E, yayınlandı diyeceksiniz. Ama nerede? D Smart’ta. Ben maçı izleyemedim. Çünkü D-Smart’ım yok. Peki bir soru daha. Şampiyonlar Ligi maçları hangi kanalda yayınlanıyor? Benim bildiğim Star’da. Peki salı akşamı böyle önemli bir maç neden yayınlanmadı? ‘Papatyam’ uğruna mı? Peki D-Smart olmasa ne yapacaklardı? İlk karşılaşmayı da vermemişlerdi. Ve şans eseri ben, bulunduğum yerde D-Smart olduğu için, izlemiştim. Ama pek üstünde durmamıştım. Sonra uyandım. Bu arada acayip bir maçtı onu söyleyeyim. Ve rövanşı kesin izlenesi bir maç diye düşünmüştüm. Sonra İstanbul’a döndüm. Ve salı akşamı olaya uyandım açıkçası. Bu maç Star’da yayınlanmalıydı. Bu bizlere has bir olay. Yani düzensizlik. Kardeşim bir kanal maç yayın hakkını almış ve yayınlar. Hayır bizde öyle olmaz. İşte şimdi şu kanal var buradan da servis yapalım öteki maçı da, diğer öteki kanala verelim... Bizim mantığımız bu. Türkiye böyle bir ülke işte. Televizyonu da, ekonomisi de, bizlerin yaşantısı da, kredi kartımız da, banka kredimiz de, işimiz de, ailemiz de her şeyimiz düzensizlik içinde. Finali de D-Smart yayınlarsa şaşmam!
AKIN BEY BENİ BANKANIN KAPISINDAN ALMAZDI!
Akın Öngör ‘BeşN BirK’daydı. Bu arada Cüneyt Özdemir epey uğraşıyor. İki farklı stüdyoda farklı konuklar var. Bir oraya gidiyor bir buraya. Aslında araya bir kapı yapıp mesela o kapıyı tıklayıp, “Müsaitseniz gelebilir miyim?” diyebilir. Ciddi diyorum, iyi espri olur. Neyse sevdim yine de. Akın Öngör Garanti Bankası’nın efsane genel müdürü. ‘Benden Sonra’ diye kitap yazdığına göre öyle oluyor. Banka orta halli iken onunla birlikte ayağa kalkmış. Bankanın reklamında simit de sattı yanlış hatırlamıyorsam. Yuvarlak bir masa söylemiş Akın Bey. Bütün birimlerin bir arada olacağı toplantılar yapmış. Bu bankada bir ilk olmuş. Çünkü her birim, kendi içinde kapalıymış. Sonra kılık kıyafete gelmiş sıra. Bayanların ellerinde ojelerin yarım olduğunu görmüş Akın Bey. Beylerin de kirli sakallarını. Nasıl giyinilir, nasıl makyaj yapılır vs. üzerine tanıtım seti hazırlatmış. O gün bugündür, en güzel giyinen bay ve bayanlar bu bankada anlaşılan. Akın Bey beni görse kesin zaten kapıdan içeri almazdı. Hep takım elbiseli ve ciddi bakışların sektöründen aslında bir ‘keyif adamı’ çıkmış. Bu açıdan bakıyorum. Gezen ve hayatın keyfini çıkaran bir adam. Bu hoşuma gitti. Banka genel müdürü ya da memur ya da her ne ise. Hayatın keyfini çıkarmak. Ve aslında yaşadığın kadar bir o kadar yaşamayacağın rakamlarla hesaplanmış hayatta. Takdir ettim Akın Bey’i.
DİZİLERİN ÜNLÜ MÜZİSYENİ HANGİ PLAK ŞİRKETİNDE?
‘Yaprak Dökümü’, ‘Dudaktan Kalbe’, ‘Aşk-ı Memnu’, ‘Ezel’ dizilerinin müzikleri ile haklı bir şöhrete ulaştı. Toygar Işıklı bundan böyle Sony Müzik etiketi ile bizlerle olacak. Sony Müzik bu arada bayağı bir atağa kalkmış. Emre Aydın ve Aslı Güngör ile anlaşma yaptı. Yine Gece grubu da Sony Müzik şemsiyesi altında. Valla bunlar iyi çünkü, artık albümler satmıyor. Albümler birer konser promosyonu olarak piyasaya çıkıyor desem yalan olmaz. 100 bin satan göbek atıyor. Onun için, yapım firmaları da ‘üstüne para ver albüm yapayım’ durumuna geldiler. Sony Müzik girişimi bu anlamda önemli...
‘AŞK-I MEMNU’, 'YAPRAK DÖKÜMÜ’NE KOMŞU OLSA!
Nereden çıktı diyeceksiniz. E olmuş. Şöyle ki;
“‘Kapalıçarşı’nın 6 Nisan Salı akşamı yayınlanan 24. bölümüne ‘Canım Ailem’ misafir oldu... İlker Aksum’un da konuk oyuncu olarak katıldığı bölümde Fırat (Engin Altan Düzyatan), Diyar’ı(Aslı Tandoğan) en sevdiği dizi olan ‘Canım Ailem’in kurufasulyecisine götürdü... Fırat ve Diyar, Halim’in (İlker Aksum) kurufasulyecisinde yemek yedi.” Bu Avrupa ve Amerika dizilerinden sıkça oluyormuş. ATV’nin açıklaması böyle. Onu bilemeyiz de. Aynı yapım şirketleri kendi dizileri arasında böyle ‘komşuluk muhabbeti’ yapıyormuş. O zaman mesela ‘Aşk-ı Memnu’ ekibi ile ‘Yaprak Dökümü’ ekibi bir araya gelse. Valla iyi fikir. Çapkınlar iş başında, emekliler çınar altında çay sohbetinde olurlardı!