Sina Koloğlu

Sina Koloğlu

s.kologlu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

‘İnfobezite’ fazla haber yüklemesi, bilgi yüklemesi demek.

Son zamanlarda tartışılan bir konu... “Sayısal formattaki haber miktarı her dört yılda iki ile çarpılarak artıyor” iddiası The Economist’in.

Ekranda bir haber eğlence hali mevcut.

Mesela yaklaşık 16 haber kanalı var

ülkemizde. Çok mu haber izliyoruz ya da bize çok mu ‘tarafsız’ haber sunuluyor ki bunların arasından tercih yapabilelim?

Hayır. Çok haber, çok kanal, çok

bilgi ve sonuç; haber obezi olmak!

‘Can sen hangi haberi istersin?’

Kanal D Ana Haber’de Cüneyt Özdemir izleyiciyle bütünleşmiş bir habercilik sunuyor.

Haberin Devamı

Can isimli izleyici mesaj yollamış:

“İsterseniz şu haberden devam edelim diyorsunuz ya, ya istemezsek ne olur?”

Haberin ‘interaktif hali’

böyle oluyor.

‘Seç beğen’ haberi. ‘İnfobezite’nin bir başka hali aslında.

Özdemir izleyiciyi kırmıyor ve önündeki haber seçeneklerini sunuyor:

“Mesela bir teknoloji haberi var. Devam edelim mi?” Önündeki bilgisayara bakıyor, “Etmeyelim (sıkıcı mı buluyor haberi!) O zaman bir film haberiyle devam edelim.” Bir tık ötesi “Bugün seyircilerimizden gelen istekler doğrultusunda yaptığımız haber bültenimiz başlıyor” olur.

Berklee Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre 1999 yılı ile 2002 arasında dünyadaki haber akışı iki katına çıkmış. Böyle bir hızın içinde haber bültenlerinin ‘seç beğen al’ halinin hızının kesilmesi mümkün mü? Bu hız, bir dizi sorunu da beraberinde getiriyor.

Bir iyi bir kötü haber
“Sayın seyirciler sırada sizi çok güldürecek bir haber var” diyerek devam eden bültenler bizi bunaltmıyor mu? ‘Öldüren mobese görüntüleri’nin ardından ,’komik şempanze’ haberine geçen ekran her akşam karşımızda.
Psikologlar bu ‘ilintisiz geçiş’in insanın psikolojisini fena halde bozduğunu söylüyor. Bir düşünceden diğerine geçerken, ikisinin arasında bir bağ kurmaya ihtiyacımız var. Haberlerin bu iyiden kötüye ani geçişi izleyicide ‘bunalım’ yapıyor.
Dövülen bir kadın haberinin ardından ‘karnelerini alan çocuklar sevinçli’
geçişi gibi mesela...
Kendi haberinin sahibi ol
Çözüm olarak sunulan bir şey de var; ‘Kendi kendimizin habercisi olmak.’
Bu haber bolluğunun son 20 yılın işi olduğu söyleniyor. ‘Nasıl yemek yemeyi öğrendiysek, kendi kendimizi haberdar etmeyi de öğreneceğiz.’
İşimiz kolay değil. Şikayetimiz varsa çözümleri de aramamız şart. Yoksa ‘haberdar’ olmaktan öteye gidemeyeceğiz.