A Haber’de televizyonların en uzun soluklu programlarından biri olan ‘Deşifre’ önemli bir iddiayı gündeme getirdi. Sübliminal mesaj, yani mesajın bilince değil bilinçaltına gönderilmesi olayı. Bu reklamlardan, filmlere, televizyonun etkinleşmesiyle dizilere uzanan bir yolculuk. Programda örneklerden biri, bizde çok izlenen ‘Sihirli Annem’ dizisiydi. Konuklardan biri Sefer Darıcı, bilinçaltı olayına takmış bir isim. ‘Deşifre’ de bu dizinin bilinçaltımıza ‘Seks’ kelimesini yerleştirdiğini öne sürdü. Önce dizinin sihre yönlendirdiği ve bunun çocuklara çok normalmiş gibi verildiği, içeriğinin sakat olduğu’ söylendi. Ardından görüntülere geçildi. Normal gözün bunu göremeyeceği ve kurgu sırasında kurgu elemanları tarafından bunların yerleştirildiği programda dile getirildi. Efekt uzmanlarının yöntemlerinden birinin bunlar olduğu söylendi. Yani ‘Sihirli Annem’de bu sözcük efekt uzmanları tarafından bilinçaltımıza kazınmak üzere yazılmıştı. Şahsi görüşüm bir yana ama bir programda çok izlenen bir diziyle ilgili böyle bir iddia yer alıyorsa, bunu es geçmek olmaz. İş sanırım bundan böyle, dizinin yapımcılarına düşüyor.
KALBİM 4 MEVSİMİ KALDIRIR MI?
Ayça Varlıer’den bir ‘Sonbahar’ dizisi daha. Senaryosu ‘klişeleri’ fazla zorlamayan, “Bir hikaye anlatıyoruz işte, izleyin” diyen bir havası var dizinin. Bunu hissettirmesi hoş. Ama işte o kadar. O kadarın ötesine geçmek için temponun yükselmesi gerekiyor. O zaman kıvama gelir. Şu haliyle ‘iyi niyetli kendi halinde’, eh reklam sorunu filan da yoksa idare eder bir dizi. Bu mevsimi kaldırır da seneye olur mu bilemem.
MUCK’U; GENÇ BAKIŞTA SORU SORANLAR İZLER!
“Abi sen anlamazsın zaten esprileri, o gençlerin izleyeceği bir dizi” demişlerdi Muck için. Ben de merak ettim acaba hangi gençler? ‘Genç Bakış’ın yapıldığı bazı özel üniversitelerde soru soran gençler mi? Ya da ‘Yetenek Sizsiniz?’deki her break dansçı çıkınca hoppidi hoppidi oynayanlar mı? Ama galiba ‘Muck’ bu kitleyi de öyle yakalayamadı. Yani o kadar yerlerde.
REHBERiM
KAĞIT TOPLARKEN ASLINDA KİTAP OKUNUR
Belgeselci Enis Rıza’nın beş yıllık bir çalışma sonucu ortaya çıkan belgeseli; ‘Çöpte Dostoyevski’yi Buldum’ bu akşam 24’te. Kağıt toplayıcılığından sahaflığa uzanan Oktay Çetinkaya’nın öyküsü.(20.00)
‘SON’ VE ‘KOYU KIRMIZI’ ; AĞIR ABLALAR YARIŞIYOR
Bu akşam Star’da ‘Koyu Kırmızı’(20.00) ve Atv’de ‘Son’(20.00) var. Uzun bir aradan sonra ‘çok kazanan ve çok ağır oyuncu ablalar’ biraraya geliyor. ‘Son’ tarafında Nehir Erdoğan, Berrak Tüzünataç, ‘Koyu Kırmızı’daysa Özgü Namal. Sosyal medyamız akşamında dedikoduya başlayacak; “Hangi dizinin kadın oyuncusu daha iyi, Özge mi Nehir mi?” Bu açıdan önceden saptamayı yapayım dedim. Bir de şu ‘iddialı dizi’ lafı. Çok iddialı başlayan dizilerin, en iddialısı ne oluyor ki? Söz konusu bu iki dizi için de geçerli. Seneye bugün hangisi kalır? Ya da iddialı başlamışlarsa ne oluyor? Samimiyet hangisinde olacak? Hiç bunu konuşuyor muyuz?
Bu arada ‘Koyu Kırmızı’nın fragmanındakı o ‘ağlayan keman’ı (yani melodiyi çalan) çıkarın, müziğin girişi King Crimson’un ‘In The Court Of The King Crimson’daki Greg Lake vokalinin başladığı bölüme benziyor. Çünkü ben dinledim hemen aklıma bu şarkı geldi. Siz ne dersiniz?
JACK RYAN SERİSİ
‘Açık Tehlike’ CIA-uyuşturucu karteli-Beyaz Saray üçgeni içinde, CIA analistinin mücadelesi üzerine bir film. Yönetmen Philip Noyce ile Harrison Ford ‘Tehlikeli Oyunlar’da yine birlikte olmuşlardı. Aynı karakterin (Jack Ryan) devam filmi. Daha önce gösterilmişti. Başarılı bir aksiyon gerilim. TV8/20.45