‘İmam nikahına yargı vizesi’...
Mirgün Cabas’ın CNN Türk’teki programının haber başlığı. Anayasa Mahkemesi, 4’e karşı 12 oyla aldı bu kararı.
Beraber yaşayan çiftlere bir şey olmazken, imam nikahına ceza verilmesinin anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu öne sürüldü.
Kızlı - erkekli durumu yani!
Gelin 19, kuma 17
Tam üzerine çok taze bir örnek, ‘Ebru Gediz ile Yeni Baştan’ programında 19 yaşındaki Aleyna’nın babaannesi ve dedesi stüdyoda karşımızdaydı.
Hikaye şu: Aleyna 17 yaşındayken kaçıyor ve evleniyor. Evlendiği vatandaştan 19 yaşındayken
çocuğu oluyor.
Bu arada evlendikten bir süre sonra vatandaş, yurtta kalan (!) 17 yaşındaki bir kızı eve kuma getiriyor. Aleyna, kuma ve de vatandaşın anne - babası hep beraber yaşamaya başlıyor. Bu sırada 17 yaşındaki kuma hamile kalıyor. Yani vatandaşın Aleyna’dan bir çocuğu var, artı kuma da hamile. Ve Aleyna doğumdan üç ay sonra çocuğunu bırakıp “Yeteeer” diyerek kaçıyor.
Program, şimdi Aleyna’yı bulmaya çalışıyor... “Ne alaka, imam nikahıyla ne ilgisi var?” diyebilirler.
Bu kararın tümden kafayı yemiş ilişkiler yumağına nasıl bir ‘ben de bir vurayım’ olduğunu belki, biraz anlamış olurlar diye düşünerek yazdım.
Dizilere kızmayın!
Senaryoların ‘hayatın senaryoları’ karşısında bazen ne kadar ‘yetersiz’ kaldığı bu örnekle belgelenmiş oluyor. Şunu diyebiliriz; zaten toplum bu işlere çeşni, bir de dizilerde kadın - erkek halleri böyle verilirse...
Düşünün, yukarıdaki ‘tema’yı bir dizimiz işlese; zengin ve ünlü bir ailenin tek çocuğu, güzel kızı kaçırıyor. Çocukları oluyor ama mutlu olamıyor.
Bir gün zengin çocuğun yolu İstanbul’un fakir bir mahallesine düşüyor. Dolaşırken, dünyalar güzeli bir kızla karşılaşıyor ve aşık oluyor. Adam zengin ve yakışıklı. Fakir kızın ailesi “Hayatın kurtulur” diyerek kızı veriyor. Türkçesi, ‘kuma’ olarak genç ve fakir kız, zengin çocuğun malikanesine yerleşiyor.
Tek çocuklarının bir dediğini iki etmeyen aile, bu durumu kabulleniyor. Sonra? Onu da senaristler tamamlasın!
Yani aile yapımızı diziler mi bozuyor, kanunlar mı, yoksa aile yapısının kendisi mi?
Tartışma konumuz haydi Ahmet Hakan seçimlerden sonra bu konuyu işleyebilirsin.
‘Asla Vazgeçmem’ ya da ‘Kaderimin Yazıldığı Gün’ ve hatta ‘Kara Ekmek’ hani yanından kıyısından bu senaryoya yaklaşmıyor mu?