‘Güllerin Savaşı’ yine yeniden başladı. Bir dizi olması gereken bütün ‘kuralları’ sonuna kadar uygulayan örnek dizimiz. Klişenin dibine vururuz, ‘reyting için ne gerekiyorsa onu yazarız bundan da gocunmayız’ mesajını yeni sezonda yine veriyor. ‘Cihan’ ölmedi, ‘Gülru’ hamile hem de ‘Ömer’ den...
Eee sorular yine sil baştan sorulacak. ‘Gülru’ ve ailesi dibe vurdu, gecekondudan nasıl kurtulacaklar? ‘Gülru’ hem kariyer yapıp, hem çocuğa nasıl bakacak? ‘Gülfem’, ‘Ömer’i kafalayabilecek mi? ‘Ömer’, ‘Gülru’dan çocuğu olduğunu öğrenince ne yapacak? Kafasına kurşun sıkan ‘Cihan’ bunları duyunca bir kurşun daha mı sıkacak? ‘Gülru’ ve ailesi müştemilata yeniden kapağı atabilecekler mi? Sorular çok... Unutmadan, yeni hemşiremiz ‘Sevgi’ mutlaka bir ‘numara’ yapacak, boşuna dahil olmadı. ‘Hippi kız’ yapmış senaryo.
Neden böyle olduğunu ilerleyen zamanda anlayacağız!
Basit ve sıradanız
Yani bu sezon için yeter de artar bile. ‘Biz Brezilya dizisiyiz, bunu da saklamıyoruz. Ürün ortada, her türlü entrika, basitlik, sıradanlık ve duygu pompalaması vs. her şey mevcut. Beğenen gelsin’ diyor dizi. Aradığınız ne varsa, bu dizide mevcut yani.
Büfeler vardır her çeşit tost yanı sıra döner, sosisli, lahmacun ve sandviç satar. Çok kaliteli değildir ama iş yaparlar.
Çünkü, milletin karnını doyuracak miktarda çeşidi vardır. ‘Güllerin Savaşı’ da böyle bir dizi... Bunu da elden geldiğince iyi bir kadroyla yapıyor.
Bana göre parlıyor
Dediğim gibi dizinin ekibi iyi... Bu ‘sıradan’ senaryoyu (Eleştiri anlamında değil, söyleyeyim) yoğuran, inanarak oynayan bir ekip var. Yeni kuşağın başarılı oyuncularından biri de ‘Mert’ rolünde Yiğit Kirazcı. Abartısız, etkili bir yorumu var... Dizide çok fazla görünmüyor ama sahnelerinin hakkını veriyor. Başrol hak ediyor diyeyim.