Bizde duruşmalar ‘Yeşilçam geleneği’nden olsa gerek, gözyaşlı, kader mahkumlu bir şekilde olur.
Mesela mahkeme sahnelerinin ‘uzmanı’ Amerikalılar’da kucağında çocuk, “Bu senin oğlun” diyen kadınlar yoktur mesela.
İki dizide iki boşanma davasına şahit oldum. ‘Gönül İşleri’ ve ‘Hayat Yolunda’...
Durumlar farklı olsa da, ortak yönleri vardı; müzik acıklı çaldı.
VALLAHİ DE BOŞANMAM!
Tekrarını izledim; ‘Hayat Yolunda’nın son sahnesinde Alp ile Şafak mahkeme salonunda. Melis’in kendisine oyun oynadığını anlayan Alp’e, hakim ‘son kararını’ sorar. Her iki taraf anlaşmalı olarak mahkemeye başvurmuşlardır. Alp “Ben karımı çok seviyorum, boşanmaktan vazgeçtim” der. Aman ne kolay böyle...
Sen her haltı karıştır, sonra “Bu Melis ne üçkağıtçıymış” diye tuttur. Şafak ne yapacak? Valla senaryo olmasa “Diren ve boşan” derim. Alp aynı bölümde Şafak’ın evini basıp, “Lan senin Cem ile ilişkin varmış” diye neredeyse dövecek. Böyle bir adam ile tekrar birlikte olunur mu?
KARAR VERİLECEK KAPI AÇILIR
‘Gönül İşleri’nde kadersiz aşkların müziği çalar, Servet ile Yılmaz son kez bakışır.
Hakim ‘son kararı’ beklemektedir. Yılmaz “Ayrılmak istiyorum” der. Sıra Servet’e gelir, birden kapı açılır.
Ha bu arada ‘yalancı heyecan’ yaratmak adına Sevda, Saadet ve babamız Muzaffer evden fırlar adliyeye doğru koşarlar.
Velet İsmail “Servet Abla hamile niye ayrılıyorlar?” diye sonunda baklayı çıkardı ya... Hani kaç bölümdür bir türlü açılmayan zarf. Sadece küçük İsmail’in okuduğu ve bugüne kadar senaryo tarafından ‘söylenmesi’ engellenen rapor.
Bunlar da “Aman ayrılmayın” demek için koşuyorlar. Adliye ile evin arasındaki mesafeyi bilmiyoruz. Koştuklarına göre çok uzak değil ya da uzak, senaryo “Olsun koşsunlar daha iyi olur” demiş.
Yine senaryo bu koşuşturma sonucu vatandaşın yorulup ‘yetişemedik’ diye duvar dibinde oturmalarını istiyor.
Peki mahkeme kapısını açan kim? Bedir ya da Alev’den biri olabilir mi?
Yok İsmail olsun bari. Onun hakkı çünkü.
KADINLAR ERKEKLERLE DANS ETSEYDİ!
‘Ben Bilmem Eşim Bilir’de erkekler, “Bizi kırmadılar bu oyun için geldiler” dediği genç kızlarımız ile stüdyoda yaratılan bir ‘disko’ havasında dans ettiler.
Yani eşlere çaktırmadan buluşup tatil beldemizde ‘Rus kızlarımız ile dans ettiler’ hali! Stüdyoda eşler onları izliyor.
Eşlerden biri olan Banu; “Ben bundan sonra bakkala yollamam, bak elini tutuyor” diyor.
Peki neden tersi olmadı?
Erkekler otursaydı da ‘eşleri’ böyle bir gece kulübü havasında baklava göbek beylerle dans etseydiler? ‘Bu bir oyun, ciddiye almayın’ diyecekler.
Yani oyunu hanımlar oynasaydı?
Yapamazsın değil mi? Kadın evinde oturur hali! Arabayı alacağım diye bu durumu izleyen eşlere ne demeli?
Sen istediğin kadar bakkala gönderme. Aslında hiç böyle bir oyun olmasaydı daha iyi olmaz mıydı?
İLKER AYRIK DA BİR ERKEK
Konu mankenlerimiz dizildiler. İlker Ayrık pek beğendi ve çok güzel olduklarını söyledi. “Allah sahibine bağışlasın” dedi. Ev ahalisi buna pek kızdı.
Burada yazamayacağım ifadeler kullandılar. En hafifi “Mal gibi görmek buna denir” dediler.
Ben de “İlker Bey de bir erkek, erkekler böyle düşünür” dedim! Dışarı çıkıp hava almamı tavsiye ettiler.