Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Post modern seyahatname buna denir diye düşündüm. Beyaz TV’de ‘Doğukan İle Dünya Turu’na çıkınca aynen böyle oluyorsunuz. İtalya seyahati öncesi ilginç giriş yaptı... Diyecek lafım yok. Kısa kesip sözü Doğukan kardeşimize bırakayım:
“İtalya’dayız. Belki de bana göre biz İtalyanlar’ı biraz Türkiye’den az tanıyormuşuz?” Bu, başlı başına bir seyahatname girişi... Devam edelim:
“İtalyanlar bence dünyanın en yetenekli ülkesi. Da Vinci buradan çıkmış sevgili izleyenler...”
‘Yetenek Sizsiniz’ durumu yani...
Devam ediyoruz; “Çok önemlidir Da Vinci’nin buradan çıkmış olması. Michelangelo bu ülkeden çıkmış sevgili izleyenler...”
O kim? Da Vinci’nin yakını mı? Beraber mi karar vermişler bu ülkeden çıkmaya?
Devam; “Daha aklınıza sayamayacağımız o kadar dünyaca ünlü sanatkâr var ki anlatamam size...”
Doğukan başka da ayrıntıya girmedi, çünkü yordu İtalya’nın meşhurları onu. Meraklısı açar bakar, sonra Da Vinci ile Michelangelo’nun maceralarına başlıyoruz...

AYNI MAHALLENİN ÇOCUKLARIYDI
Doğukan’ın verdiği bilgilere göre; İtalya’nın bu yetenekli iki ismi, Da Vinci ile Michelangelo aynı şehirde yaşamış. Şöyle anlattı:
“Michelangelo ile Da Vinci’nin hikayesini öğrendiğim zaman çok etkilendim. İkisi de aynı dönemde, aynı şehirde yaşamışlar ve karakterleri birbirlerinin tam zıttıymış.
Bir tanesi (sanırım ilk Michelangelo dediğine göre onu kastediyor) süsüne, efendime söyleyeyim kılık kıyafetine çok düşkün diğeri ise son derece pasaklı. Ha, deriz ya bir doğduğunda yıkanmış, bir de ölünce yıkanacak. İkisi de böyle farklı bir karakter.”

BİLİM İÇİN CESET ÇALDILAR
Doğukan kardeşimiz bir masal tadında anlatmaya devam ediyor: “Ancak bunların ortak bir noktaları varmış. Bunlar, morgdan ceset çalıyormuş. Evet bunların ikisi de çok meraklı (eee, sanatçıydı!) insan vücuduna; insana çok meraklı olan bu iki dünyanın usta sanatçısı morgdan beraber ceset çalıyorlarmış...”
Hikayenin sonu nereye varacak? Şuraya:
“Dediğim gibi İtalya, çok eğlenceli, keyifli bir ülke. Tanıdıkça ben açıkçası İtalyanlar konusundaki fikirlerim biraz daha değişti...”
Neden acaba? Da Vinci ile Michelangelo morgtan ceset çaldıkları için mi?...
Anlatımıyla tarifsiz sürprizleri bize sunan bu programı kaçırmamakta yarar var...

Haberin Devamı

37 BÖLÜM ÖPÜŞMEDiK

Haberin Devamı

Vazgeçilmez dizi temalarımızdan biridir; ‘dizilerde öpüşmek’... Kenan Erçetingöz yine gözüne kestirdiği bir konuğu almış programına; Gamze Karaman.
Konu ne tesadüf, ‘filmlerde öpüşmeye’ geldi. Erçetingöz sordu: “Öpüşmem, sevişmem gibi kıstasın var mı?”
Gamze’nin yarasına parmak basıldı; “Öpüşmüyorum çünkü Türkiye’nin bunu kaldıramadığını düşünüyorum.”
Nasıl? Öyle bir kaldırıyor ki aslında.
Sonra bakıyoruz Gamze kızımız aslında öpüşmüş. Öpüşmüş de neler gelmiş başına, anlatıyor: “Daha önce birkaç dizide öpüşme sahnem oldu. Yıllar geçmesine rağmen internet sitelerinde görüyorum. Çünkü bir gün ben de evlenece-ğim; ailem olacak...”

SANAT İÇİN OLDU AMA
Karaman açıklamayı da yaptı: “Ben aslında sanat için yaptım. Orasını burasını kesip saçma sapan başlıklar altında öyle bir yayınlıyorlar ki, sanki sokakta öpüşürken çekmişler. Artık öpüşme sahnelerinde böyle geride duruyorum.”
Sanat için yaptı diye değiştirseler olmaz mı? Bilmem, belki sorun çözülür.

DAHA GİZEMLİ OLUYOR
Gamze Karaman şöyle bir öneri getiriyor: “Başka bir şekilde verebiliriz diyorum. Bence daha gizemli olur. ‘Harem’ de biz 37. bölümün sonuna kadar hiç öpüşmedik Levent’le (Üzümcü) ve müthiş bir aşkı anlatıyorduk. İnsanlar bunu anladılar. İlla öpüşmeye gerek yok yani.”
Ama diziyi izlerken biz ne zaman öpüşecekler diye çok beklemiştik. Ben ekrana çıkan oyuncu-manken kardeşlerimizin ‘gazeteci ile konuşma’ üzerine çalışma yapmalarını öneririm.