09.11.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
ABDULLAH MALKOÇ - abdullah.malkoc@milliyet.com.tr
- Albümünüzde kendi şarkılarınız da yer alıyor. Ne zamandır şarkı yazıyorsunuz?
Müzikle profesyonel olarak ilgilenmeye başladığım 16 yaşımdan beri yazıyorum.
- Şarkıları yazarken sizi neler etkiliyor?
Depresyondan, kötü havadan ve melankoliden çok besleniyorum. Gri ve yağmurlu havalar beni besler. Yağmurlu havalarda dolaşmayı da çok severim. Onun dışında yaşadıklarımı tabii ki yazıyorum ama yaşamadıklarımı da yazıyorum. İlla şundan ilham alırım diye bir şey yok. Her şeyden ilham alabilirim.
- Şarkı yazarken nasıl bir ruh haline giriyorsunuz?
Televizyon izlerken bile şarkı yazmışlığım var. Öyle bir odaya kapanıp, konsantre olmalıyım gibi bir ritüelim yok.
- Şimdiye kadar kaç şarkı yazmışsınızdır?
100 tane vardır.
- Her şeyin çok çabuk tüketildiği bir dönemde. Şarkıların birçoğu artık sezonluk... Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
İçimden geçen şeyleri yazıyorum. Daha yeni albüm çıkardım, içinde dokuz şarkı var ve hâlâ ‘Yeni albüm ne zaman?’ mesajları geliyor. Açıkcası bu biraz garibime gitti. Klip çektik, ‘Yeni klip ne zaman?’ diyorlar. Çabuk tüketiyoruz ve buna üzülüyorum. Dün çıkarttığınız şey rafta duruyor, bugün ‘Yenisi ne zaman?’ diyorlar.
- Sıla’yla yollarınız nasıl kesişti?
Bir müzisyen arkadaşımız bizi tanıştırdı. Hem Sıla’ya hem de benim grubumda davul çalıyordu. Benim böyle bir niyetim olduğunu biliyordu. Beni Sıla ve Efe Bahadır’a teslim etti. Yaklaşık dört yıldan beri de beraberiz.
- Tarzınız ve hareketleriniz Sıla’ya benzetiliyor. Bunun için neler söylemek istersiniz?
Sıla’yla ses aralığımız, rengimiz hakikaten aynı. Kadın sesleri üçe ayrılır ve ikimiz de alto grubundayız. İşin altında Sıla imzası olduğu için de böyle düşünülüyor... Algımız böyle çalışıyor. İnsanlar bunun bir iltifat olduğunu da düşünüyorlar. Yani ‘Sıla gibi, çok güzel’ falan diye... Şimdi eğri oturup, doğru konuşalım, iyi ki Sıla’ya benzetiyorlar. Sonuçta o benim kahramanım. Yollarımız kesişmeseydi bu kadar içime sinen bir albüm, bir prodüksiyon olmazdı. Zaman içinde hocam, arkadaşım oldu. Sıla’ya benzetilmek beni üzmüyor.
‘Hedefim ölene kadar şarkı söylemek’
- Tanındıktan sonra sizi en çok şaşırtan şey ne oldu?
Çok şaşırtan bir şey olmadı ama aslında tanınmak başlı başına şaşırtıcı bir şey. İnsanların yolda görüp ‘Aa, Olmazsan Olmaz geçiyor’ demeleri gibi bir şey vardı. Şimdi albümle birlikte bunu Güliz Ayla’ya döndürdük.
- Hedefiniz nedir?
Sektörün tüm zorluklarına rağmen dünyaya yine gelsem yine şarkı yapardım. Hedefim ölene kadar şarkı söylemek. Ve her bir sonraki albümümün bir öncekinden çok daha iyi olması ve daha çok insana ulaşabilmek.
‘İyi ki yolumuz kesişti’
- Sıla ve Efe Bahadır’la ilk tanışmanızda neler oldu?
Biraz muhabbet ettik, çok renk vermediler. ‘Senin Olmaya Geldim’ şarkısını söyledim. O gün ayrılırken sonraki buluşma gününü tayin etmiştik. Çalışmaya başladık ve devam ediyoruz.
- Sıla’nın sizi desteklemesi avantaj mı dezavantaj mı?
Büyük avantaj! Sıla’yı zaten biliyordum ve yaptığı işleri çok beğeniyordum. Hem tecrübesi hem de müzik piyasasına bakış açısı büyük bir artıydı. İyi ki yolum onlarla kesişti...