Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bazı dizilerden koptum. Bu durumu, geçtiğimiz cumartesi ekranda dolaştığımda fark ettim. ‘Gülizar’da bir kavga, gürültü. Gelen giden Gülizar’a sataşıyor. Tamam, Yeşilçam tadı... Siyah-beyaz olanları var en azından, dağ ve tepeleri tarumar olmamış, İstanbul manzarasına bakıyorum. Renkli olan ‘Gülizar’da, düşüş hali seziyorum, sanki “Biz bu hikayeden bıktık” der gibi... Hemen yanı başında ‘Fazilet Hanım ve Kızları’ var. Ev ahalisi son bölümde, “Ezilmiş çocuk ne yapıyor? (Gökhan yani) Babasının gölgesinde karısını mı satıyor?” diyen Yasemin’in sesini duyunca, “İyi ki, bizimki böyle değil” dedi. Daraldık ve geçtik. ‘Yeni Gelin’ seviliyor ve ekranın en iyi iş yapan dizilerinden, hem de komedi olarak. Mustafa Avkıran, Sema Keçik, Lale Başar, Yonca Cevher ve Zeynep Kankonde gibi oyuncuların yer aldığı dizide, örf ve âdetlerin komik hali güldürmüyor. Sorun bende... Bu kadar izleyici (5 milyon kadar diyelim) seviyorsa, sorun bende biliyorum.

Haberin Devamı

Ee, ‘Adı: Zehra’...

İşte bir yenisi daha eklendi: ‘Adı: Zehra’. Zeynep Çamcı için, ‘Başroller alıyor; ama diziler devam edemiyor’ diye düşünseniz de, gördüm ki Çamcı, rolünün hakkını veriyor. Veriyor da ‘Adı: Zehra’nın bizlere mesajı, ‘Yeni bir dram bütün haşmetiyle geldi’ oldu. Koşturma, kavga, tokat, bıçak, kaybolan hafıza, zengin anne ve baba... Cumartesi akşamına heyecan getirecek başka ne var? Sadece yeni bir dizi olması...

BEN KOPTUM BU DİZİLERDEN

Çimdik burunlu maymun

İnsanlar, kendi sınırlarımızın ötesinde,
‘Orta Doğu bunu istiyor’, ‘Latinler bunu istiyor’, ‘Türk telenovela’sı diye ölüyorlar valla. Sen kalkmışsın, bir sürü laf ediyorsun... Yapılan işlere, harcanan emeklere, saygı ve reyting mücadelesinin kurallarından yüzde 5’i aşmak için verilen çabaya, “Eyvallah” diyorum. Ama yani ruh halim böyleydi, yazmayalım mı? Paylaşmayalım mı? Ev ahalisi, elmaları, çekirdekleri boşuna mı masaya serdi? Tüm bu hazırlıklar, siyasi açık oturumlara bakıp, oradan futbola geçip, sonra çimdik burunlu maymun belgeseline takılmak için miydi?

Onun günahı neydi?

‘Yuvamdaki Düşman’ için ev ahalisi, “Biter bu dizi” demişti. Evet, bir de bu durum var. Öyle oluyor. Oluyor da günahı neydi? Kötülükse dibine kadar yok muydu? Aldatma, yalan, entrika, aile içi kavgalar, zenginlik ve hırs... Bir dizinin reyting ve izleyici kapmak için elinden geleni yaptığı bir proje değil miydi? Diğerlerinden farkı neydi?
Tüm bunları diğerlerinden daha mı kötü yapmıştı yani? Sormadan edemedim.