Televizyon haberleri ülkelerin görüntü haritasıdır. Son dakika verilen ‘Kilis’e bomba düştü’ haberini “Yine mi düşmüş?” diye izlemekle, her gün tepene inmesini beklemek arasındaki farkın ortadan kaldırılması. Ne olmuş, vatandaş isyan etmiş, gösteri yasağı varmış vermişler gazı. Kime? Bombayı yiyen vatandaşa. Peki tek satır
var mı?
Kıyısından köşesinden. “Bomba düşmüş yine” diyecek kadar!
Haber kanallarında ne var? Gayet normal bir akış. Belgeseller, ‘Kelebek Etkisi’, 23 Nisan’ı anlamak... Şehit haberleri zaten rutine bağlamış, arada veriliyor. Ee hendeklerden HDP de rahatsız olduğunu açıkladı, milletvekili ekranda söylüyordu. İş bitti yani! Bilançoyu konuşuruz artık. Tam bunları izlerken günün futbol bombası düştü.
Trabzon’da seyirci sahaya indi hakeme saldırdı, tribünlerde anarşi! Oh yeni gündem düştü piyasaya.
Derin analizler başladı. “Trabzon’la Fener maçlarını ligden kaldıralım” diyenler mi, “Yine rezil olduk, bak gazeteler ne yazıyor?” diyenler mi? Saat 19.00’dan başlayıp, gece saat 00.00’a kadar televizyon kanallarını şöyle bir dolaşanların izlediği görüntülerden bir kolaj yapın bakalım nasıl bir Türkiye çıkıyor karşımıza?
“Bunlar düzelecek” hallerini çoktan geçtik telaşı içinde izliyorum.
Bize gösterilenler bile anlayana
çok şey söylüyor. Teröre karşı kararlı olmanın ötesinden bir şeyler söylüyor çünkü.
MUHABİR KONU MANKENİ Mİ?
Haber bültenlerinin muhabirleri birbirleriyle oyunculuk yarışında.
Televizyon muhabirliğinin, yazılı basın muhabirliğinden farkı var. Kameranın önünde olmak, bazı özellikleri zorunlu kılıyor.
İyi konuşmak, etkileyici ses tonu, giyim kuşam, boy, pos, estetik, fizik
ve biraz espri...
Reyting mücadelesi sonucu muhabirlerin bir de oyunculuk yeteneklerinin olması şart oldu. Muhabir artık bir şovmen. Her haber için mutlaka bir mizansen şart. Siyasi haber muhabirleri biraz daha hareketsiz. Show TV’de geçtiğimiz pazar gelinlik haberi vardı. Muhabir gelinliği giymiş.
Kadınlar motosiklet ekibi kurmuş, haberi yapan muhabir arkadaşımız, motosikletin üstünde.
İyi yüzme bilmek, judo, karate belgesi bulundurmak, hızlı araba kullanmak cambazlık yeteneğinde olmak gibi özel meziyetler bugünkü habercilikte olmazsa olmaz gibi!
Ha bir de iyi senaryo yazmak, ayrıca yönetmen olmak da şart. Ben karşı değilim bu tarz haberciliğe. Ama her haber için mizansen şart durumu da abartılı oluyor. Bu işlerin babası bizim
Mert Ali Başarır ile Musa Ağacık’a buradan sevgilerimi gönderiyorum.