‘Ulan İstanbul’da ‘Ada’yla ‘Ferdi’ olarak karşımıza çıkmışlardı. ‘Ada’, ‘Ferdi’ye aşık oluyordu. Sonra set aşkı oldu. Şimdi yine aşıklar ve Fox’ta ‘Adı Mutluluk’ diyorlar. “Ziyade olsun” diyelim. Ünlü mimar babanın kızı ‘Kumsal’ (Ezgi Eyüboğlu) mimar olmak istemiyor. Dizide üniversite sınavları belli olur ve kazandığı okul da mimarlık değildir.
Baba “Bu sene olmadı seneye gireceksin, benim yanıma gelip büroda çalışacaksın” der. Yer Çeşme. Batu Değirmenci (Kaan Yıldırım) üniversite sınavlarında Türkiye 76’ncısı olmuştur fakat o da üniversiteye gidememekten muzdariptir.
“Hayat tesadüfleri sever” diyoruz ya, öyle olur. Kumsalda karşılaşırlar ve yine tesadüfler el birliği eder ve onları İstanbul’a götürür, macera başlar. Mafya ve mimar babanın adamlarıyla kovalamaca ve o sırada tanışılan kendileri gibi yeni yetme arkadaşlarla
yeni bir hayat başlar.
Olup bitenleri de izlemeye koyuluyoruz.
Dizideki halleri nasıl?
Gerçek hayatta aşık olup dizi ve filmlerde ‘rol’ halinde bizlere sunulması beni önyargılı bakmaya itmiştir. Oyunculukla gerçek arasındaki çizgide hep ‘yahu bunlar sevgili zaten’ tarafı ağır basmıştır.
Bu dizide de böyle oldu. Nasıl oynuyorlar diye kendimi zorladığımda şöyle bir durum ortaya çıktı; Kaan Yıldırım’ı beğeniyorum. Dizide de olabildiğince götürmeye çalışıyor. Genç kızımız ise elinden geleni yapıyor; ne fazla, ne eksik, renksiz kokusuz...
Dizi ne yapar? “Mantık aramayın siz maceraya takılın” diyor. Öyle olunca hareketi bol diyebilirim. Ömrü nedir? Saman alevi...