Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Emre Bol’un a Spor’da olay olan Mbaye Diagne yorumunu baştan sona izledim. Özetle Falcao üzerine sistemin kurulamayacağı ve Diagne’yi kazanmanın önemli olduğu, attığı goller sonrası, takımın ve oyuncunun birbirlerine daha da alıştığı, bunun devam ettirilmesi yönündeydi cümleler. ‘Sabah Sporu’ programının sunucusu Çiğdem Ceylan; “Paylaşımları filan çok enteresan. Şampiyonluk kutlamasına katılmamıştı” sözleri ile futbolcunun sıra dışı bir halini anlatmak istiyordu. Emre Bol atladı; “Bunlar cahil çocuklar. Senegal’de bu kim bilir okudu okumadı. Orada timsah yiyordu geldi burada topçu oldu.” Öldüren cümle tüm diğer ettiği sözleri bir kalemde silip götürdü.
Dünya futbolunda Afrika bir memba... Avrupa ülkelerinin sömürgesi ülkelerin, fakir aile çocukları onlar. Siyahı, beyazı futbolcu, soba dumanı kokan mahalle çocuğudur büyük çoğunluk. Böyle sosyo-ekonomik bir yorum yerine, mahallede arkadaşlar arasında futbol muhabbeti yapar gibi bir şablonu ekrana taşıyınca, ağzından böyle cümleler dökülüverdi. Hiç hoş olmadı. Haddini aşmıştır.

Haberin Devamı

TRENİN LOKANTALARI

Discovery’de Josh Gates’in macera dolu gezintilerinden biriydi. Nazi askerlerinin 1941’de Petersburg’da Katerina Sarayı’ndan çaldığı ve ‘dünyanın sekizinci harikası’ olarak anılan Kehribar Oda’nın akıbetini kovalıyordu. İzini sürerken, Kırmızı Ok trenine bindi. St. Petersburg-Moskova arası çalışıyor. 1931 yılındaki ilk vagonların aynısı. Hızlısı da var isteyen ona da binebiliyor. Zarafet her yerde trenin içinde. Kompartmanlar, restoran... Karım ile aklımıza en son yaptığımız İzmir-Konya Mavi Tren seyahati geldi. Konsere gidişti. Akşam bir şey atıştırmadan evden çıktık. Tren keyfi lokantası ile olur. Oturduk garson geldi. “Yemekler bitti” dedi. Bir köfte kalmış. Mezeler de yok. Çünkü ‘bir duble’ mevcut değil. Bizden başka kimse yoktu. Loş ve kendi haline bırakılmış bir halde sallana sallana Konya’ya kadar gitti vagon.
Rahmetli nenem ile Ankara’ya gidişimizi hatırlarım. TCDD baskılı peçeteler, tabaklar, çatal ve bıçaklar vardı. Garsonlar temiz pak hizmet ederlerdi. Sonra İstanbul-Eskişehir konser gidiş gelişleri... İple çekerdik konser olsun diye. O lokanta sohbetleri için... Mavi Tren’in İzmir ilk kalkışı 1984. Tam 36 yıl olmuş. Geldiği nokta böyle. Sadece tren değil; o trene binen insanların da keyfi yoktu galiba.