Enbe Orkestrası, Akdeniz Oyunları’nın açılışında çaldı. Bizim gazetenin magazin servisinin haberine göre Behzat Gerçeker, sahneye kolunda Çarşı dövmesiyle çıkan Berkay Özideş’e fena halde kızmış. Hatta iş kavgaya varmış. Gerçeker, bu konuda daha sonra bir açıklama yapacağını söylemiş. Açıklaması şu: “Üç aydır bu gecenin müzikleri için uğraşıyordum. Ben müziğimi yaptım, siyasetle ilgilenmiyorum...”
Behzat Gerçeker’i tanırım. Hatta orkestrasıyla canlı yayında çalmışlığım da var. Yaptığı iş önemli. ‘Büyük orkestra’ geleneğini devam ettiren ender isimlerden biri. Maliyetli bir iş ayrıca. Sorumluluk yüksek.
İş kaygısı
Behzat Gerçeker, söyledikleri ve söyleyeceklerinin tek kaygısı var; “Bundan sonra ya bizi çizerlerse, iş bulamazsak...” Bu kaygı, şu garip lafları da beraberinde getiriyor; “Ben müzikle uğraşırım, siyaset yapmam.” Bunun mesajı şu; “Eyvah bize iş vermezler.” “Olsun varsın, şanın yürüsün” demek öyle kolay değil bu ülkede. Mesela bir emirle “Enbe Orkestrası’na iş vermeyeceksiniz” diyenler olmaz mı? O zaman, o koca orkestra ne yapacak?
Behzat Gerçeker’in anlamadığı
İşin diğer tarafına bakalım; yorumcu kimliğiyle sahneye çıkan Berkay Özideş’in durumu. O “Patron beni atar mı?” diye düşünmeden tavrını koymuş. İşinden olabilir. Peki Berkay için bu ülkede şarkı söylemek bitti mi? Sanmıyorum. Birey olarak o da büyük Enbe Orkestrası kadar değerli. Arkadaşları belki “Bizi yaktın Berkay” durumunda olabilirler. Berkay, şov olsun diye öyle çıkmadı. Bir yerde bütün bunları da göze aldı. Böyle bir tepki beklememiş; medyada o fotoğrafların çıkacağını tahmin etmemiş olabilir. Bildiği tek şey ‘Çarşı’ yazısı. Bu ülkede siyasetle uğraşmanın tarifi değişti. Berkay da işte o yeni tarifin temsilcilerinden. Behzat Gerçeker’in de anlamadığı bu olmuş.
KARABURUN: ŞİRİN BİR İLÇEMİZ
İki yıllık keşfim; İzmir Karaburun. Benim için bir buraya gitmemin en önemli nedenlerden biri; nem yok. Kısa geçiş yolu da diyebilirim. Onlardan birini yaptım. “Şirin bir ilçemiz” lafını hak ediyor. Sakin; hiç olay olmuyor. ‘Ayran’sız gün geçmiyor burada. Kalamarın, ahtapotun hası burada. İlçemizin sorunu, “Büyüsek mi yoksa böyle mi kalsak” arasında karar verememesi. Böyle olunca örneğin yapılaşma kendini bulamamış. İtinayla yapılmış yanında, bir yamuk bakan birlikte yaşıyor bu ilçede. Estetik yok gibi. Ortaya dağınık bir görüntü çıkıyor.
Karaburun iskele mevkii, minyon. Yan yana lokantaların karşı sırasında iki en fazla üç katlı minik evler ve pansiyonlar. Şimdi tam oraya hastane görünümlü bir otel dikivermişler. Uzaktan bakınca o küçücük meydana hakim olmanın ötesinde, işgalci gibi duruyo.
Küçük bir not ekleyeyim: Burada öğrendim. Şok Mağazaları çalışanları, cuma namazına gidiyor. Bu süre zarfında kapalı oluyorlar, duyurulur...