‘Big Brother’ yarışmasının aslında bir nevi büyük gözaltı olduğunu ispat eden bir örnek yaşandı.
Yarışmanın üç ‘yaramaz’ çocuğu Sinan Onur ve Alphan kardeşlerimiz kendi aralarında bir anlaşma yaptılar. “Bu parayı üçümüzden biri alsın.” 82 kamera ve 78 mikrofonun olduğu bir ortamda ne kadar sessiz konuşursan konuş, duyulmaması mümkün mü? ‘Büyük birader’ hemen enseliyor bunları ve görüşme odasına çağırıyor.
Gizli örgüt kurmak
“Ağaç evde gizli yaptığını sandığınız konuşmalarınız duyuldu.” Madeni sesli büyük birader devam ediyor: “Üçlü bir ittifak oluşturmaya karar verdiniz. Burası kişisel olarak mücadele edilen bir programdır. Anlaşmalar yapamaz, gizli ortaklıklar kuramazsınız.” Bireysel yarışın, dürüst olun” diyor bir de birader!
Yarışmanın amacı kısaca her bir yarışmacının birbirinin altını oyarak büyük ödüle ulaşması. Birey olarak zaten ‘kim gitsin?’ diye ‘gizli ortaklıklar’ yapılıyor. Yani dürüstlük filan hikaye. Bunu ‘örgütlü’ yapınca suç oluyor! Bu ‘Big Brother’ aslında gençlerin ve çocukların ayakta olduğu saat dilimlerinde yayınlanarak kötü örnek olmaktadır! Buzlanan içkiden, biplenen küfürden daha samimiyetsiz! Hele bu örnekle karşılaşınca...
Ben aptal mıyım? Adı üstünde ‘gerçeğin şovu’... Yani yaşadıklarını bir de ekranda görünce mi rahatsız oluyorsun?
EVE DÖNDÜKLERİ YOK