‘Behzat Ç.’ son bölümde, emekli bir albayı başına kurşun sıkılmış olarak gösterince “Tamam iş anlaşılmıştır” dedim. Şu günlerde asker denince akla ne geliyor? Albayın hatıralarını CD’ye kaydeden gazeteciden Ergenekon’a, sonra da derin devletin onun işini bitirmesine doğru gitti dizi. Polis içindeki ‘yapılanma’, emekli albayın toprak altına saklanan silahları, derin devletin olayı örtbas etmesi, gazetecinin bilgisayarında bulunan, albayın hatıralarını yazdığı kitap dosyası ve gözaltına alınması... Behzat Ç.’nin katili bulması ama gelen baskı ve kızının öldürüldüğünü gösteren görüntülerin kendisine teslimiyle vazgeçmesinde verilen mesaj; en özel görüntülerin bile bir gün kullanılmak üzere arşivlerde beklediği oldu.
Bu haftanın bir diğer flaşı da savcı hanımın Behzat Ç.’ye aşkını itiraf etmesi ve ateşli öpüşme sahnesiydi. Ama gayet yerinde bir sahneydi. Dizinin başından beri izleyiciye hissettirilen karşılıklı etkileşimin patlama noktasıydı bence.
YERLİ FİLMLER, kurtarıcı!
Ne kadar çok yerli film üretildiğini anlamak için televizyonların şov ve sohbet programlarına bakmak yeter. Mart ve nisan ayları içinde, çok izlenen şovlardan sabah programlarına kadarki geniş yelpazede, vizyona giren filmlerin oyuncu kadroları yer aldı. İnterpress araştırma yapmış. Benim de onların verilerden toparladığım bilgilere göre, martın ortasıyla nisan ayı içinde tam 36 programa konuk olmuş yeni filmlerin oyuncuları. Peki en çok hangi film kendini pazarlamak için uğraş vermiş? ‘Hopdedik, Deli Dumrul’. Altı programda yer almış. Bu arada belirteyim sinema programlarını katmadım bu sayıya. ‘Kaybedenler Kulübü’ (5 program) , ‘Çınar Ağacı’ (4 program), ‘Press’ (3 program). Yine birden fazla programa katılanlar; ‘Atlı Karınca’, ‘Kolpaçino Bomba’, ‘Aşk Tesadüfleri Sever’, ‘72. Koğuş’, ‘Kar Beyaz’, ‘Gölgeler ve Suretler’...
A HABERiN ERKAN YÜZÜ; DEFNE SAMYELi
Defne Samyeli öyle kolay pes edip televizyon dünyasından ayrılacak biri değil. Önce söyleşilerle gösterdi yüzünü, sonra bir reklamla “Ben buradayım” dedi. Ve “İddialı bir kanalda olacak ama hangisinde?” sorusunun cevabını A Haber’le verdi. Erdoğan Aktaş’ın anlattıklarından anladığım, kanalın ‘ekran yüzü’ Samyeli olacak. Peki nasıl olur? Defne Samyeli hırslı bir televizyoncudur. Bu kadar uzun bir zamandan sonra bilenmiş bir şekilde ekrana geleceği kesin. Ama bu yeterli olur mu? Bu konuda “Eminim olur” diyemiyorum. Bu arada benim asıl sevindiğim isim, Zafer Arapkirli. NTV’deyken epey bir seyirci kitlesi oluşmuştu. A Haber’in önemli isimlerinden biri de o olacak. Zafer, rahat sunumu, güven veren görüntüsüyle bu işin altından kalkar. Tek soru; siyaseten ne kadar önünü açmaya izin verecekleri...
REHBERiM
OMURGA ONDAN SORULUR
Dünyaca tanınan Dr. Azmi Hamzaoğlu, saat 22.00’de Bloomberg HT’de ‘60 Dakika’ programında. Omurga ameliyatları dendiğinde sadece Türkiye’de değil, dünyada referans olarak kabul edilen, birçok kişinin ameliyat olmak için kapısında kuyruk oluşturduğu ve ancak 2-3 ay sonrasına gün bulabildiği Prof. Dr. Azmi Hamzaoğlu, Kenan Erçetingöz’ün konuğu. Sağlık çalışanlarının sorunlarına ne diyor, bu konuda da konuşacak. Başarılı ve iyi para kazanan, ünlü bir doktorun ne düşündüğü bir kıstas olur diye düşünüyorum.
BU FİLMİ İZLEMEK KOLAY DEĞİL
“İzlemek sabır, cesaret ve metanet istiyor. Filmin ortasından itibaren mütemadiyen küfür etmeye başlıyor ve film bittikten sonra 1-2 gün etkisinden kurtulamıyorsunuz. Ayrıca dikkat: Hassas kişileri depresyona sürükleyebilir, hayata küstürebilir.” TNT’de bu akşam ekrana gelecek ‘Amerikan Suçu’ için bir izleyici böyle yazmış beyazperde.com sitesinde. Başka söze gerek yok (23.15)
OKURDAN
MUHTEŞEM YÜZYILI’N KUŞLARI
Eren Üretmen aslında dizinin yumuşak karnına dokunmuş. Dizinin eski zaman manzaralarıyla ilgili zayıflığına. Pek üzerinde durmadılar. Ben de durmuyorum, artık alıştım. Ama alışamayan izleyiciler var. Eren Bey de bunlardan biri:
“Dizideki kuşlara çok gülüyorum! Ne zaman manzara resmi çıksa; hiç şaşmadan hep aynı kuş grubu, aynı güzergâh üzerinden sol taraftan görüntüye giriyor, uçuş mesafeleri de hep aynı! Bu hazır paket kuş grubu üzerinden arada sırada değişiklik yapmak çok mu zor?”