EN ÇOK ÜRETEN TÜRKİYE

“En çok üreten Avrupa sineması; Türkiye.” Bunu ben söylemiyorum. Avrupa Konseyi Görsel İşitsel Alanlar Gözlem Merkezi, (Observatoire de l’Audiovisuel) 67’nci Berlin Film Festivali çerçevesinde 2016 Avrupa sinema verilerini yayınladı. Orada yazmışlar: “Türkiye, Avrupa’nın altıncı büyük sinema endüstrisine sahip” diye. Hani biz kızıyoruz ya “Dizi bitti, film projem var” diyenlere... “Ne çok film yapıyorlar, hiç boş durmuyorlar” diye de söyleniyoruz ya durum bu yani. Bilet satışlarında 2015’e göre bir gerileme var; 60.5 milyon biletten 58.3 milyona kadar düşmüş. Yine de baktığımda Avrupa’da 7’nciyiz. Tamam fabrika üretimi var ama kalite? Eh işte... Ama böyle de gerçekler
oluyor, buna rakamların dili diyorlar.

Yerliye önem veren...

2016 yılı verilerinde kendi sinema
filmlerine yer veren ülke sıralamasında Türkiye birinci sırada. Sinemada gösterilen yapımların yüzde 53.4’ü yerli yapım.

Diğer altı ülke ise şöyle sıralanıyor:
Fransa (yüzde 35), İngiltere (yüzde 34.9)
Çek Cumhuriyeti (yüzde 29.5), Finlandiya (yüzde 28.9) ve İtalya (yüzde 28.7).

‘YÜKSEK TONDAN SÖYLE!’

Bağırarak şarkı söylemeyi seviyoruz. TRT 1’in yeni müzik yarışması ‘Sıra Sende Türkiye’de jüri üyesi Işın Karaca, “Bir ton yukarıdan söyle, pes kalıyor” cümlesini iki yarışmacı için tekrarladı. Mustafa Keser, “İlla bağıracaklar” diyerek beğeni halimizi özetledi. Karaca, sesinin zayıfladıktan sonra altı oktava çıktığını söylemişti. Çıktı mı çıkıyor zaten... Karaca, Şehrazat’ın ‘Kıyamam’ şarkısını yorumlayan Sevgi’yle dayanamayıp düet yaptı. Sesler gümbür gümbür geldi. Ev ahalisi, sunucu kardeşimizi sakin ve yerinde konuşur buldu.

Uraz Kaygılaroğlu, ekranın ‘başarılı sunucularından’ biri olduğunu ispat ediyor. Yarışmanın ne dışında ne çok içinde... Orkestra, sound iyi (‘O Ses Türkiye’ kadar diyebilirim). İşin 10 haftada bitirilmesi de yerinde. Yarışmaların bizlere faydası; bir sesi dinlerken nelere dikkat etmemiz gerektiğinin öğretilmesi oluyor. Jüri üyelerinin özellikle bu konularda seyirciyi daha çok bilgilendirmesinde fayda var.

İŞTE SİZE KONU!

Siyasetin dışında, ‘İlginç tartışma konuları’ aranıyor ya... Nur topu gibi bir konu başlığıyla karşılaştım. Cerrahiye bağlı komplikasyonların engellenmesini evrimsel argümanlarla açıklayan doktorun makalesi, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden ret yanıtı almış. Kalp damar cerrahisi uzmanı olan Mert Mercan ile mesela bu üniversitenin dekanı medeni bir şekilde ‘Teke Tek’te konuşabilirler mi? Ya da bu konu etrafında taraflar bir araya gelip tartışabilirler mi?