Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ben bunu ‘bir yetenek’ olarak görüyorum. Her gün, her karesine bir şantaj yerleştirebilmek yetenek işidir dizinin. Fox’un bitmez tükenmez dizilerinden ‘Unutma Beni’den söz ediyorum. Dizinin perşembe akşamı şöyle 1-2 sahnesine denk geldim. İlk sahnede, büfenin üzerinde bir mektup duruyordu. Türker, büfeye doğru bakıyordu. “Bu mektupta mutlaka erotik bir şantaj unsuru vardır” dedim. Karısı Yeşim, “Merak ettim bu mektubu” dedi. Mektup, İlkay’a yazılmış. Türker dayanamadı ve mektubu açtı, “Kocanı aldattığını biliyorum. 500 bini hazırla yoksa kocan gerçekleri öğrenir...”
Haklı çıkmıştım! Bir sonraki sahne daha da çarpıcıydı. Aralarında 65- 70 saniye vardı.

“Hani bana teslim olduğun görüntüler”
Kenan denen vatandaşımız Emine’nin kapısını çaldı. Kapıyı açan Emine, ne yüzle geldiğini sordu ve kapıyı kapatmak istedi. Kenan neden kendisini terslediğini, bunu anlamadığını, bir kötülük yapmak istemediğini söyledi. Bunu da şu sözlerle ispatladı (!): “Sana bir şey yapmak isteseydim, şimdiye kadar çoktan yapardım. Mesela sana ve bana ait olan özel görüntüleri kullanarak.” Emine, “Hangi görüntüler?” diye sordu. Kenan pis bir gülümseme eşliğinde açıkladı (ne cümle ama!); “Kendinden habersizken bana teslim olduğun anın görüntüleri...”
Emine çıldırdı. Kenan ne kadar dürüst olduğunu, Emine’yi ne kadar sevdiğini yine bu resimlerden yola çıkarak şöyle özetledi: “Verseydim internete herkes ne olup bittiğini görürdü ama yapmadım.” İstediği tek şey vardı, masum bir istek; Emine’nin gelip yeni evini görmesi.
Bu kadar masum, bu kadar içten, bu kadar samimi bir istekti. Ve biz de “Yahu adamcağız gelmiş kapıya kadar, hem bak teslim olduğun görüntüleri de vermemiş internete, nazlanma hadi” dedik. Senarist de bizim gibi düşünmüş olacak, Emine paltosunu giydi ve evden Kenan’la birlikte çıktı...
Dizi 1083 bölüme geldi. 1083 gündür, bir şantaj, bir entrika bulmak kolay mı? Ve bunu izlettirmek!

Haberin Devamı

DÖNER KEBABIN AVRUPA DEĞERİ; 10 MİLYAR EURO

SKYTURK360 kanalındaki programın adı ‘Business Class’. Sevgili Serpil Yılmaz sunuyor. Bizim yazılı basının kıdemli ekonomi muhabirlerindendir. Özellikle böyle söyledim, çünkü muhabir olmak gerçekten yazar olmaktan daha önemlidir. Böyle olunca program, haber niteliği kazanıyor.
Yılmaz’ın konuğu Baydöner’i kuran şirketin yönetim kurulu başkanı Levent Yılmaz. ‘Business bir kebap’ bölümü vardı. Avrupa’da döner piyasasının cirosu 10 milyar euroyu bulmuş. Ama hâlâ bir marka olamamış. Hamburger 6-7 euro ise döner 2.5-3 euro’muş. Yani hâlâ sokak aralarından kurtulamamış döner. “Çalışmamız, döneri lüks lokantalarda pahalı ve marka bir yiyecek haline getirmek” dedi Yılmaz. Bir saptaması bende “Köşedeki dönerciden bir daha yemesem” dedirtti. Avrupa’da et fiyatları bizdekinin yarısı. Yani bu durumda bizde 2 TL’ye köşe başı dönerinin halini bir düşünün.

Ortadoğu’da döneri kimler yapıyor?
Arap ülkelerinde de döner çok seviliyormuş. Ama bizim bu bölgede hiçbir etkinliğimiz yokmuş. Peki döneri kim yapıyor? Uzakdoğulular! Levent Yılmaz, “Tadı bir şeye benzemiyor” diyor. Dünya globalleşince durum böyle oluyor.
Eh bizde, ‘Türk usulü Çin yemeği’ yapılıyor olması, benzer bir durum değil mi? SKYTURK360’daki program dediğim gibi gazeteci geleneğinden gelen sunucusunun sorularıyla haber olabilme kıvamına gelmiş. Şu ‘business’dan vazgeçemiyoruz, o başka!