Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Son zamanlarda gündemi meşgul eden kolesterol tartışmasının TV ayağını Habertürk ‘Sansürsüz’le başlattı. ‘Umutsuz Ev Kadınları’ dizisinde Behçet, malum fena yakalanıyor. Kalp krizi geçirmesi de işin tuzu biberi oluyor. Behçet tedavi sonrası evine dönüyor. Nermin ona bakıyor. Yasemin’le Elif ziyarete geliyor. Yasemin, “Kalp krizi kolesterolden oluyor Behçet Ağabey” diyor.
Tam da bu tartışmaların ortasında edilince cümle, dikkat çekiyor. Önceden mi yazılmış senaryo? Yazılsa bir anlam ifade etmiyor. Böyle bir diyaloğu da senaristler Yasemin’e söyletmez. Bana göre bu bilerek yapılmış. Hani gündemdeki konulardan biri ya kolesterol. Halkımıza hâlâ kolesterol başa bela önyargısını mı göstermek mi amaç? Yoksa ilaç firmalarından destek mi aldılar? Komplo teorilerinin havada uçuştuğu ülkemizde Yasemin’in kolesterol üzerine yorumu devede kulak aslında!

Haberin Devamı

ELMANDER NASIL BİR TİP?
Habertürk’te bizim Halil’in (Halil Özer) başını çektiği bir ekip var, futbol programı yapıyor. Programın adı da bizim grubun adı kadar söylenmesi ve akılda tutulması zor; ‘Takımdan Ayrı Düz Koşu’. Kadir Çöpdemir yorumculardan biri.
Bir parantez açayım Çöpdemir için. Aklımda onun Number One’daki şovu kalmıştır. Yanında hareketsiz garip bir adam dururdu. Bazı programlar “Benzeri yoktur” diye nitelenir. Öyle bir programdı.
Bu arada özel radyo tarhinin de kuşkusuz en renkli adamıdır Çöpdemir. İktidarla arasını iyi tuttu. Bu da ona fazladan ‘daha çok televizyonda görülme’ fırsatı verdi. Neyse konumuz o değil, bu bir yol haritası bu sonuçta.
Neyse ‘Takımdan Ayrı Düz Koşu’nun son programında telefon hattında Abdurrahim Albayrak vardı. Çöpdemir sordu; “Elmander’i seviyor musun? Nasıl bir tip?”
Bizim ülke televizyonlarında kök salmış, büyümüş, yeşermiş bir soru şeklidir. Sadece bizim topraklarda yetişenler sorar!

ŞARKI SÖYLEMİYORLAR SADECE BAĞIRIYORLAR
Ablaları ağabeyleri bağırınca onları dinleyen gençler de aynı yoldan devam ediyor. Show TV’de ‘O Ses’ programını ne zaman açsam tesadüf mü bilemem, hep bağıran birini görüyorum.
Şimdi düello kısmına geçildi. Üç ya da ikili ringe çıkıp bağırıyor. Dinlediklerimin hepsi bağırıyordu. Çünkü ‘güçlü ses ‘ bizde ‘iyi ses’in kıstası. Ne kadar sözcükleri yaya yaya bağırıyorsan, o kadar yeteneklisin demektir.

Haberin Devamı

SON DURAK MARMARiS

Dün bahsettiğim Bulutsuzluk Özlemi’nin mini Ege turnesinin son durağı Marmaris Budha Bar. Ünlü grubunun ‘Estarabim’ yorumunu çalan herhalde kıyı şeridindeki ender barlardan biridir. Bilmezler çünkü.
Turnenin en iyi otelinde kaldık. Kış olunca yazın şatafatlı tatil beldelerinin sanki dişleri dökülüyor. Lambaları ışıl ışıl “Ben en güzel otelim” diyen görüntüler şimdi karanlığın içinde. Terk edilmiş sahil kasabası modunda. Marmaris de öyle.
Hotel Cettia açık olan ender otellerden. Ülkemizde de bulunan ‘setti bülbülü’nden geliyor adı. Sahibinin soyadı (Bülent Bülbüloğlu) da cuk oturmuş.
Siteler mevkiindeki oteli Bülent Bey yeni almış. Restore ettirmiş. Grand ve Resort adını taşıyan malum kategoride iki tesisi daha var. Benim onlarla işim olmaz. Kutu gibi bir tesis, daha samimidir. Ne kumunda malak gibi yatar insanlar ne, dön baba dönelim, açık büfesinde akşamı eder. Janjanlı olur oteller. Tarzdan çok abartılı sunum ön plandadır. Cettia’dan girince ‘alçakgönüllü’, ama dikkat çekmeyi bilen mobilyalar sizi bekliyor.
Bülent Bey caz müziği meraklısı ciddi anlamda. Bir de buna Ankaralı olmayı katarsanız ortaya, disiplinli ve keyifli bir otel çıkıyor. Müzik beğenisinin işte ve özel yaşamda nasıl etkili olduğunu anlatmak için küçük ama çarpıcı bir örnek bu otel.