Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Baştan söyleyeyim, bu işte şaşıracak bir şey yok. Futbol artık bir ticarettir ve markaların savaşıdır. Büyük paraların döndüğü bu futbolda, heyecanı kim veriyorsa büyük organizasyonların finallerini, yarı finallerini onlar oynayacaktır. Kıymetli derbilerin zamanlamaları da saptanacaktır.
Pazar akşamı “Bu sene şampiyonluk düğümü, Fenerbahçe -Galatasaray maçında çözülecek” konuşmaları yapılınca bunu yazma ihtiyacı hissettim. ‘Telegol’de Erman Toroğlu bahsetti. Kanaltürk’te ‘Top Bizde’ programında Bilgin Gökberk, hem geçen sezon hem bu sezon, derbinin ikinci devre karşılaşmasının ligin sonlarına denk gelmesinin tesadüf olmadığına inandığını söyledi. Yani bu sezonda şampiyon, Fenerbahçe-Galatasaray maçında belli olur görüşü hakim.

Yayınlar, kötü zeminler ve boş tribünler için mi?
Ben şaşırmıyorum. Yukarıdaki özetlediğim durum yaşanıyorsa, futbolda böyle bir fikstür ve ardından böyle bir lig hiç de ters durmuyor. ‘Futbol bir keyiftir, oyundur’ hikayelerini bir kenara bıraksınlar. Futbol paradır, nokta. Ha, zevkini, keyfini bir sos olarak üzerine koyarsınız o ayrı. Lig TV bu işe bu kadar parayı, boş tribünlerin, keyifsiz maçların, kötü sahaların maçlarını yayınlamak için mi yatırdı? Bu ligin heyecanı son maçlara kadar sürmeyecekse, bütün ülke ligin bitimine bir maç kala Fenerbahçe-Galatasaray maçını bir final havasında izlemeyecekse, bu yatırılan paranın ne önemi olabilir?

Yorumcuların haber olma sayısı ikiye katlanır
İnterpress Ajansı, yorumcuların üç aylık yazılı basına haber olma sayısını haber yapmış. Son altı maça giriyoruz. Eh, sanırım beşinci hafta Fenerbahçe-Galatasaray maçında büyük olasılıkla netleşir olay. İşte bu bir aylık zaman diliminde haber sayısı, üç aylık toplama yaklaşır.
Bir örnek: En çok haber olan Erman Toroğlu (38 haber). Üç ay toplamı 38, ay ortalaması yaklaşık 12 haber. Son bir ay içinde bu sayı üç aylık ortalamanın üzerine kesin çıkar. ‘Telegol’ün beş haftada 10 programı olacak. Her programda mutlaka Toroğlu bir, hatta iki ‘olayı’yla haber olur. Aynı katlanma diğer yorumcular için de geçerlidir. Haber olmak ‘marka’nın artması demek, cukkanın artması demek, reklam filmlerinde oynama olasılığının artması demek... Hayırlı işler.

Haberin Devamı

FRANSA’YI SARSAN YA DA BİZDE HİÇ OLMAYACAK DİZİ!

Haberin Devamı
DERBİ YAYINCI KURULUŞA GÖRE Mİ AYARLANIYOR


Dizide Gabriel’in çocukluğunun oynayan Florian Vigilante performanasıyla büyük beğeni topladı.

‘Kiliselerin Sessizliği’... Kısaca konu şu; bir genç (Gabriel) çocukluğunda yaşadığı travmayı atlatamıyor. 12 yaşında gittiği kiliseye bağlı okulda öğretmeni olan rahiple (Peder Vincey) bir hikayeleri olur. Bunu kimseye söyleyemez, tam 15 yıl.
Bir trafik kazası her şeyi değiştirir. Çocuğunu kaybeder. Rahibi bulur ve onunla yüzleşir... Yayın saati 21.45. Yayınlanan kanal devlet televizyonu France 2. Bu filmin sonunda bir de tartışma programı yapılmış filmle ilgili.
Bizde benzer bir konu ekrana gelebilir mi? Mesele kilise değil mesele, ‘tabuları’ yıkacak işlere imza atmak. Şimdi bir karşılaştırma yapmak istemiyorum. Sadece bir örnek vermek istedim. “Bir ülkede bir devlet televizyonunda böyle bir film oynuyor, üzerine konuşuluyor, dünya da yıkılmıyor” demek istedim!