Daha önce de yazdım... ‘Kaçak Gelinler’ izlerken ‘yormayan’, yeni yetmelerin ve ev ahalisinin yemek sonrası izleyebileceği bir dizi.
Daha ne olsun değil mi? Dizi karakter resmi geçidi gibi. Bu üç gelinin en esprili ve fırtına zekalı olanı ‘Şebnem’.
Rolün sahibi Selin Şekerci, istikrarlı dizi oyuncularından biri. Dizide verilen işi yerine getiriyor. Dizimizde kendisine ‘her an espri yap’ karakteri verilmiş, böyle bir rol biçilmiş.
Şimdi devir ‘Trend Topic’ devri. Veciz sözlerin pek bir alıcısı var. ‘Şebnem’in sözleri’ gibi bir ‘hashtag’ nasıl da iş yapar. Bunu düşünüp, özel cümleler kurmuşlar. Yani bu karakteri esprileri ile öne çıkarıp, dizinin izlenme nedenlerinden biri olarak saptamışlar bence.
Her cümlesi neredeyse bu şablona uydurulmuş.
Peki içerikler nasıl?
İşte bir örnek: Kaçak Gelinler, Seniha’nın (Şenay Gürler) evine gidiyor. Sohbet sırasında Seniha, sır küpü olduğunu söylüyor. Şebnem buna hiç inanmadığını şöyle anlatıyor: “Bütün kanalları arar, ulusa sesleniş yaparım.”
Yani sana anlatacağıma millete anlatırım.
“Ne var bunda, esprili anlatmış kız?”
Böyle mi diyorsunuz?Bana göre “Hahaha”.
SONKU YA DA HEPBURN!
Şebnem, kendisinin ne kadar güzel olduğunun esprisini ise şöyle yapıyor:
“Allahım mükemmel kadınları hep yanına aldın. Marilyn Monroe öldü, Cahide Sonku öldü, Lady Diana ve Audrey Hepburn öldü. Ben de kendimi son günlerde hiç iyi hissetmiyorum. Sence de biraz erken değil mi?”
Mükemmel kadın olarak hayatta kalması gerektiğini, böyle esprili anlatıyor. Audrey Hepburn sanırım senaristlerden birinin hayranlık duyduğu oyuncu. Sorsan ‘total’ kategorisindeki izleyiciye, kaçta kaçı bilir? Neyse çok güldük. Bunun gibi “Ustalık eseri olarak Selim’i jülyen doğrarız”, “Cemkirik yaptınız” var.
Dizinin sonunda bir ‘Şebnem esprileri’ kitabı çıkar. Komedi dizilerimizin genel yapısı bu: ‘Espri şaapmak...’ İlla güldürecek.
Güldürmek var, illa güldürmek var.
Şebnem’i biraz daha kendi haline bıraksalar, daha komik olacak aslında.
DİZİLERİN HER YERİ MÜZİK
Sürekli yazdığım bir konu; ‘Kaçak Gelinleri’ izlerken tekrar gündemime geldi.
Yerli dizi müzikleri formülü; her kareye müzik. Bir rahat bırakın, oyuncular dertlerini anlatsın. Yok, illa kafamıza, kafamıza vuracaklar.
Duygusal sahneye başka, aksiyona başka, komik sahneye başka.
Dizinin bir teması var mı? Var.
Müziğin buna ayak uydurması gerekiyor. Köşeleri vermesi, geçişleri hatırlatması, dizi içinde karakterin kendine özgü duruşunu çağrıştıran temalar yetmez mi? Bunu yapan yok mu? Var. ‘Kaçak Gelinler’ ile aynı zaman dilimindeki ‘Ulan İstanbul’.
Oyuncuların oynamasına şans tanıyor, müziği yapanlara da nefes aldırıyor.
DÜNYA KUPASI’NI KAÇ KİŞİ İZLEDİ?
Dünya Kupası final maçı izlenme oranı ile TRT kendi rekorunu kırdı: yüzde 10.32.
Bu total izleyici oranı. En geniş kitlenin yer aldığı dilim. 4 milyon 995 bin kişi izlemiş.
O an televizyon izleyenlerin tümünün maçı izleme oranı ise yüzde 38.88.
İzlenme oranları hesaplamasında daha küçük bir oran (55 bin kişi üzerinden hesaplanıyor) ‘gelir düzeyi yüksek kesim’ AB’de ise izlenme oranı; yüzde 15.23.
Yani neredeyse 8 milyon kişi. Ve bu kitlenin yüzde 54.73’ü bu maçı izlemiş.
Reklam verenin rağbet ettiği ABC1 kitlesinde ise izlenme oranı; 15.23. Bu yaklaşık 9 milyon kişi eder. Yani ortalama 6-7 milyon kişi ülkede bu maçı izledi.
FRANSA’DA 9 MİLYON KİŞİ İZLEDİ
Maçları Fransa’da TF1 kanalı yayınladı. Ortalama her maçı 9 milyon kişi izlemiş.
Gelelim final maçına. Bu kanalda final maçını 13 milyon kişi izlemiş. Her üç farklı kategoride bile, Türkiye bu rakamlara ulaşamıyor. Ben ortalamanın 9 milyon olmasını beklerdim.
