Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları


Show TV’nin yeni dizisi ‘Eve Düşen Yıldırım’, Nahid Sırrı Örik’in aynı adlı romanından diziye uyarlandı. Örik’ten edebiyatımızda ‘femme fatale’ imgesini en iyi işleyen yazar olarak bahsedilir. Gerçi bu kitabın ‘çalıntı’ olduğuna dair tartışmalar da olmuştur. Neyse bu bahsi geçelim.
Örik’in, ‘anlaşılamamış, değeri bilinmemiş bir romancımız’ olduğu yazılmış çizilmiş. ‘Abdülhamit Düşerken’ adlı eseri Ziya Öztan tarafından filme alınmış. Bir başka romanı ‘Kıskanmak’ ise Zeki Demirkubuz tarafından çekilmiş ve Seniha rolüyle Nergis Öztürk Altın Portakal’da ‘En İyi Kadın’ oyuncu ödülünü almıştır.
Kadın karakterleri betimlemeleri yazarın dikkat çeken özelliğidir. Dizide bu özellik görülüyor. Şaheste, Muazzez... Daha doğrusu bunun için seçilmiş bir eser. Dizide seyirciyi çekmek adına ‘Lolita Muazzez’ ön plandadır. Ve baktığım eleştirilerde “Onun için izleriz” genel yargısı mevcuttur.
Namık’ın bakışları fantazilerinde oluşan Muazzez’le Sait’e aşık orta yaşlı Pınar’ın kabına sığmayan öfkesi, aslında pek revaçta olan dizi temalarının bir araya gelmesidir. Peki nedir itici olan? Galiba romanla dizi arasındaki uyumsuzluktan kaynaklanmaktadır.
Muazzez (Gizem Karaca) hayranları oluşmuştur. Muazzez, Namık’ı nasıl idare edecektir? Sait’le aralarında ne olacaktır? Ve Şaheste annesinin kumandasında ‘eve düşen yıldırım’ Muazzez’le başa çıkabilecek midir? Muazzez göründüğü kadar saf mıdır? İşte bu soruların cevaplarını merak edenlerden oluşan bir kitle tarafından izlenecektir. Peki ne olur? Yayından kaldırılanlar listesinde yerini alır.

Haberin Devamı

‘SUSKUNLAR’DA BOL BOL AHMET KAYA OLACAK

‘Suskunlar’ dizisinde bundan böyle Ahmet Kaya’nın sevilen şarkılarını bir bir dinleme şansınız olacak. Geçen bölümde ’Nereden Bileceksiniz’ şarkısı çaldı. Dizinin yapımcısı TİM’S Kaya’nın bu dizide çalınmak üzere şarkılarının yayın haklarını aldı.
Çatal bıçaklı günlerden bugünlere... Nasıl bir ülke olduğumuzun da çarpıcı bir örneği. Geçmişiyle yüzleşmek gibi görmüyorum bunları. Zaman geçiyor, devran dönüyor aslında çok şey unutuluyor ve sanki hiç bir şey olmamış gibi şarkılar yeniden çalınıyor. Bunu söz konusu örneği eleştirmek anlamında yazmadım. Hayata bakışımız böyle. Yerden yere vurmakla göklere çıkarmak arasındaki iki uçta yaşanan bir hayatın hali. Bunun adı ‘duygusal bir toplumuz’ oluyor!

Haberin Devamı

NOT DEFTERiMDEN

RADYO FREKANSLARI KARIŞIYOR
90’lı yıllarda özel radyolarla tanışmıştık. Bu konuda epey haber yapılırdı. 1993’te frekans karmaşası üzerine bir haber yapmışım. İstanbul’da o yıl 40’a yakın radyo yayına başlamış ve ben de “İstanbul’da frekans kargaşası yaşanmaya başladı” diye yazmışım. O günden bugüne kaç 40 radyo yayına başladı? Kargaşa oldu normal yayın. Şu an yolda giderken her viraj alışta başka bir istasyonla karşılaşır halde radyo dinliyoruz yolda.

90’LI YILLARIN EN REVAÇTA KONUKLARI KİMMİŞ?
17.11.1992’de Milliyet’te yer alan haberimde ‘Konuk bolluğu’ başlığını atmışım. O zamanlar konuklar bolmuş. Peki kimler varmış? O tarihli haberde bir araştırmaya yer vermişim ve kasım ayı için ekrana
125 konuğun çıktığını yazmışım. İçlerinde en rağbet edilen isimlerin başında rahmetli Yıldırım Aktuna geliyormuş. Muhabbeti hoş, esprisi bol, hikayesi çok bir isimdi. Böyle olunca da kanallar peşinde koşuyordu. Bir diğer isim de Seren Serengil olmuş. Rağbet görenler listesindeki diğer isimler; Hülya Avşar, İbrahim Tatlıses, Müjdat Gezen, Cenk Koray, Coşkun Sabah.

Haberin Devamı

‘ÇARKIFELEK’ PAYLAŞILAMIYORDU
1992’den bu yana bitmeyen senfoni ‘Çarkıfelek’. Geriye dönüp baktığımızda durum böyle. Her şeye rağmen ayakta kalmasını bilmiş bu format. Yine buradan samimi bir şekilde söyleyeyim onun hâlâ ayakta durmasını sağlayan isim Mehmet Ali Erbil olmuştur. İster kızarız, ister bozuluruz, söyleniriz ama böyledir. O yıl tabii acayip flaş bir yarışma ve kanallar birbiriyle yarışıyor. Show TV, 750 dolar ödeyerek isim hakkını almış. HBB kanalı (şimdi yerinde yeller esen kanaldır) 2 bin dolar, İnterstar (o zamanlar adı böyleydi) 5 bin dolar teklif etmiş.