BiZ ARAP’A, KORELi BiZE SATIYOR

2010 yılında yayınlandığı Güney Kore’de olay olan “Bread Love and Dreams” ANS tarafından “Aşk, Ekmek, Hayaller” olarak uyarlanacakmış. Bu ne ilk ne de son olacak. Biz Araplar’a dizi satıyoruz Koreliler bize. Sistemi böyle kurduk.

Kaleci ile baş başa kalmak nasıl bir şey?
Lig TV Fenerbahçe-Beşiktaş maçı anlatımı; “Beşiktaş takım olarak topun arkasına geçti...” Hadi hayal et Beşiktaş’ı . Tek sıra mı, ikişerli mi? ...
Ya “Egemen’den sıyrılsaydı Volkan’la baş başa kalacaklardı...” Ne hayal gücü, ne büyük fantazi. Volkan’la baş başa kalsalar ne olurdu kim bilir?
Tottenham- M.United maçındaysa spiker “Fırsatçı Ronny” dedi. Adamın işi bu, fırsat kollayıp golü atmak. Onun için para veriyorlar.

Ömer’den de kanserden de bıkmış
“Adını Kalbime Yazdım”dan bir replik; “Ömer’den de kaçacağım kanserden de kaçacağım...” Hangisi daha beter? Ömer mi, kanser mi?

Zarif olmayan lüks inşaat reklamı
“Şömineli, teraslı, at koştur salon...” Buradan daire alacağım varsa, böyle bir reklamdan sonra vazgeçmem kesin! Daha “burjuva” terimler varken “at koşturma”nın ne alemi var? Kendi aramızda konuşuruz da böyle topluma mâl olmuş bir reklamda olmamış...

Yediğim yemeğin parasını ödüyorum
İzlerken mutlaka bu soru sorulmuştur. Hatta dedikodusu ciddi ciddi yapılır; “Lokantaya yemek yemeğe gidip para ödemiyorlar...” Şu restoran gezme işleri... İçlerinde en ayrıcalıklı olanı tartışmasız Vedat Milor... Ne yalan söyleyeyim kendisi hakkında da bu tür söylentiler çıkmıştı. Kulağına gitmiş olacak ki geçtiğimiz hafta net söyledi; “Her yerde hesabı ödüyoruz...”