı günler artık çok uzakta. Bugün 47 yaşında kaskını çıkarmış poz verirken “Bu motosikleti sevdim bana eski Amerikan otomobilllerini hatırlatıyor. Agresif değil büyük ve güçlü” diyor.