Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dönem aslında 70’ler... Mesela ‘Bir Zamanlar Çukurova’ var. Çok bekledim, bir Orhan Kemal hikayesi, olmadı. O yılları neden severiz? Çünkü bağırmanın, itiraz etmenin, komşuluğun ve romantik şarkıların yıllarıdır... Bugünleri de yaşayanlar için ‘nostalji’ değil, özlemdir. 49 yıl sonra dizilerde bugüne dair ‘özlemle’ anlatılacak ne olabilir ki?
‘Kurşun’, açılışını izleyicinin bilmediği bir şarkıyla yaptı; ‘Caddeden sokaklara doğru sesler elendi/Pencereler kapandı, kapılar sürmelendi’ Timur Selçuk’un ‘Sen Nerdesin?’ şarkısı, sözler Faruk Nafiz Çamlıbel’e ait... ‘İspanyol Meyhanesi’ albümünü bulun ve alın. Türk popüler müzik tarihinin tartışmasız mihenk taşlarından biridir.

Haberin Devamı

Kadroda iyi isimler var...

‘Diriliş: Ertuğrul’ gibi bir dizinin ağır kalıbından çıkıp, Orhan karakteriyle savcı olabilmek kolay değil. Engin Altan Düzyatan, ara vermeden bunu yaptı. Berrak Tüzünataç (Gülce), Sarp Akkaya (Aydın), Engin Şenkan (Bünyamin), Kürşat Alnıaçık (Nuri), Seda Akman (Feraye), Begüm Akkaya (Tomris), Cem Kurtoğlu (Fahri) ve daha niceleriyle, muhteşem bir kadro...

İnandırıcılık hakkında...

Orhan, yaptıklarıyla değil, diyaloglarıyla önemli olduğunu anlatıyor. Keza gazeteci Leyla (Burçin Terzioğlu) ne kadar cevval olduğunu, ‘ben farklıyım, aykırıyım’ı gözümüze sokarak ispat ediyor. Bıraksalar, izleyici tüm bu ‘olağanüstülükleri’ kendisi görse...

70’li yılların kadın muhabiri

Babam, 70’li yıllarda Akşam gazetesinin yazı işleri müdürüydü. O yıllar gazeteye giderdim, oradaki havayı hatırlarım, giyim kuşamı da.. Bizim muhabir kızımız, biraz ‘Ses Mecmuası’ fotoğrafları gibi... 70’li yılların cevval kadın gazetecileri vardır. Rahmetli Vasfiye Özkoçak ablayla çalışma, onu izleme şerefine nail oldum diyeyim, çaylak zamanım da... Türkiye’nin en önemli kadın adliye muhabiri... Tüm yaşamını sanki adliyeye vakfetmişti. Gençlik fotoğraflarına baktığınızda, “Bu kadar frapan bir adliye muhabiri var mı?” sorusu soruluyor ister istemez.

Tarihi işler zor...

Böyle bir projeye girişmek İstanbul gibi ‘eskilerini’ tek tek kaybeden bir şehirde, güç. Mekan, sokak ve eşya bulmak zor. Bir de bunları bir araya getirip, dizi yapmak daha da güç... Dizinin 120 dakika olması, ‘ona yazık oluyor’ kategorisine giriyor ‘Kurşun’... Merak uyandıran, “Ne olacak?” dedirten bir yapım. ‘Ezel’den sonra en önemli işi olabilecek mi Kerem Deren için? Bunu zaman gösterecek.