Bu akşam Eurovision Şarkı Yarışması’nın ikinci yarı finalistleri sahneye çıkıyor. Şarkıları izledim. Özet; Bonomo’nun, finale kalsa bile ilk üçe girme şansı yok. Sadece bizim gruptan ilk üç sırayı zorlayacak dört eser var.
Peki eksiğimiz nedir? Orkestrasyon. Can kardeşim kendi grubuyla katılsa çok daha iyi olurdu. Ülkeyi temsil ediyoruz diye zorlamışlar şarkıyı. Yani kendi haline bırakmamışlar. Bir gerçek daha var; bu yıl, sadece kendi grubunda katılanlardan yola çıkarsak, iyi şarkıların, iyi yorumcuların sayısı fazla. Bir şanssızlık belki de. Gelelim ayrıntılara:
Al bu şarkıyı Çeşme’de çal
Bu akşam izleyeceğimiz 18 ülke içinde birinciliğin en büyük adayı yer alıyor: Ukrayna’ dan Gaitana ve şarkısı ‘By My Guest’... Hepsinden farklı. Çeşme’de ,Türkbükü’nde castırı castırı çalınacak bir parça Gaitana’nın söylediği. Diğer bir parça da İsveç adına yarışan Loreen ve ‘Euphoria’... Her iki şarkıcı da gerçekten çok karizmatik. Altyapılar başarılı birer elektronik müzik örneği. Yani yazın hit şarkıları olmaya aday standardını yakalamışlar. (ki benim hiç tarzım değiller, o başka)
Enteresan bir şarkı
Gürcistan adına yarışan Anri Jokhadze’nin şarkısı, ‘I’m Joker’... Bir müzikal havası var. Parça kendi içinde değişik melodilere geçiş yapıyor. Ses çok iyi. Orkestrasyon iyi. Parçanın bu yapısı kareografiye de rahatlık sağlıyor. Yarışmanın ‘sürpriz’lerinden biri olabilir. Olmasa bile yarışmanın ‘cesaretli şarkısı’ diye tanımlanabilir.
İrlanda’nın temsilcisi, Sinead O’Connor’ı andıran sesiyle Joan Franka, ‘You And Me’ ile temiz bir country söylüyor. Melodi hoş, akılda kalıcı. Temiz yorum, temiz çalış. Bir de akustik olması, onca masa başı bitirilmiş şarkılar arasında ayrıcalığını ortaya koyuyor.
Eurovision’un en iyi rock şarkısı
Bu kadarını beklemiyordum. Slovakya adına yarışan Max Jason Mai ve şarkısı ‘Don’t Close Your Eyes’ını dinleme sırası gelince, “Bi bakar geçerim” dedim ki, gitarlar başladı. Kayıt muhteşem. Bugüne kadar yarışmada yer almış, rock adına çalmış, söylemişler arasında en iyisi. Karizma desen var, ses desen var, melodi var. Baba bir rock parçası işte. Haa, dereceye girer mi bilemem. Ama girerse memnun olurum. Bu bir gerçeği değiştirmez, yarışmanın bugüne kadarki en iyi rock parçası...
Dereceye girerse şaşmam
Bu kadar ülkeden bahsettim, şarkıları övdüm filan, ama biri var ki milletin ‘zevki’nden şüphe ettiğim için açık kapı bırakıyorum. Norveç’in şarkısı dereceye girerse şaşırmam. İran asıllı Tooji’nin seslendirdiği ‘Stay’, darbukalar eşliğinde ‘doğu ezgili modern altyapılı’ bir pop şarkısı. Sıradan, ama dedim ya dereceye girebilir...
REHBERiM
HUZURLARINIZDA ALAEDDİN YAVAŞÇA
‘45 Dakika’da Mehmet Barlas Türk müziğinin belki de yaşayan son bestekarını konuk alıyor. Popüler çukuruna düşmeden klasikleşmiş bir çok eser veren müziğin yaşayan efsanesi Prof. Dr. Aleaddin Yavaşça konuk. Kaçırmamakta fayda var. Bir belge niteliğindedir (NTV / 22.15)
HAYRANLARINA DUYURULUR
Eğlenceli, sıkılmadan izlenenler listesinde yerini almış bir film; ‘Kara Şövalye’. “Martin Lawrence’ın filmlerinden hoşlananlara hitap ediyor” diye ayrı dip not düşelim. (KANALTÜRK / 19.50)
POLİSİYE ROMAN UYARLAMASI
Fransız polisiye yazarı Thierry Jonquet’nin ‘Tarantula’ isimli romanından uyarlanan bir film; ‘İçinde Yaşadığım Deri’... Yönetmen Pedro Almodovar’ın 20 yıl sonra Antonio Banderas’la tekrar bir araya geldiği film olması da ilginç bir not. Yönetmenin markası yeter. Kızına tecavüz eden bir adamdan intikam almaya çalışan psikolojisi bozuk bir plastik cerrahın saplantıları. (MOVİEMAX FESTİVAL / 21.20)