‘Paramparça’da psikolog Ayşe (Şükran Ovalı) arabasında yol alıyor. Telefon çalıyor. Bir vatandaş (!); “Doktor Hanım, Merve adlı bir kız intihar etmek üzere, sizin hastanız”, Ayşe; “Nerede?”, Vatandaş; “Beyoğlu’nda hemen gelin atlayabilir.” Ayşe; “Geliyorum adresi bana atar mısınız bekliyorum mesajı...” Kız damda. Zıp, bizim Ayşe abla yanında bitiyor. İkna turları başlıyor. Ev ahalisi “Hiç intihar ediliyormuş havası vermedi, olmadı bu sahne” dedi. “Bir tane intihar eden vatandaş ve çevre hali haberi izlememiş mi senaristler?” diye de sordular. Ve soru işaretlerini sıraladılar; “Arayan kim?”, “Nasıl bulmuş telefonu?”, “Merve kızım senin doktorun var mı? Söyle telefonunu çağıralım mı diye kıza mı sormuşlar?”
Zorlama sahneler
Cihan’ı ezberledik öyle ‘castırı custuru’ mekanlara gitmeyen, işi gücü, etrafındakilerin sorunlarıyla uğraşmak olan geriye kalan vaktinde, Boğaz’a nazır iş yerinde çalışmaya çalışan bir karakter. Aldılar adamı Ayşe’yle buluşturmak için gece kulübüne götürdüler. “Yahu bu Cihan’ın psikopat kızı var neden bu buluşmaları onun muayenehanesinde yapmıyorlar da böyle gereksiz yerlere götürüyor?” ev ahalisinin tepkisiydi. Vardır bir bildikleri!
İKİSİ DE PROFESÖR
Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı ve Prof. Dr. Zerrin Bayrakdar. Her ikisi de farklı üniversitelerin ulaştırma bölüm başkanlıklarını yapmışlar.
Ilıcalı AKP milletvekili TRT Haber’de “35 yıllık bir hoca olarak tebrik ediyorum. İstanbul’un trafiği rahatlayacak” diyordu 3. köprü için. Zerrin Hoca, Kuzey Ormanları Savunması sözcüsü, Ulusal kanalda “Hiçbir şekilde rahatlatmaz nüfusu artırır. İstanbul’un nüfusu 25 milyonu geçecek” dedi.
Her ikisi de ulaşım üzerine uzman profesörler. Bir tartışma programında kozlarını paylaşmaları gerekir diye düşündüm. Mesela Ahmet Hakan düşünmez mi?
‘İSTİKLAL’DE RAHAT YÜRÜYORUM!’
Ferhan abi (Ferhan Şensoy) İzmir’e ‘Ferhangi Şeyler’i oynamak üzere geldi. 1987 yılından beri oynar tek başına. ‘Sözcüklerin bu kadar hızlı yer değiştirdiği cümleleri kuran başka kimse var mıdır?’ diye düşündüm izlerken. Sözcüklerle oynayan bir sihirbaz Ferhan Şensoy. “Artık Beyoğlu’nda rahat yürüyorum çünkü kimse beni tanımıyor” dedi gülerek oyun sonrası sohbette. İstanbul’a az oyun taşıyormuş. “Daha çok Bodrum’da oturuyorum” dedi. Bütün bir ömrün geçtiği Beyoğlu’na bir sitem belki de “artık beni tanımıyorlar” sözü ya da artık Beyoğlu’nun başkalarına ait olduğunun resmi.