Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Çin televizyon kanalı Hunan TV’de yayınlanan, star yarışması ‘Super Girl’, kanalın 2012 programında çıkarıldı. Gerekçe; yarışmanın, gençleri Komünist Parti’nin en önemli değerlerinden uzaklaştırması ve basitleştirmesi. Yarışmanın 2005 finali ülkede 400 milyon izleyiciyi ekrana çekmiş! ‘Reyting’ mi önemli parti değerleri mi? Yoksa ikisi de anlamsız mı?

RTÜK’ÜN KODLAMA FORMU; RAKILI SAHNELER YANDI!
Bu yılın önemli konu başlıklarından biri, akıllı işaretlerin doğru uygulanmaması durumunda kanalların ceza alacak olması. Akıllı işaretlerin kodlanmasına ilişkin RTÜK’ün sayfasında, bir kodlama formu örneği var. Program türleri var. ‘Evet’ ya da ‘hayır’ şıklarıyla elde edilen sonuçlar programın hangi kriterlere uyup uymadığını gösteriyor. ‘Olumsuz örnek teşkil oluşturabilecek davranışlar’ başlığı altındakiler en çok ceza getirecek bölüm gibi görünüyor. Yani çok izlenen zaman dilimindeki programların denetlenmesi demek daha doğru olur. Hatta dizilerin... Bu bölümde yer alan ‘madde kullanımı, alkol, tütün ve benzerlerinin aşırı tüketimi’yle ilgili kıstaslar mesela.
Dizilerdeki en önemli sorun. Şöyle yazıyor: “Madde kullanımının programda yalnızca bir kez gösterilmesi durumunda bile bu sorunun yanıtı ‘evet’ olmalıdır.” Kıstaslar şöyle; “Programda yer alan bir kişinin ya da kişilerin bu ürünleri program boyunca yaygın biçimde tüketmesi ve buna bağlı olarak kendisine ve çevresine zarar verici davranışları içinde olması.”
Yeni sezon çok izlenen kanalların dizilerinde rakıdan geçilmiyor mesela! Hatta ‘İffet’te baba içip içip Cemil’in kapısına dayanıyor. Ama dizide babanın çaresizliğini anlattığı en başarılı sahnede burası. Peki, keyifli bir sohbetin yanında bir bardak şarap olursa dizide? O görüntü, bir an gelip geçse bile ‘madde kullanımı’na giriyor! Yani bu başlıktaki sınırlara göre, 20.00’de yayınlanan birçok dizinin yırtma şansı yok! ‘Genel izleyici’ işaretini prime-time kuşağında bundan böyle görmemiz zor anlaşılan!

Haberin Devamı

AYRIMCILIĞA KARŞI AMA YETERLİ DEĞİL!
Aynı bölümde, yani ‘olumsuz örnek teşkil oluşturabilecek davranışlar’ arasında ‘ayrımcılık’ da var. Bu başlık altında yer alan şu sınırlama mesela oldukça soyut: “Ayrımcılık açıkça kınanıyor mu?” diye sorulmuş, sonra da açık vermemek için sınır iyice daraltılmış. “Bazı filmler ayrımcılık eleştirisi yaptıkları halde, ayrımcılığın kötü ve kabul edilemez olduğunu açıkça ve sözlü olarak ifade etmeyebilirler. Bu durumda ‘hayır’ı işaretleyin.” Hadi bakalım buradan yakın... Bir film örneği versinler bari!

OKURDAN

BiR SANAT YÖNETMENiNDEN iTiRAFLAR

Başlığı yazarken zorlandım. İtiraf “Bu suçu işledim” der gibi. Ama anlatılanlar öyle değil. Siz bu başlığı daha ‘içten’ ya da ‘samimi’ olarak değerlendirin. Köşeye almamın nedeni ise; dönem dizilerine bir de sanat yönetmeni açısından bakış. Çok geniş değil belki. Ama bazı ayrıntıları vermesi açısından ilginç. Adını yazmadım. Çok izlenen dönem dizilerinde çalışmış. Bundan sonra da çalışacak:
“Muhteşem Yüzyıl’a hem bir seyirci hem de bu işte çalışan biri olarak baktığımda acıyla izliyorum. Ama yine de değineceğim bir nokta var. İki yıl öncesine kadar kitaplarla merhabalaştığımız insanları televizyon kanallarında bu konuya el atmış olarak görmek sizce keyif verici değil mi?”
Sanat yönetmeni olan okurum film gibi dizilerin nasıl bir konumda olduklarını şöyle anlatmış; “Bizler, bilgi birikiminin ehemmiyetinden ziyade, kısa zamanda sorunları çözme gözüyle bakılan, taviz vermek zorunda kalanlarız. Gereğinde seyirciyi inandırmak adına yapamayacak şey kalmıyor.(...) Acılarıma gelince, ne kostümler benim bildiğim kostümler ne apoletler ne de madalyalar. Elimde tüm bilgiler, dokümanlar varken koskoca bir tarihin maliyet mantığında heba olması çok yazık...”