Televizyonun diziyle eşitlendiği; tanımının, ‘dizilerin oynadığı beyazcam’ halini aldığı ülkemizde bu işleri yapanların sayısını merak ettim. Şu sırada oynayan dizilerin yapım firmalarının sayısı 29 (İnterpres Ajansı verilerine göre).
Peki bu sayı sizce yeterli mi? Bence daha çoğalması lazım. Ama “Bir dizi yapalım, tutarsa bakarız” diyerek kapanıp bir yenisinin açıldığı piyasaya dönüşme riski de var. ‘’Çok izleneceğim” bir de “Kanalla bütünleşmiş dizi üreteceğim” kalıbının dışında olanların yapacağı, “Farklı olacağım” işlerinin çoğalması gerekiyor.
Şu sırada oynayan dizilerin büyük çoğunluğunu Ay Yapım gerçekleştiriyor. Avşar, TİM’S, TMC, Gold, Med Yapım, Mint Yapım özel televizyon dizilerinin aslında tekelleri. Yani çok izlenen kanalların her daim başvurduğu ya da bir yerde bu piyasanın dizilerini belirleyen, köprünün bir ucunu tutanlar. Kendi işini yapan D Production var. Belki diğer kanallarda bu yönteme doğru kayabilir.
“Sadece o kanala iş yaparız” diyen şirketler var
Fox’un bir ayrıcalığı var. Kendi dizi anlayışını yarattı. Oyuncuları no-name (ünsüz), bölüm maliyeti yüksek olmayan, temaları bildik, ama fazla uzatmadan doğrudan olaya giren diziler yayınlıyor. Focus ve Base Prodüksiyon mesela, onlara çalışıyor. Arada başka prodüksiyon şirketleriyle de çalışmaları oluyor. Onlar da bu formata uyan işler yapıyorlar.
STV’nin durumu da öyle. Ser Film’le çalışıyor. Bir de kendi iç yapımını kullanan ender kanallardan biri STV, onu da belirteyim...
Neden daha fazla olmalı?
Eflatun Film, ‘Leyla İle Mecnun’u yaptı TRT’ye. Acayip tuttu. ‘Çok işi olan’, ‘Kafası dolu olan’ın yapacağı iş değil.
Yine çarpıcı bir örnek Acayip Medya. ‘Acayip Hikayeler’le girdi piyasaya. Şimdiden ‘farklı bir diziye’ imza attığını söyleyebiliriz. Star anladığım kadarıyla bu ‘majör’ işlerin yanı sıra yenilere de kapılarını açacak.
En çeşidi bol kanal TRT
Gördüğüm TRT’de şirket çeşitliliği var; dokuz prodüksiyon şirketiyle çalışıyorlar şu sıra. Star da bu yolu izliyor. Sekiz farklı şirketle çalışıyor. Çok izlenen dizilerin kanalı iddiasındaki ATV, bu sezon Ay Yapım’la birlikte. Ay Yapım çok izlenen (ya da bu iddiayla yapılan) altı dizinin yapımcısı.
Bir ‘Kurtlar Vadisi Pusu’ yeter
‘Kurtlar Vadisi Pusu’yla para kazanan, kazandıklarıyla yeni diziler yapan (ama bir türlü istediği performansı elde edemeyen) bir Pana Film örneği var piyasada. Erler Film gibi ‘Arka Sokaklar’ın yanına yıllardır süren ‘Akasya Durağı’nı katıp, “Bu kadar yeter” diyen yapım şirketleri de var.
Yayından kalkan diziler mi başarılı, yoksa oynayanlar mı?
Yapım şirketlerinin stratejik noktaları bu. Yani sorulması gereken soru. ‘Çok dizi kaldırıp onların yerine yenilerini koymak’ politikası mı doğru, yoksa elindeki dizinin uzun ömürlü olmasını sağlamak mı? Yani oynayan diziler mi başarılı, yoksa kaldırılan diziler nedeniyle piyasa mı başarısız? Bunun cevabı nitelikli yapım şirketlerinin sayısının çoğalması ve bu tekel anlayışın kırılması. Olur mu? Olması gerekeni söylüyorum. Onu kendileri bilir!
NOT DEFTERiMDEN
DEPREM NEDEN ÇINARCIK’TA OLDU?
Gölcük Depremi üzerine çok konuşuldu o zamanlar. ‘Dini’ yorumları da olmuştu. ‘Ceviz Kabuğu’na çıkan bir ilahiyat profesörü, depremin Yalova-Çınarcık gibi tatil yörelerini vurmasının anlamlı olduğunu söylemiş... Kendisi tatile gitmiyormuş. Kitap okuyormuş. Arada bir yaylaya gidermiş... Böyle konuşmaların geçtiği dönemdi 90’lı yıllar.
ŞOVLARI TUTMADI
Gelip geçenler arasında Emel Müftüoğlu ile Pelinsu Pir var. Kanal D’de 90’lı yıllarda şov programları yapıyordu.
“Erkeklerin pabucu dama atılır” diye yazmışım. Yalan olmuş...
AHMET METE IŞIKARA HOCA SİNEMAYA GİDİNCE RAHATLIYORDUK
Fısıltı gazetesi 17 Eylül 1999 akşamı deprem olacağını yaymış. Kime güveneceksiniz? Ahmet Mete Işıkara’ya. 16 Eylül akşamı Ali Kırca’nın konuğu olmuş. Orada Hoca’ya 17 Eylül akşamı sinemaya gidip gitmeyeceği sorulmuş. O akşam da Hoca’yı alıp sinemaya götürmüşler. Görüntüleri gelmiş ekrana. İçimiz rahat uyumuşuz...