Cumhuriyet Gazetesi’nde Fırat Kozok’un haberiyle ortaya çıktı. TBMM KİT Üst Komisyonu toplantısında, milletvekilleri TRT’nin ne kadar para harcadığını merak edip sormuşlar, cevabı gelmiş. TRT’nin tüm kanallarında gösterilen programların yüzde 51.6’sı kurum içi, yüzde 35’i kurum dışı yapılıyor. TRT’nin toplam giderlerinin yüzde 25.8’i dış yapımlara gidiyor. Bunun aslan payı tabii ki dizilere ayrılıyor.
Eurodata TV Worldwide, Avrupa’daki beş büyük ülkenin televizyon yapım şirketi ilişkileri üzerine bir rapor hazırlamış (22.04.2013).
Burada bir ara başlıkta bu beş ülkenin kamu televizyonlarının iç yapımlara ayırdığı oranlar verilmiş. Ama hangi oranlar? Dizi, yarışma vs. gibi bir televizyon kanalının en büyük harcama kalemini oluşturan işleri. Yani TRT’nin harcamalarının neredeyse yarısından fazlasını oluşturan kalemi.
Onlarda yüzde 60 bizde?
Almanya’nın kamu televizyonları ARD ve ZDF, “çok izlenen zaman dilimi” yapımlarının (yani dizi, tv filmi, yarışma, şov, reality show ) yüzde 60’ını kendi yapıyor. BBC de aynı oranda. İtalyan RAI kanalı da “kendi işimi kendim yaparım” diyenlerden. Onun da iç yapım program oranı yüzde 60’ın üzerinde. Stüdyo programları geniş yer tutuyor bu kanalda. Stüdyo eğlencenin uzmanı bir kanal RAI. En düşük oran Fransız kamu televizyonlarında. Onlar yüzde 10 oranında kalıyor.
Gelelim TRT’ye. Kurum, TRT 1 kanalında yayınlanan kaç dizinin, yarışma programının yapımcısı? Ben “TRT bunu yapmalı” demiyorum. Sadece onların bu işi yapabildiğini ve harcamaların büyük oranda bu şekilde azaldığını söylüyorum.
TRT’nin iç yapımlarını aşan bir oluşum, bu dizi eğlence işi. Bu arada bir zamanlar TRT’nin eğlenceleriyle eğlenmiyor muyduk? Özel televizyonların şov programlarının ana kaynağı TRT değil miydi?
Mesela son 10 yılda bir şov adamı çıktı mı hatırlanan?
YILBAŞINDA D-SMART’TA DEĞİŞİKLİK
D-Smart platformunda sinema kanalları var. Bunlardan yerli film gösteren kanal, Smart Sinetürk. Yeri geliyor, en
son filmleri gösteriyor. Ama bir sorun var; görüntü kalitesi. Oturup keyifli bir izlenme şansı olmuyor. 2000 yapımı filmlerin bile görüntü kalitesi yetersiz. Sordum D-Smart’a yılbaşında 16/9 formatına geçeceklermiş.
RTÜK İZLEME VE DEĞERLENDİRME DAİRESİNE; CEZA VERİLECEK KANAL TÜYOLARI
National Geographic kanalına RTÜK ceza kesti. Bu kanalda yayınlanan “Uyuşturucu Etkisi” adlı belgeselle ilgili sanırım. Belgesel; “Metamfetamin”, “Alkol”, “Eroin” ve “Kokain” adlı dört bölümden oluşuyor. Yapım birebir bu maddelerin içildiği mekanlarda içicilerle ticaretini yapanlarla konuşmuş. Tabii tedaviler vs. ile tıp ayağı da var. Ayrıca ticaret ağı da gündeme geliyor. Dört bölümünü de izlemiştim. Yayın saati de gecenin bir kör karanlığındaydı. Çocukların ayakta olmayacağı saat diliminde.
Bir şikayet gelmiş. “Alkol ve tütün ürünleri ve uyuşturucu bağımlılığı yapıcı madde kullanımı ve kumar oynamayı özendirdiği” gerekçesiyle ceza kesilmiş.
Daha önce bu sütunda defalarca yazdım. Bu şikayet değil gammazlama hattı aslında.
Madem “tematik kanallara”da sardınız, ben size bazı “tüyolar” vereyim.
Bir kere şu seyahat kanallarına dikkat. Lokantalarda şarap içmeyi geçtim, bir de ürün tanıtımı yapıyorlar. Valla yapıyorlar. En iyi şarap mahzenleri tanıtılıyor. Bira nasıl yapılıyor.
Sonra yemek kanalları. Şarap soslu yemekler yapıyorlar. Böyle şarabı hiç buzlamadan alıp yemeğin içine döküyorlar mesela. Yaban domuzu çok kıymetliymiş hamburgerleri de çok güzel olurmuş!
Hadi bakalım RTÜK’e yeni bir “ceza alanı” daha doğdu:?Tematik kanallar!
SİNEMALARDA BUZLAMAYA DEVAM
Bayramın birinci günü Kanal D ve Star’da yayınlanan filmlerimizde, bol buzlamalı sahneler bizleri bekliyordu. “Yahşi Batı”da Cem Yılmaz’ın nargilesi buzlandı. “Organize İşler”de bol gece kulübü sahneleri vardı. İçkilerin sigaraların buzlanması sanırım Star’ı epey yordu. “Canım 3 -5 sahne n’olacak alışın bunlara” diyecekler. Bizde zihniyet böyle.
Ben açık kanalların hiçbirinde oturup film izlemiyorum. “Recep İvedik” filmi “bip”li haliyle hâlâ ekranda en çok izlenenler arasında yer alıyorsa, sorun sadece işin yayıncılık değil izleyici tarafında da mevcut.
“Olsun biplesinler, ben zaten biliyorum onun ne dediğini” diyerek sansürlü bir şekilde
izlemeyi kabul etmek de sanırım bize özel bir hal!