GEZİ PARKI’NA GİDEN OYUNCULAR RAHAT OLSUN
“Muhafazakâr ve mütedeyyin bir baskının söylendiği gibi özellikle sanat camiası üzerinde olduğunu ben görmüyorum...” ‘Aykırı Sorular’da Ayşe Böhürler böyle dedi. Konu, Başbakan’ın Memet Ali Alabora için söylediği sözler. Gezi Parkı eylemlerine katılan oyuncular için “PR çalışması yaptılar” yorumunu getirdi Böhürler. Birden fazla ismin oralarda bulunması ve bunun ‘Gezi sosyetesi’ havasına sokulmasını kastetti. Bu, oraya gelen oyuncuların dışında bir durum. Unutmamak lazım, bu ‘PR çalışmasının’ bir de gazı yeme riski her zaman mevcuttu. Aysever’in, belki de bu şekilde işsiz kalma riski aldıklarını hatırlatması üzerine Böhürler, dizi oyuncularının böyle bir kaygılarının olmaması gerektiğini söyledi. ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisinin izleyenler arasında muhafazakâr kesimin de olduğunu belirtti. “Gezi Parkı’nda bulunanlara iş yok” gibi açıktan bir baskı olmasa da çaktırmadan alttan alttan bir ‘cadı avı’ durumu hiç de ‘şaşırtıcı’ gelmiyor bana. Ama sayın Böhürler garanti veriyorsa onu bilemem.
YA TUTARSA
Kanal D yeni sezona giriyorum diye tanıtımlara başladı. “İki yerli dizimiz yetmedi yanında beş yarışma programımız var. Yerli dizimiz tutmadı. Önemli değil. Yarışmalarımız mevcut. Biri olmadı diğeri tutar...” Böyle bir hava sezinledim. Beş yarışmanın beşi de tutar diye bir kural yok. Onlar da biliyor. Ortak
özellikleri; bol şamata,
gürültü üzeri bol ödül!
Dizilere gelelim; ‘Güneşi Beklerken’in, bir nevi Kore dizisi uyarlaması olduğu belirtiliyor. Bizde ‘Kore tarzı’ işler seviliyor. “Aynısının kopyası olsun, yeter” diyenler var. ‘Güzel Çirkin’de Ali Sunal’la Naz Elmas faktörleri üzerinden konuşmak lazım. Yani senaryo, kurgu bir yana iki oyuncumuz
diğer yana. Kısaca yeni
sezonun iddialı işleri değil. “Ya tutarsa” durumu.