Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Nasıl da merak ettiniz? Bu kadar ‘tecavüz’ konuşulurken bir de ‘fahişelik’ lafı dikkat çekti değil mi? Yok bizde değil. Olmaması da önemli değil. Fransız Canal Plus’ta yeni bir dizi başladı; ‘Kapatılmış Ev’ (Yani kapısına kilit vurulmuş!) ‘Maison Close’. 19’uncu yüzyılda Paris’teki fahişelerin yaşamını anlatan bir yapım. Öyle pek üzerine gidilmiş bir dizi konusu da değil batıda.
‘Bir Telekızın Günlüğü’ adlı İngiliz dizisi ve Avustralya yapımı ‘Stasfaction’ 2007 yılında çekilmiş iki örnek. 2008’de yapılan ‘Sex Traffic’ ve ‘Taken’ isimli diziler fahişelerin dünyasına gerçek ve olduça sert göndermeler yapan iki dizi olarak gösteriliyor. Yani pek fazla örneği yok.
Fransızların yeni dizisinde; ‘Erkeklerin girmek için hayal ettiği, kadınların da çıkmak için savaştığı bir dünya’ mesajı veriliyor. Siyasi gücü temsilen uçları kıvrık bıyıklı adamların ya da keçi sakallarıyla aristokratların kapısından içeri girdikleri dünya. Farklı zevklerin anlatımı için üç başrol karakter var: Bu mekanların çok görmüş geçirmişlerinden 35’lik Vera, yeni avlardan Rose ve Angel. Hepsi Hortense Gaillac adlı eski fahişe ve yeni patronun emrinde çalışıyor. Her biri kendi dünyalarında özgürlük, mutluluk ve para hayali kuruyor.
‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ dizisi ilerlerken bizim aklımız hâlâ ‘tecavüz’de kalırken birden, bu haberi görünce, “Eh, bunun yerlisi olsaydı ne olurdu?” diye düşünmeden edemedim.
Bir de aklıma Manukyan geldi. Mesela bir dizisi çekilse. Bir dönemin siyasi ve ekonomik hikayesidir aslında genelevler, patronlar. Tıpkı 1800’lü yılların Paris’indeki bu ‘kapısı kapalı ev’ gibi.


RIDVAN DİLMEN OLAYI ANLAMAMIŞ
NTV’de Güntekin Onay’la ‘% 100 Futbol’ programında yorumculuk yapan Rıdvan Dilmen, Almanya - Türkiye Milli maçında sürekli söze girmesini eleştiren yazarlara sert yanıt vermiş. Ne demiş;
“Ne yapmışız biz; gördüğümüzü söylemişiz. ‘Bu Milli Takımı beğenmedik, oynadığı futbolu beğenmedik’ demişiz. Kalkıp da ‘Aaa, şahane oynadık, top rakibin poposuna çarptı gol olmadı, direkten döndü’ mü deseydik? Bu maçlarda gördüğümüzü söylememiz için para alıyoruz. Belçika maçında ‘Rıdvan Dilmen şahane yorum yaptı, dedikleri çıktı’ diyenler şimdi ne oldu da bizi eleştiriyor. Yorumcuyuz biz; çıkıp sahada oynayacak halimiz yok!”.
Üzerine alınanlardan biri ben oldum. Ben de izledim maçı, “Rıdvan Dilmen yanlış yorum yaptı” demedim ki. “Vuvuzela Rıdvan” diye yazdım. Gördüğünü söylemek için para aldığını öne sürüyor. Her yere müdahale etmek için para vermiyorlardır herhalde ona. Rıdvan Dilmen’in yorumlarıyla bir sorun yok. Sorun ‘çok fazla konuşması’yla ilgili. Daha az konuşmak, öz konuşmak benim demek istediğim.


YABANCI DİZİ OYUNCULARI NE ALIYOR?
Bizimkilerle karşılaştırılmayacak rakamlar telaffuz ediliyor. Son verilere göre CNBC-E’de yayınlanan ‘Two and a Half Men’ dizisinin ‘Charlie Amcası’ Charlie Sheen en çok kazanan isim. Son olarak bölüm başına 1 milyon 250 bin dolar alıyormuş. Hugh Laurie’e (Dr. House) bölüm başına 400 bin dolar veriliyor. ‘Law & Order’ın yıldızları Christopher Meloni ve Mariska Hargitay bölüm başına 395’er bin dolar alıyor. ‘The Closer’da rol alan Kyra Sedwick’ın bölüm başına aldığı ücret 350 bin dolar. Şimdi bizimle onları karşılaştıracak değilim. Ama bu ücretlerin verildiği sektörün durumunu geçen aylarda okuduğumuz şu haber anlatıyor:
“Ebru Akel ile Saruhan Hünel’in başrol oynadığı ‘Yeni Baştan’ın ABD çekimleri aksadı. Yabancı set ekibi, çalışma koşullarının ağır, ücretlerinse az olduğunu belirterek greve gitti. Sendikalı işçilerin iş bırakması üzerine zor durumda kalan Abdullah Oğuz, çözümü o ekibin işine son verip yeni bir ekiple anlaşmakta buldu. Setteki sıkıntı grevle sınırlı kalmadı. Çekim yapmak istediği mekanların astronomik ücretler talep etmesi de Oğuz’u zorladı. Bunun üzerine çekimlerin açık alanlarda yapılmasına karar verildi. Ancak bu kez de izin alma zorunluluğu doğdu. Gerekli izinlerin alınmaması nedeniyle ekibinin başının kanunlarla derde girebileceği konuşuluyor.”
Böyle bir ABD maceramız olmuştu. Başka söze gerek yok.


REHBERiM

ÖZALLAR BİR BİR EKRANA GELİYOR!
‘Kozmik Oda’ her hafta Özal ailesinden birini çıkarıyor. Ahmet Özal’dan sonra bu akşam Korkut Özal var. “Kardeşimi Ergenekon öldürttü” iddiasının dayanak noktası ne? Özal’ın ölümüyle ilgili “Balyoz Darbe Planı’nı gölgede bırakır” dediği sırlar neler? “Özal’a komplo kuranlar hâlâ devletin yüksek mevkilerinde” sözleriyle kimleri hedef alıyor? Programda bu sorulara cevap aranıyor. Haftaya Semra Özal’ı bekliyoruz! (TRT HABER / 23.00)