Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

UEFA iki takımımıza ceza yağdırdı. Önemli bir konu. Türk futbolunda bir dönem kapanıyor sanki. Tabii ki haber kanallarımız bu konuya eğilecekler. Nitekim NTV, UEFA’nın kararı açıklamasının hemen ardından Güntekin Onay’la masayı kurdu. Baktım aynı şekilde A Haber de ekibi kurmuş. TV8’de Serhat Ulueren, “Ben bu kanalda spor programı yapıyorsam, haberciysem böyle bir günde öncelik benim” diyerek ‘Telegol’ü devreye soktu. Demek ki oluyormuş. Hızlı hareket etme kabiliyeti mevcutmuş. Ortada futbol olunca topa giriliyormuş.

Haberin Devamı

HER HABERE YORUM YAPILMIYOR

Fehmi Koru, Kanal 7 ana haber bülteninde günün gelişmeleri üzerine yorumlar yapıyor. UEFA, Beşiktaş ve Fenerbahçe’yle ilgili iki önemli karar aldı.
Günün manşeti bu konu. Fehmi Koru’nun da alanına galiba pek girmiyor futbol. Şöyle bir hava vardı; “Nereye başvuru yapılması gerekiyorsa oraya başvurular yapılır (yani bundan sonra izlenecek yol). Yok eğer bir yanlışlık yapılmışsa buna katlanırlar...” Özet böyle. Siyasi konulardaki birikimi ve tecrübesi futbolda aynı cümlelerle karşılığını bulamadı. Haber bu, hep siyaset, önde olmaz. İşin içine futbol da girer!

‘KAHİRELİ PALAS’TA ÇOCUK ALDIRMA HİKAYESİ

FOX’un yeni dizisi ‘Kahireli Palas’, kanalın alışık olduğumuz alengiri bol yapımlarından. Belli bir oyuncu standardını tutturdukları benzer dizileri biliyoruz. Yeni dizimizde bir nevi ‘okul müsameresi’ hali var. Aldatma, yalan, çocuk doğurmak ve de ihanet aranıyorsa yine bol miktarda mevcut. ‘Duygu’yla ‘Kemal’ karakterleri var. ‘Duygu’, ‘Kemal’i kafaya almak için ortaya bir çocuk doğurma yalana atar. Buradaki diyaloglar önemli. Kemal “Kafam karışık” diyor. Duygu yalandan duygulanıyor; “İstersen aldırırız” (yahu ne kolay iş, dizilerde bir cümlede iş bitiyor) diyor. ‘Kemal’, “Deli misin?” diye karşılık verip ekliyor; “Sen bu çocuğu doğurmak istiyor musun, sorumlulukları alabilecek misin?”
Çocuğu hatunun eline verecek ama bir de ondan sorumluluk bekliyor. Peki sen ne yapacaksın ‘Kemal’ Efendi? ‘Duygu’, hafif ağlamaklı olup “Bu ikimizin sorumluğu” dediğinde ‘Kemal’den; “‘Rezzan’la çocuklar olmasa emin ol bir an bile düşünmem...” karşılığı geliyor.
İyi suyundan da koy. ‘Kemal’, hâlâ devam ediyor ve başka gerçekler ortaya çıkıyor; “Onlar hayattayken, senin isteklerini bile yerine getiremezken bir de bu çocuk...”

Bankamatik ‘Kemal’ ya da...
Yani evde bir kadın ve çocuklar var. Onların masrafları. Eh, bir de ‘Duygu’ var, artı onun masrafları, ‘Kemal’, bir nevi ‘bankamatik’ olmuş. Standart Türk aile yapısı bu oluyor! ‘Bankamatik Kemal’, ilerleyen sahnelerde birden değişiyor, “‘Duygu’ ben bu çocuğu istiyorum” diyor. ‘Duygu’, garantiye almak için “Sonra fikir değiştirme” diyor. Para işi bu; faiz lobisinin ne yapacağı belli değil, işler birden İstanbul Borsası olabilir. ‘Duygu’, bunları bildiği için soruyor. ‘Kemal’, dolar ve euro’nun yükselişine isyan bayrağını çekiyor; “‘Duygu’, sen benim bir tanemsin. Bu çocuğu doğurmanı istiyorum.” Sonra cümleler iyice alıp başını gider; “Duydun işte, istiyorum. Aşığım sana...” ‘Duygu’dan standart dizi ve film hatunu cümlesi; “‘Kemal’, çok mutlu ettin beni.” Durup durup bunu izliyoruz. Bıkmıyoruz. Ben de bıkmadan yazıyorum, hep beraber eğleniyoruz!