D-Smart’ta İsviçre-Ekvador maçı başladı, yayın kesildi. Digitürk’e geçtim. Orada da kesik. Sonra D-Smart’ta, ‘Biss şifreli kanalı izleme yetkiniz yoktur’ yazısı çıktı.
Biss basit bir şifreleme tekniği.
Yayını şifrelemek istemeyen ancak buna mecbur olan kanallar kullanıyor.
Uluslararası spor etkinlikleri sırasında şifreleme yapılmak zorunda. Sebebi, yayın haklarını sadece Türkiye için almış olmaları ama bu basit şifre ‘bir şekilde’ kırılıyor. Her televizyon markasının bir biss şifre kırma yöntemi var!
Neyse, bu yazıdan bir süre sonra maça bağlandık.
Duyduğum benzer durumlar başka maçlarda da oluyor. Değişik sistemlerle bu şifre çözülüyor. TRT de benzer bir yöntem uyguluyor. ‘Adet yerini bulsun şifresi’ yani.
ÖZEL KANALLAR MAĞDUR
Katar spor kanalı Bein Sport, yaklaşık 55 milyon euro karşılığı Dünya Kupası’nın yayın hakkını aldı. Bir aylık abonelik 23 euro. Kendi kutusu ise 200 euro civarında.
Bu paraları vermemek, maçları değişik teknolojik yöntemlerle ve ‘şifre kırarak’ izlemek mümkün.
Bir de yayın haklarını alan ‘kamu televizyonları’ var. Bizim TRT gibi yani. Onların da ‘şifreleme’ gibi sorunu yok.
Alman kanalı ZDF ve ARD, maçları Astra uydusundan veriyor. Bunu da resmi ağızdan açıkladı. “Bizim maçları izleyebilirsiniz ama yorumlar Almanca” diye açıklama yapması, fena kızdırmış Katarlı spor kanalı Bein Sport’u. “Bizi 55 milyon euro zarara soktular” diye Avrupa’daki yargı kanallarına başvurmaya hazırlanıyorlar.
Sen ne kadar şifre koyarsan koy, izleyici istediği bir yayın varsa bir şekilde ulaşıyor.
İSVİÇRE’NİN GÖÇMEN TAKIMI
Dünya Kupası’nda oynanan İsviçre - Ekvador maçında, spikerden bir bilgi:
“23 kişilik İsviçre kadrosunda, 8 İsviçreli oyuncu var.”
Takım göçmen ailelerin çocuklarından kuruluymuş. Bir bilgi daha veriyor spiker: Takımın teknik direktörü Ottmar Hitzfeld, “Bu gençler doğdukları ülke İsviçre’ye olan borçlarını oynadıkları futbolla ödüyorlar” demiş. Yani böyle bir ruh haliyle sahaya çıkıyorlarmış.
İsviçre bankalarını, saatlerini, çikolatalarını ‘İsviçreli’ gençler yönetiyor. Futbolu da ‘göçmen gençler’ oynuyor. Zengin olup ayrıca bu saatlerden çikolatalardan alıp, bir başka şekilde de borçlarını ödüyorlar diye düşündüm. Avrupa’daki futbolun özeti galiba biraz da Hitzfeld’in tarifinin ortak paydası gibi.
Almanya’da oynayan Türkler’den bir Alman Milli Takımı çıkmaz mı?
“DİVAN EDEBİYATI KADINI DEĞİLİM”
İrem Derici, ‘O Ses Türkiye’ yarışmasının çok konuşulan isimlerinden. “Şu sıralar mekanlarda şarkıları çok çalan” diyerek konuya girdi TV8’deki ‘Pazar Keyfi’.
Kendileri, Kristal Fare Ödül Töreni’nde kameraların önündeydi. Laf, şarkıcının burnuna geldi. Çok konuşulmuş...
16 yaşında burnunu fena kırmış şarkıcı. ‘Mecburiyetten’ estetik yaptırmış. Şunları söyledi: “10 yıldır estetikli burnum. Hoş bir estetik olmayabilir, kötüydü. Nedense Türkiye’de bir divan edebiyatı kadınına benzetme durumu var. Ben ağzı, gözü, burnu büyük bir insanım. Ölçüleri de büyük bir insanım. Divan edebiyatı kadınına benzemek gibi durum yok. İnsanların işi benimle değil, şarkılarımla...”
Kendi burun estetiği ile ilgili eğlence dünyamızın kadın figürlerinden çok yorum gelmiştir. “Burnu çirkin” diyenlerin ağzına ot tıkamak böyle bir şey olsa gerek.