‘Gülümse Yeter’ dizisi bir hafta önce final yaptı. Doktor Kemal, baktık ‘Hayat Şarkısı’nda Melisa’nın abisi Hazer olmuş. Ev ahalisi, “Bir dur kardeşim” dedi. Bu kadar hızlı giriş çıkışlar, karakterleri fena halde eziyor. Biliyorum, sonuçta bu diziler tüketilir, aynen karakterlerin de olduğu gibi. Ama bu kadar da hızlı değil. Mutlaka iş gelirdi, acele etmeseydiniz Pamir Pekin!
AHMET HAKAN GERÇEĞİ
Ahmet Hakan’ın Kanal D Ana Haber Bülteni’ni sunduğu 16 Ocak’tan bu yana hakkında yazılan çizilen haberleri merak ettim. Yazılı basında haber ve köşe yazısı: 84 adet. Televizyon haberi: 87. İnternet ortamında çıkan haber sayısı: Bin 165. Toplam 10 gün içerisinde çıkan haber sayısı: Bin 336adet. Daha ne olsun! Hakan’ın yediği yemekten, sevgilisine, siyasi görüşünden, giyimine ve gittiği mekanlara vs. her şeyi haber oluyorsa buna ne demeli? (Kaynak: Interpress Ajansı)
Star TV keyifli mi?
Star TV Ana Haber Bülteni’nin geçtiğimiz pazartesi durumuna baktım. Epey uzaklarda kalmış. Nazlı Çelik durumdan memnun mu? Kitlesi olan AB’de haber bültenleri sıralamasında sonuncu, TOTAL sıralamada ise beşinci.
DEKOR BURJUVA, DİYALOGLAR SIRADAN
Ömer’le (Sarp Levendoğlu) Beril (Gülcan Arslan) ‘Ölene Kadar’da masada oturuyor. 1890’da İtalyan Mimar Raimondo D’Aronco ‘Art Nouveau’ stilindeki, Beyoğlu’nda Botter apartmanından bir daire gibi... Büyük salonun yemek masasında mumlar yanıyor, şaraplar konmuş ve yardımcı servis yapıyor. Ömer, “Bugün kime gittin?” diye soruyor. Beril, “Yalan mı söyleyeceğim Dağhan’a gittim” diyor. Ömer alaycı bir şekilde, “İnsanın babasının katilinin yanına gitmesinden doğal ne olabilir” diyor. Gelen cevap, “Dağhan katil değil” oluyor.
“Çocuğumuz” diyor Beril. Ömer’in“Bu saatten sonra geçmişi değiştiremeyiz” cevabına, “Ama geleceği değiştirebiliriz. Çocuğumu geri istiyorum” diye karşılık veriyor. Ömer, “Öyle bir hakkın yok ki” deyince zarifçe bir lokma ağıza atılıyor. Beril, “Kime verdin çocuğumu?” Ömer, “Sen istedin unuttun mu, pişman olacağın şeyi yapma dedim” “Tamam çok kötü bir hata yapmış olabilirim. Ama insanlar pişman olamaz mı?” Ömer kararlı, “Hayatta bazı şeylerin geri dönüşü olmaz” diyerek bir yudum şarap içiyor. “Acımasızsın” diyor Beril. Ömer, “Ben mi? Hayır diyelim buldum çocuğu. Ne yapacaksın?” diyor. Beril ise “Her gece rüyalarıma giriyor, Ömer yapamıyorum” diye cevap veriyor. “Bu çocuğa böyle bir travma yaşatmaya hakkın var mı? Kusura bakma ama bu kadar bencilce düşünebiliyorsan anne olmayı da hak etmiyorsun” diyor Ömer...
Masada bunlar konuşuluyor. Ev ahalisi, “O sofraya oturunca zengin olunmuyor” diyor. Ortam, asaletten yıkılıyor, muhabbet bu. Evin ve masanın ağırlığını hissettirmiyor. Al bu ikiliyi, pizzacı ya da bir kafedekonuşsunlar. Racona hiç uymadı.
