15 günde 15 dizi kaldırıldı yayından. Biz de girdabın içindeyiz. “Şu dizi tutar, “Şu dizi kalkar” hikayesinin arkasından gidiyoruz. Sanki bunu bilmek matah bir şeymiş gibi. İçini dolduruyoruz “Şu oyuncu bu role gitmemiş, çekimler başarılı değil, mekanlar yanlış seçilmiş” gibi beylik cümlelerle. Aslında ortada bir oyun var. Böyle bir sistem kurulmuş. Diziler kanallara pazarlanır, yapımcı pazarladığı dizillerin ‘bir bölümünün’ tutmayacağını bilir (kabullenir demiyorum). Televizyon kanalları da yayınladığı dizilerin ‘bir bölümünü’ yayından kaldıracağını yıllık planlaması içine almıştır.
15 günde kaldırılan diziler mi başarısız, devam edenler mi?
Yoksa bu kadar çok dizi neden yapılıyor? Çöpe atılmak için mi? Aslında dizilerin çöpe filan atıldığı yok. Bu bir düzen. Bu düzenin içinde biri gidip bir diğeri gelmek zorunda. Kaldırılan dizilerin bazıları sonra tekrar bölümleriyle günün diğer saat dilimlerinde gösterilmeye başlanır. Sonra bakarız tekrarlar pek güzel izlenebiliyor.
O zaman kıstas ne? Yanlış zamanda oynaması mı, yoksa yanlış kanalda gösterilmesi mi? Çünkü bunlar da ‘tekrarı tutunca’ öne sürülen gerekçeler. 15 günde kalkan diziler mi başarısız, yoksa devam edenler mi? Konuları, oyuncuları, senaryolarıyla aralarında kalkması ve devam etmesi yönünde büyük farklar mı var? Hayır. Bu acayip bir düzen.
Dengeleri böyle kurulmuş ve bundan ne yapımcı, ne kanal ne de izleyici şikayetçi...
O SESİN SESLERİ
Show TV’ de ‘O Ses’ yarışmasının son bölümünü izlerken dikkatimi çekti; bizde hâlâ ‘iyi bağıran eşittir iyi ses olarak’ değerlendiriliyor. Jüri üyeleri halihazırda kendi icralarının benzerlerine ilgi gösteriyor. Diğerlerini bilmediklerini söylemiyorum. Kulak aşinalığından söz ediyorum. Jüri üyelerimize şov yapmaları öğütlenmiş format gereği.
Ee, ben bunun ‘Gavurcasını’ da izledim. Bizimkiler gibi zıplayıp hoplamıyorlar. Bizimkiler-onlar ayrımı açısından değil de, zıpırlık çizgisinin gereksiz tavan yapması açısından söylüyorum farkı. Bu rahatsız ediyor beni. Bugüne kadar ülkemizde televizyonda yapılan ses yarışmalarından albümü satıp konserleri devam eden bir isim var mı?
‘O Ses’ in başarısı, işte bu karşılığı verdiği zaman diliminde ispatlanmış olacak. Yani işe yaradığı zaman. Bakalım jüri üyelerinin “Gel benimle çalış” dediği hangi isim (bakın “İsimler” demiyorum) Hadise ya da Murat Boz ya da Mustafa Sandal gibi kalıcı olacak? Müzik endüstrisi bu yarışmalara bugüne kadar hiç sıcak bakmadı. Sadece kendi reklamları için “Birinciye albüm yapacağız” hediyesinde kaldı!
Hadise’yle ilgili bazı saptamalarımı bir başka yazıda yazacağım.
REHBERiM
SERİ BÖYLE BAŞLADI
‘Harold ve Kumar: Guantanamo’dan Kaçış’ CNBC-E’nin ‘Komik Salı Kuşağı’nda ekrana gelecek. Eğlenceli, güldürebilen bir film olduğu söyleniyor. Saçmalıklarla dolu olduğu, sorgulamaya gerek bırakmadan sadece eğlendirmeyi amaçlayan, bu nedenle bekleneni veren film olduğu belirtiliyor. Seyretmesi sizden. (22.00)
ASUMAN KRAUSE OLUR MU?
‘Var mısın? Yok musun’ yeni kanalında, Fox’ta başlıyor. Asuman Krause sunacak. Riskli bir durum. Ama ne demişler, hayatta risk almadan olmazmış! Göreceğiz bakalım. (20.30)
BAYRAM NİYETİNE
‘Mürekkep Yürek’ eğlenceli bir çocuk fantezisi... İsteyenlere duyurulur. (KANALTÜRK/19.50)