Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“2018’de moda ne olacak?” diye kafa patlatmaya gerek kalmadı. ‘Jet Sosyete’ Yaşar’ın ‘erişkinlere bebek tulumu’ fikri, mağazalarımızı en yakın zamanda süsleyecektir.

Ev ahalisine bu fikrimi söyledim, “Neden olmasın?” dediler. İşte size başlıklar; ‘Erişkin bebek tulumu sanat camiasında adeta patladı’ , ‘..... karakteriyle olay yaratan...... kıyafetin hem seksi, hem de rahat olduğunu söyledi.’ Ya da, ‘Konserinde dört kıyafet giyen sanatçı, şov yaptı ve final şarkısında giydiği erişkinlere bebek tulumuyla yaptığı darbuka şov hafızalardan silinmedi.’ Söylemedi, demeyin!

Haberin Devamı

‘LİTIL LİTIL’ NEREDEN ÇIKTI?

Pazar öğlene doğru Şule Zeybek ‘Vitrindekiler’de Deniz Akkaya ve Berksan’ı ağırladı. “Berksan’ın hayatındaki kadın nasıl olmalı?” Merak ettiğimiz bir sorudur... Ev ahalisiyle can kulağıyla dinliyoruz. Berksan, “Farklı farklı kadınlardan etkilendiğim oluyor. Öyle bir kalıp söyleyemem” dedi. Deniz Hanım, “O ne yaa” diye sesini fena yükseltti. Şule Hanım açıklık getirdi: “Sarışın, kumral demiyorum. Diyorum ki, böyle kadın, şöyle olmalı, böyle giyinen kadın, beni daha çok cezbediyor gibi...” Berksan şimdi ne desin, kısa kesti: “Beni heyecanlandırmalı, o yeter.” Şule Hanım kararlı: “Nasıl heyecanlandırmalı, güldüren kadınlar mı yoksa, ağır başlı kadınlar mı?” Berksan, “Little little”
dedi, yani ortaya karışık. O sırada Cem Yılmaz’ın bir zamanlar gösterilerinin meşhur esprisine geldi laf. Meğer Deniz Akkaya’nın arkadaşıymış onu söyleyen. ‘Ülkemizden uzak bir diyarda, kültürümüzden çok uzak’ bir yerde garsona İngilizce “Little little into the middle” demiş. Ev ahalisi, bu önemli bilgi ve Berksan’ın nasıl kadınlardan hoşlandığını bilmenin huzuru içinde bir pazar günü geçirdi, kıssadan hisse...

BÖYLE DE OLMAZ!

Salıpazarı Fidancık Köyü’nün kadınları, Turgay Başyayla abimize Gürcü yemeklerinden bir demet sundu. Yöre yemeklerini öğrenmek faydalı. Tavuklu Gürcü pilavı, lepsi ve lobiya. Barış Manço’nun ‘Halil İbrahim Sofrası’ şarkısıyla koca kuzu masaya yatmış, Turgay Bey’in önünde...

Ekrana gelince işler birden değişiyor. “Uzun uzun izlemek lazım” diyor Başyayla, sanki hislerimize tercüman... Kendisi yiyor, hatta çekim sonrası ekip bitiyordur. Biz ekran başında ne yapıyoruz? Seyrediyoruz...Gelişmekte olan ülkelerde böyle sahneler pek bir etkili oluyor. Öğrenme fiili, yerini yalanma eylemine bırakıyor!