Galatasaray - Trabzon maçından sonra ekranın hatırı sayılır futbol programlarına bakmak şart oldu diyelim! Bağırmak öncelikleri haklılar. Çünkü, reyting böyle geliyor, bağırmayanı almıyorlar. Maçın görüntülerine bakınca kızmamak mümkün değil. Usturup vardır bir de hönkürmek.
Ev ahalisi olarak maçı izlerken Trabzon penaltısından sonra “Hakemin kafası gitmiştir” yorumunu yaptık.
Ne gördüysem onu çaldım!
Ekrana çıkan eski futbolcu ve hakemlerin eski defterleri açıldığında enteresan örneklerin çıkmaması mümkün mü? Sanki bunları görür gibi olup Erman hoca; “Ne gördüysem onu çaldım. Görmediğimi çalmadım.” dedi ASpor’da. Doğan Babacan 1989 yılında bir Galatasaray - Eskişehir maçı sonrası şöyle yazmıştı; “İkinci yarı kondisyon yetersizliği nedeniyle gerekli yerleri alamaması yan hakemlerin hatalarına aynen uymasına neden oldu.”
O maç da olaylı bitmiş, Prekazi kırmızı kart görmüş, hoca taş yağmuru altında stadı terk etmişti... Bunu hocayı kötülemek için yazmıyorum. Mesela şöyle de bir örnek var. Yıl 1988 bir Fenerbahçe - Konya maçı sonrası, kulübün genel sekreteri Mesut Dizdar imzasıyla Futbol Federasyonu’na bir yazı yollanır. Yazıda “Gerek federasyonunuza gerek maçı yöneten Erman Toroğlu’na teşekkür ederiz” deniliyor. Mesela bugünlerde var mıdır böyle bir durum? Hangi kulüp yöneticisi böyle bir yazı yazar? Önce tümden futbola bakmak
gerekir. Yöneticileri, hakemleri, futbolcuları ve seyircisiyle futbol yerlere serilmiştir.
Sadece bu sezona bakalım, statlarda seyirci var mı? Yok. Sahada oynayan futbolculara ödenen paraların (her takımın kendi çapına göre) geri dönüşü var mı? Yok. Zeminlerin hali nedir? Felaket. Galatasaray’ın borcunu el âlemden öğreniyoruz!
İş nerelere gitti?
‘Derin Futbol’da Ahmet Çakar “Dünya bahis baronları iş başında” diyerek giriş yaptı. Kırmızı kartların bahisçilerin emrinde olduğunu ima etti! “Bugünkü Basel maçına bakın” dedi. Rasim Ozan Kütahyalı, “Ben Basel başkanını tanırım yemek yedik” diyerek atladı. “Ne olmuş yediysen?” dediler. “Trabzonlu taraftarları sakin olmaya çağırdı, biz kellemizi vermeye hazırız burada” dedi. “Emniyette hareketlilik var bana bilgisi geldi” ile ne demek istedi? Ev ahalisinin “Paralel mi işin içinde yoksa?” diye bir şüphe düştü içine... ASpor’da Serkan Korkmaz “Bu maçta bahisçiler yüzde 70, iki ve üzeri kırmızı kartla oynanmış” notunun geldiğini söyledi. Bu maç bahis tarihinin entrika dolu maçı olarak tarihe mi geçecekti? 24TV’de Muhittin Boşat ve Tanju Çolak bas bas bağırıyorlardı. Denizli zaten dümdüz edildi.
“Serdar Çakır ve oğlu Cüneyt Çakır yönetiyor hakemleri” iddiaları. “MHK hemen bugün istifa etmelidir” nidaları, “Yabancı hakemler gelsin” bağırışları. “Ey Bünyamin sana söylüyorum” Sakin olalım. Maçın ne bu kırmızı kartlara, ne Galatasaray’ın bu şekil galibiyete ne de Trabzon’un böyle bir yenilgiye ihtiyacı yoktu. Topyekûn futbolun elden geçmesi lazım, ama bunu elden geçirecek olanların kendilerini kim elden geçirecek?
Ben size söyleyeyim, seneye bugün yine “Ey MHK derhal istifa”, “Bu sezon böyle bitmez göreceksiniz” diye bağırır dururlar...