Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

‘ÇALIKUŞU’NU BEKLEYEN TEHLİKE
Kanal D tarihini verdi “Çalıkuşu”, eylülde ekranda. Şimdiden tartışmalar da başladı. Dizi, Aydan Şener-Kenan Kalav’lı “Çalıkuşu”nu yakalayabilir mi? Sanırım yapımcılar da bu soruya cevap arıyor. “O beğeniyi yakalayabiliriz, bunun için uğraşıyoruz” diyorlar. Fahriye Evcen konusunda “Olabilir” diyenler Burak Özçivit’te soru işareti taşıyor. Hâlâ “Feride” Aydan Şener, “Kamuran” Kenan Kalav’ olarak biliniyor. Bunu kırmak zor.
Peki bu kadar emek sarf eden yapımcı bütün bu yazılanları bilmiyor mu? Bu bir risk mi? Evet. Benim şahsi kanaatim; adı “Çalıkuşu” ama eskisinden farklı olanı yakalayabilirlerse, tutma şansı daha yüksek. Yoksa eski “Çalıkuşu”yla karşılaştırdıklarında tuzağa düşmüş olurlar. Kimse de “romanın özünden ayrıldılar” diye şaşırmasın.
Haberin Devamı

YÜZÜ YİNE GÜLMEYECEK
“Öyle Bir Geçer Zaman”ki dizisinde Berrin rolüyle üç yıl izledik Yıldız Çağrı Atiksoy’u. Şimdi Fox’ta yayınlanacak “Görüş Günü Kadınları”da eşi cezaevinde olan hamile bir kadını canlandırıyor. Bir basın bülteni geldi rolüyle ilgili. “Bazı oyuncuların yüzü hiç gülmüyor. ‘Öyle Bir Geçen Zaman ki’de gözünden yaş eksik olmayan güzel oyuncunun yeni rolünde de yüzü gülecek gibi değil” diyordu.
Bu bir özellik mi yoksa sıradanlık mı bir oyuncu için? Belki garanti. Hazır aranılan rol; gülmeyen acılı kadın. Bu “karakter” oyuncunun üstüne yapışınca atmak pek kolay olmuyor.

“BİR DİZİ NEDEN 90 DAKİKA OLMAZ”A İYİ BİR ÖRNEK: “GÜNEŞİ BEKLERKEN”
“Güneşi Beklerken”, reklamsız yani kemiksiz, bir saate yakın gösteriliyor. Sinema filmi gibi. Her hafta bir sinema filmi. Peki bu uzunlukta bir dizide araya reklam girmeyince ne oluyor?
- Dizi ister istemez klip halini alan sahnelerle doluyor. Altta yeknesak bir müzik eşliğinde, üstte ağır çekim.
- Sahne uzadıkça uzuyor.
- Zaman mevhumu ortadan kalkıyor. Çünkü zaman bol. Harca harca bitmiyor. Demet karar vermiş Gölyaka’ya dönecek, otelde Zeynep’i bekliyor. Zeynep okula gidiyor, oyalan babam oyalan. Oradan çıkıyor internet kafeye gidiyor. Biletler alınmış, annesi otelde bekliyor. Dedim ya zaman bol. Aceleye hiç gerek yok.
- Ne kadar entrikası zengin olsa da tüketilmesi kaçınılmaz. Dünyanın en yetenekli entrika uzmanı senarist gelse (ne cümle ama!) bu uzunlukta bir diziyi standart ölçü olan 13 bölüm götüremez. Bu dizininde soru işaretleri iyi ayarlanmış, ama bu uzunluğa dayanması mümkün değil.

EUROSPORT YORUMCUSUNDAN İLGİNÇ TARİF: “ŞAMPANYA TIPASI GİBİ”
Dünya Atletizm Şampiyonası’nı Eurosport’tan izlemek keyifli. Keyifli kılan yarışları anlatan ve yorumlayanlar. Yani Ertan Hoca ile Caner kardeşimiz. Bir nevi “Ertan & Caner şov”. Hem bilgi, hem espri iç içe. Ertan Hoca’yla atletizm esprileri bir başka. 100 metre kadınları finalini alan Jamaikalı atlet Shelly-Ann-Fraser-Pryce, birincilik kürsüsünde. Ertan Hoca bu atlete yetişmenin mümkün olmadığını şöyle tarif ediyor: “Şampanya tıpası gibi fırlıyor...” 400 metreyi birinci bitiren Lashawn Merritt için de “Şu omuzları görüyor musun, tren iter tren” sözlerini unutmak mümkün mü?