‘Başkanın Adamları’ (Wag the Dog) bir Robert de Niro ve Dustin Hoffman filmi. Ev ahalisiyle “Hadi film izleyelim” dedik, şansımıza Digiturk film deposundan bunu seçtik. Başkanlık seçimlerine çok az kalmıştır. Başkan bir taciz olayıyla karşı karşıya kalmış ve oyları hızla düşmeye başlamıştır. Çözüm deneyimli danışman Conrad Brean (Robert de Niro) Beyaz Saray’a çağrılır.
Arnavutluk ile kurgusal bir savaş senaryosu yazar. Durum sahneye Hollywood’un ünlü yapımcısı Stanley Mots’u (Dustin Hoffmann) koyacaktır. Kamuoyu bu ikilinin senaryosuna inanmıştır ve oylar yavaş yavaş başkana doğru kayar. Araya CIA girer, bunun yalan olduğunu söyler. Ekip bu sefer başka bir formül bulur, Arnavutlar’ın eline düşmüş bir çavuş Willan hikayesi uydururlar. Aralarındaki farkın oranı yüzde 11 iken (muhalefet ile) birden yüzde 86 ile başkanın lehine döner. Geniş özet bu.
Hep yaşadığımız şu 10 yılın halinden örnekler eşliğinde izledik diyeyim. ‘Manipülasyonlar’, ‘algı yönetimi’, ‘yeni düşmanlar yaratmak’, ‘oy oranları’, ‘suikastlar’, ‘komplolar’, ‘dijital veriler’, ‘dinlemeler’, ‘montajlar’ ve ‘savaş görüntüleri’... Hele şu Suriye meselesinin hikayesi... Filmi izlerken sanki haberleri izliyormuş gibi hissettim. Son dakika diye verilenlerin aslında, legonun eksik parçalarını tamamlamanın ötesinde olmadığına kanaat getirdim. Örnek mi? İşte İsrail ile ilişkiler en son... Bütün haberlerin bir senaryo olduğu şüphesi ya da şükrederek yaşamak arasında gidip gelmek! CNBC-e de zamanındaoynamış bu film. Acaba şimdi gösterirler mi?
GÜLDÜRMEYİ BİLİYORMUŞ
Uzun zamadır ilk defa yeni yapım yerli bir komedi filmini gülerek izledik. Gişe yapmış izleyelim diye ilgi gösteriyor fakat, sonra içimiz bayılıp kanal değişitiriyorduk. İnanın denk geldiğimiz her film için böyle oldu. Star TV’de ‘Çarşı Pazar’ı tesadüfen gördük. Hadi şansımızı
deneyelim dedik ev ahalisiyle.
Baktım, kıkırdamaya başladık. Hatta kahkaha atar hale geldik. Erdem Yener, hani genç kuşak kalıcı komedyenlerden diyebilirim artık. İlker Aksum, Deniz Oral, Ayhan Taş, hepsi filmi götürüyorlar. En küçük rollerde bile önemli adamlar var; Ünal Silver, Rana Cabbar, Tarık Papuççuoğlu... Muharrem Gülmez yönetmen kardeşimiz, ‘Entelköy Efeköye Karşı’da yapımcı. Zaten bu filmde oradan esintiler de var. Gişede ne yapmış, ne etmiş bilmem. Ama ekranda keyifle izlediğimiz ender son dönem komedi filmlerimizden biri oldu. Belki de biz yaşlılara uygun espriler vardı!