Fatih Portakal, ‘Çankaya Köşkü önünden’ yaptığı yayın ile yeni sezonu önceki gün açtı.
Fatih Bey, haberleri ‘halkla bütünleşerek’ sunuyor; anında gelen sorulara yanıt veriyor.
“En keskin yorumlarınızı yapabilirsiniz ama düşünceniz ne kadar farklı olursa olsun, lütfen hakaret etmeyin” dedi.
Bu yetmez, biliyordu. Halkımızı tavlamanın yolları vardı.
Peki neydi?
ECDADIMIZ KİBARDIR...
Coşkuyu vermeye başladı:
“Bizler kibar insanız. Bizler ecdadı kibarlıklarla dolu, asilliklerle dolu ecdattan geliyoruz. Hakaret yakışmıyor. Biz sadece düşüncelerimizi paylaşalım...”
Bizde ‘ecdad’ dedin mi, akan sular durur. Kafakola almak da epey iş görür.
Peki millet kulağına küpe yapar mı?
İzlediğim kadarı ile Fatih Bey de yeri gelince ses tonunu yükseltiyor. Zaten heyecanlı konuşuyor. Bir de kızınca, hani biraz rengini belli edince, o ‘kibar vatandaşlarımız’ da birden celallenip ecdadımıza yakışmayan mesajlar atıyorlardı.
Bu sene de durum değişmez.
BENİ BİLE GÜLDÜRDÜLER
‘Güldür Güldür’ ekibini başından beri takip ederim. Ekranda güldürmek isteyenlere özel bir sempatim var.
Güldürmek, ağlatmaktan daha zor bir iştir. Televizyon programı olarak, güldürmeyi zor beceriyoruz. Genelde ‘espri şaapmak’ oluyor bizdekilerde...
Durmaksızın skeç yazmak da gerçekten zor bir iştir, biliyorum. BKM’ye buradan laf çakıyorum bazen, ekipler kurup senaristler yetiştirip ‘güldürmeyi tekele aldılar’ vs diye...
Bu işe girmek bir nevi ‘gel, sen gir kolaysa’ gibi bir şey. Doğrudur.
Nice yetenekli isim, bu ekibin içinde olmadığı için, televizyon kapılarından geri çevriliyordur. Muhalif, alternatif espriler her zaman olduğu gibi bir kenara itiliyordur. Birine rastlamıştım “Ben BKM’li değilim ki” demişti.
Kötü bir laf olacak ama işler de böyle yürüyor. Biz de öyle yürümemesi için buradan yazıp çiziyoruz.
Dönelim ‘Güldür Güldür’e...
BKM’nin üretimi bu ekip, gerçekten iyi işler yapıyor. Bazen ekibin oyun gücü karşısında senaryo o kadar hafif kalıyor ki... Oyuncularda “Senaryo bu kadar, biz ne yapalım” havası seziyorum.
Pazartesi akşamı yayınlanan bölümde; bir uzun yol şoförünün muavin oğlu ile babası kaptan, annesi güvenlik görevlisi, kendisi hostes kızın istenmesi öyküsü beni bile güldürdü!
KAPTAN PİLOT EV HALİ
“Evimize hoş geldiniz” diyen kızın babası kaptan pilot; ses tonu “Kaptanınız konuşuyor” gibi.
Hostes kızın uçaktaki komutlarının aslında bir yaşam biçimi (mesela kız istemeye gelen baba ve oğula evi tarifi, aynen uçuş öncesi talimatları okur gibiydi ve çok iyi yapıyordu oyuncu kardeşimiz) olması yine güvenlik görevlisi annenin, elinde güvenlik cihazı ile gelen misafirlerin üstünü başını kontrol etmesi...
Esprinin “Gerçekten meslekleri kaptan hostes olan bir aile evde de böyle mi davranır?” inandırıcılığı ile yapılması ince bir çizgi. Yoksa kaba saba bir halde aynı esprileri sıralayabilirdi. Kız babası pilot ile oğlan babası uzun yol kaptanı arasındaki gerginlikte annenin “Kaptan ortamı germe” uyarısına; babanın “Anladım kule” demesi de işte bu anlayışın ürünü bir espri.
Bu arada uzun yol kaptanı Bilal Koçyiğit daha baskın görünse de; ses getiren espriler kaptan pilota yazılmıştı!
Bu bir tekrar yayındı, yeni bölümlerde de böyle parodiler bekliyoruz.