Nurgül Yeşilçay’ın oynadığı ‘Paramparça’ dizisinin tutma nedeni galiba yan rollerin çok iyi olması ve ‘onsuz’ (Nurgül Yeşilçay’sız) bölümlerde götürebilmeleri...
Şöyle diyeyim, bir rock grubunu ne solist ne virtüöz ne de bir gitarcı götürür, bas ve davul taş gibi olursa diğerleri rahat rahat başrolde olabilir. Nereden çıktı bu?
Son bölümde dikkatimi çekti, Nurgül Yeşilçay çok fazla görülmedi. Hani olması gereken yerlerde nokta atışı yaptı. ‘Cihan’, ‘Dilara’, ‘Rahmi’, ‘Alper’, ‘Keriman’, ‘Solmaz’ hatta ‘Hazal’ ve ‘Cansu’ kendilerine ayrılan bölümlerde o kadar iyi götürüyorlar ki, gerçekten ‘Gülseren’ arada ‘solo’ çekiyor.
10 DAKİKADAN FAZLA DEĞİL
Belki kaçırmış olabilirim ama ‘Gülseren’ karakterinin son bölümde oynadığı karelerin ne kadar sürdüğünü hesaplamaya çalıştım. 10 dakikadan fazla değil. Saniyelerde şaşırmış olabilirim ama böyle bir rakam var ve bu süre zarfında ona fazla da yüklenme olmadı.
Bir iki tokat, bir iki çığlıkla süslemeler...
‘HAZAL’ BİR YERE GİTMİYOR
Baktım sosyal medyada ‘Hazal’ karakterini oynayan Alina Boz’un Rusya’ya gideceği yolunda söylentiler çıkmış.
Hey Girl dergisine dizi bittikten sonra eğitim için gitmeyi düşündüğünü söylemiş ve şu an çok mutluymuş. Bütün ekip onunla ilgileniyor.
Bıçak sırtı bir konumda. Birden gelen şöhreti kaldırmak kolay değil. Erkan Petekkaya’dan Nurgül Yeşilçay’a onunla herkes ilgiliymiş. Yani çaktırmadan bir ‘denetim’ söz konusu. Hem eğlendirip, hem göz kulak oluyorlar.
KUTU HÂLÂ KAPALI
Mirgün Cabas’ın CNN Türk’teki programında ‘Sır kutusu anlatıyor’ diye bir başlık. İlgimi çekti.
Bizim ekrana böyle eski terör uzmanı, istihbaratçı, MİT emeklisi çıkmaz.
Biz özel televizyon kuşağı, sır dolu kutuyu Mahir Kaynak’tan öğrendik.
Ergenekon durumlarında, Emre Uslu ile Önder Aytaç bir dönem ekranda sık görüldü. Bu ‘gizli ve kendine özel’ dünyanın ipuçlarını bir nebze olsun öğrenmek, her zaman nasip olmaz. Böyle düşünerek, koyuldum izlemeye eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’u...
Malum kendisi ‘İn’ diye bir kitap çıkardı.
HİÇ UNUTMAZLAR
Sabri Uzun’dan cemaatin çok iyi takvim tuttuğunu öğrendik. Uzun, 2006 yılında Yaşar Büyükanıt’ı cemaatin hedef aldığını söyledi. Yaşar Büyükanıt, 1984 yılında 80 öğrenciyi uzaklaştırmış okuldan. Bu bir kenara yazılmış. Tam 22 yıl sonra ‘acısını’ çıkarmışlar.
Yani öyle 3-5 senenin işi değil. Kimbilir böyle ne ‘hatıra defterleri’ vardır diye düşündüm...
Nüfus idaresi gibi çalışıyorlar yani!
“24 SAATTE ÇÖKER AMA...”
Evet bu ‘ama’sı vardı. Sabri Uzun aslan gibi polislerin bulunduğunu kurumda ve kendisine “24 saat içinde çökertiriz” diyenlerin bile olduğunun altını çizdi.
Konuşmanın bir yerinde cemaatin 400 bin militanı ve 6.5 milyon sempatizanı olduğunu söyledi (daha önce de söylemişti).
Sayın Uzun, “Mücadele 10 yıllar sürer” diyerek öyle bir, iki yılda bitmeyeceğini de ima etti.
Tüm bunları yan yana getirince kafa karıştı ve asıl zor olanı söyledi:
“Örgütlenmek lazım.”
Yine konuşmanın bir yerinde dikkatimi çekti ‘bu karargaha karşı, bir karargah kurulma’sından bahsetti.
Özel bir ekip.