Mahsun Kırmızıgül’ün yeni dizisi ‘Kadim Dostum’un fragmanı özetle ‘Cihangir senaristlerine’ atıfta bulunuyor.
‘Güneydoğu dizilerine’ gönderme var. ‘Ağadan, töreden, kaderden kaçacağız’ diye başlayan görüntülerin, dizi çekiminden olduğu anlaşılıyor.
“Kestik kardeşim” diye bir ses.
Yönetmen “Niye kesiyorsunuz?” diyor. “Bu adamın ellerindeki ne?” diye silahlar gösteriliyor. Yönetmen: “Film için kullandığımız keleş...” “Sen şimdi caddelerde bırak adamın elinde keleşi, ufacık bir çakı gördün mü?” diye başka bir ‘ön yargıya’ giydirme yapılıyor ve asıl mesaj geliyor: “Yaptığınız saçma sapan diziler seyirciye geçmiyor. Öyle tee İstanbul’da Cihangir’de, kafe barlarda oturup bunları yazmakla sanat olmaz...”
Hadi bakalım yeni Türkiye’nin, yeni ‘Güneydoğusu’nun komedisi, tüm bu ön yargıları silsin...
Bu arada Kürt, Laz, fark etmez hepsi artık Cihangir’de yani! İş orada bitiyor.
‘KADINLARIN PEŞİNDEN KOŞARIM’
‘Güllerin Savaşı’nda, nasıl diyeyim ‘çapsız bir tavlama ve tavlanma’ diyalogları vardı. Yonca, Ömer kardeşimizin yeğeni Taner’i görüyor; ‘Uçan kaçan kurtulmuyormuş’ diyor. Anında gömlekten bir düğme açıp, “Amcam nereye gitti?” diyen genç kardeşimize ‘önce buraya bak’ mesajı veriyor. Koşarsa, amcasına kavuşacağını söylüyor (garaja yönlenmişti o sırada amca) Yonca.
Taner açık düğmenin heyecanı ile:
“Amcam bile olsa, bir erkeğin peşinden asla koşmam...”
Yonca: “Bu şeref yalnızca kadınlara ait yani” diye gazlamada.
Taner: “Sadece güzel kadınlara” diyor, ortalık kızışıyor. ‘Sen ünlüsün, yakışıklısın, istediğin kadını elde edersin’ olta yemleri Yonca’dan geliyor.
Son nokta: “Ben de tam oraya gelecektim, beni fazla yorma” Taner’den...
Dizinin de yormadığı görülüyor, akşamında gece kulübü sonrası malum durum. Gömleğini eteğine sokarken yorgun saatlerin sonrası Yonca, şöyle bir laf ediyor: (senaryo ettiriyor tabii ki) “Taner, bak ben kendimi böyle kaptırmamıştım...”
Senaryo kadına ‘kapıyı açmaya’ müsaade ediyor, sonrası ‘bak ben öyle bildiğin kızlardan değilim’ masumiyeti ve tüm bunlar daha ‘ilk görüşte’ oluyor. Neden acele ediyorlar? Yoksa dizi fazla uzamayacak mı?
BÜLENT ARINÇ YİNE KİMİ İĞNELEDİ?
Star’da ‘özel konuk’ Bülent Arınç.
Canlı yayında Nazlı Öztarhan kendilerine Ekmeleddin İhsanoğlu ile geçmişlerini sordu.
Arınç, kendisini çok iyi tanıyordu.
Bir anısını anlattı: “2005 yılında İslam Konferansı Örgütü’nün zirvesine katıldım. Türkiye’yi temsilen sayın Sezer’in gitmesi lazımdı. “Ben gitmem oraya” dedi. Onun için benim gitmem gerekti...”
Ekmeleddin Bey’i anlatırken fırsat bu fırsat aradan Sayın Sezer’i de hatırlatalım hali.
İğne batırmak en zarif hali. İstese hiç bu ‘ayrıntıya girmez’ çünkü konu ile alakası yok. Politikacı olmak böyle bir şey galiba.
Algıyı geniş tutmak lazım!
“BİRİLERİ BENİM GİTMEMİ İSTİYOR”
Çok değil, dört gün önceydi kulağıma geldi bir arkadaş ortamında... ‘Yaşar Nuri Öztürk vefat etmiş’ diye. Ulusal Kanal’da baktım Yaşar Nuri Hoca. Böyle söylentilerin ara ara gündeme geldiğini söyledi. “Birileri gitmemi istiyor. İkide bir ahirete postalanıyoruz” dedi.
Allah’ın kendisine “devam et” dediğini söyledikten sonra: “Size ne! Onunla benim aramda. Ben şeyin şeyini şey yapmaya devam edeceğim” diye ekledi. Bu sözün de Bülent Arınç’a ait olduğunun altını çizdi.
