Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Nuri Çolakoğlu bizim sektörün fazla ortalarda görünmeden işini profesyonelce çok iyi yapan, sonra kenara çekilip bir de güzel izleyen önemli isimlerinden biri. Hani ‘ortaya karışık olsun’ diye laf etmez. Bloomberg HT kanalında ‘İkonoskop’ programında Faruk Bayhan’a konuk olmuştu.
Eski Show TV günleri konuşuldu. Özel televizyon tarihinin önemli günleriydi. Çolakoğlu gelecekle ilgili tespitler yaptı. Süre de çok uzun değil 10 senelik öngörüler. Böyle olunca işi ciddiye almak gerektiğini düşündüm.
10 yıl içinde bizim izlediğimiz bu bol dizili kanal formatı olmayacak. Zaten bu Batı’nın da tartıştığı bir konu: ‘Herkesin televizyon kendine’. Bana göre 10 yıl, Türkiye için erken bir örgörü. Biz muhafazakar bir toplumuz. Ne kadar vep telefonu ve internet hastası olsak da. “Bitecek” demekten çok, “10 yıl içinde kendi televizyonunu izleyen sayısı artacak” saptaması bana daha olası geliyor.

Haberin Devamı

‘Yerli malı’ televizyon kalmayacak

Nuri Çolakoğlu, TRT dışında yerli televizyon kalmayacağını söyledi. Bunun öngörülen süresi de 10 yıl. Bunu “İddia ediyorum” diyerek söyledi. Evet, bu sanki daha yakın gibi. Yani epey tantana olacak bu 10 yıl içinde.

Kırmızı noktalı programa karşı çıkan bakan

O zamanlar RTÜK yok. O zamanlar Show TV’ de kırmızı noktalı geceler vardı. Ahlak filan da galiba fazla bozulmamıştı! Öpüşmelerin cezalandırıldığı ‘ahlaki’ dozu yüksek zamanlara geldik, ama mesela kadına şiddet dorukta, hapçı sayısı artmış filan. ‘Tutti Frutti’leri seyrediyorduk. Show TV’nin o kendine özgü kırmızı logosu çıkardı. Dönemin İçişleri Bakanı Ömer Barutçu, “Siz ahlaksız yayınlar yapıyorsunuz” diyerek yayından kaldırılmasını istemiş.
Aynı kanalda cuma sabahları da din programı varmış. Ben hatırlamıyorum. Hatta bir genel yayın müdürü, televizyon karşısında ‘kırmızı nokta’ varken uyumuş koltukta. Ezan sesine uyanmış. Hani akşam nerede bıraktık, sabah ne oldu gibilerinden bir durumla karşılaşmış! Böyle bir dönemi de yaşadık.

KERİM ABİ REKLAMDA OYNADI!

Basketbolun efsanevi ismi Kerim Abdul Cabbar’ın Beyaz’ın şovundaki halini unutamadım. Sorulan sorular, hediye edilen koca nazarlık ve onun bakışları. Ben de şöyle bir intiba uyandı: Kerim Abdülcabbar ülke sınırları içine girdikten sonra şaşkın bir hal aldı. O hali, Şahan kardeşle oynadıkları Turkcell reklamına da yansımış. Sanki Kerim Abi’yi ‘Beyaz Show’dan almışlar, apar topar kısa İstanbul turunun “Hadi abi, şimdi reklam filmi çekelim, şu tombul kardeşle oynayacaksın, kendisi çok ünlü. Senin kadar olmasa da” demişler. Hatta sanki, kameranın karşısına arkadan hafif ittirerek çıkarmışlar.

CEM YILMAZ’A ŞİİRİ SEVDİRMEK ZOR

‘Yaşamdan Dakikalar’ artık Sky Türk’te. Böyle bir sohbet programı iyi oluyor. Yeni kanaldaki açılışı Cem Yılmaz yaptı. Başbakan açılışı gibi oldu. Hani onlara da böyle bir isim yakışırdı. Aşağısı kurtarmaz. Programda Cem Yılmaz keyifliydi. Sadece Sunay Akın’ın şiir baskısı biraz bunalttı gibi geldi bana. “Abi ben şiiri pek sevmem” demeye getiriyor Yılmaz. Sunay Akın kaptırmış; “Bak bak, şimdi bunu dinle” halinde. Bitmedi, okudukça okudu; hatta sonunda bir de kağıda yazılı dörtlüğü ünlü komedyene okuttu. Cem Yılmaz’a şiiri sevdirmek zor. Bu anlaşıldı!

CLINTON KASEDİYLE BİZİMKİLERİN FARKI

Bugün TV’de Ersin Kalaycıoğlu’na rastladım. Türkiye’dekilerle dışarıdaki kaset olaylarının farklı olduğunu söyledi. Bir örnek verdi. Clinton’un başına çorap ören kaset o halde yakalandığı için değil, yemin altında yalan söylediği için olmuş. Bizimkilerde ortada yemin filan yok. Bizdeki seyyar satıcıdan alınan kasetler! Kiloyla Ersin Bey çok iyimser. Teknolojinin siyasete, özellikle seçimlerde etkili olacağını bekliyormuş. Ama nerede? İşte facebook, twitter filan. Bir bakmış teknolojiden bizim anladığımız kasede kaydetmek. Bu hiç aklına gelmemiş. Ersin Bey’i bu konuda hafif saf buldum desem yalan olmaz!