BERGÜZAR KOREL DiNLENECEKMiŞ

‘Karadayı’ dizisi 8 Haziran’da final yapıyor.
Peki Bergüzar Korel ne yapmayı düşünüyor?
Korel, “Ocak ayına kadar dinleneceğim” diyor.
‘Bundan böyle dizi çekmeyecek’ haberlerine de “Yok öyle bir şey” demek istiyor.
Bence de şan şöhret yerinde, olabildiği kadar iş yapıp birikim sağlamakta fayda var.
Bergüzar Korel’in sık iş yapma gibi bir zorunluluğu olduğunu zannetmiyorum.

VÜCUT ŞOVUNA BUYURUNUZ!

Serhat Teoman (Sinan) soyunma odasında şöyle bir vücut gösteriyor.

Show TV’deki ‘Acil Servis’, ‘Acil Aşk Aranıyor’ oldu.

Yani doktorlar komik oldular. Bir de komik kızlar geldi; Duygu Yetiş ve Rojda Demirer. Her iki oyuncu da fena değil. Romantik komedi olmanın her türlü ‘absürd’ halleri deneniyor.
Olabildiğince ‘mantık’ yerini, ‘her kareden bir sürpriz’e bırakmış. Bu haliyle fena olmamış ama yapımcı da, dizinin ömrünün fazla uzun olmayacağını biliyordur. Gittiği yere kadar gitsin mantığı. Boya badana ile evin dış cephesi yenilenmiş.
Dizinin iki yakışıklısı Serhat Teoman’la (Sinan), Tamer Tıraşoğlu (Berzan) çaktırmadan vücut geliştirme yarışındalar.
Yönetmen genç kızların yüreklerini hoplatmak niyetiyle bu beyleri soyunma odasında bir bir ‘soymuş.’ Tamer kardeşimizin baklavaları daha bir belirgin, kaslar filan daha olmuş diyebilirim!

SİYASİ DİZİLER NEDEN TUTMUYOR?

‘Reaksiyon’ dizisinin yazarı Başar Başaran’a sordum “Neden bizde siyasi içerikli diziler tutmadı?” diye yanıt şöyle oldu:
“Mevcut siyasi iklimin son derece ağır ve her yanımızı saran havasından insanlar bunaldı. En azından dizi izledikleri saat diliminde kaçmak istiyorlar (...)
Gündelik siyasi bir dizi yapmanın ticari bir risk içerdiğini düşünüyorum. İkinci sebebi şöyle özetliyor Başar:
“Yaşanmış bir günü herkes kendine göre anlatıyor. Buradan kimin hakikatını kendinize hareket noktası alıp oradan çıkışla dizi yapacaksınız? Geriye kalan sadece ‘Türkiye büyüktür, Amerika düşmandır’ buna da insanların artık karnı tok...”

‘Polat Alemdar’a çok çalışılmış
Peki ‘Kurtlar Vadisi?’ diye soruyorum.
“‘Polat Alemdar’ üzerinde çok çalışılmış bir karakter, bir şekilde artık yaşıyor. Seyirci tanıdıklarını izler gibi izliyor, görmeyince özlüyor, Türkler inandığını bırakmıyor, önce inanmak istiyor...” Yorum böyle...