ATV’nin merakla beklenen dizisi ‘Hayat Böyle Devam Ediyor’ beklediğini fazlasıyla ilk bölümde aldı, gün birincisi oldu. ‘Batı’yla Doğu’nun bir konuda hiç bir ayrımı olmadığını görmüş olduk. Ya da yansıtılan böyle; Dallas durumu. Kimin eli kimin cebinde belli değil dizimizde. (Doğu yorumuyla tabii ki.) Hamdolsun her şey var. Dizi önermeler silsilesidir. Bu dizinin önermeleri neler? İflah olmaz bir cinsellik sorunu var Doğu’da bunun altı çizilmiş. Kudret, İsmail’in Cennet’le ( Hani önce sabunla yıkıyor ya o sahne!) sevişmelerini cam aralığından seyrediyor. Abbas’ın karısı, onun ikinci evliliği için rica ediyor helallik veriyor. Dizi hem töreden vaz geçmiyor hem töreye karşı. Abisi Hayat’ı öldürmek üzere götürüyor. Tam vuracak birden “Beni bu hale, bu düzen getirdi” diyor. Ama kuma gitmesine ses çıkarmıyor. Hem düzene karşı hem değil.
Belediye başkanı da önce Hayat’ı istemeye gidiyor, o da nutuk çekiyor. Oğlundan haber alamayınca anne, polise haber veriyor. Oğlandan haber yoksa, hele Doğu’dan gelmişse İstanbul’a, mutlaka işin içinde PKK vardır durumu yaratılıyor.
Ben sadece izlediklerimden çıkarımlarımı yazdım. “Doğru işlenmiştir”, “Sorunlar bunlar değil kardeşim” filan diyen olabilir. İzlerken aldığım notlar bunlar. Çatışması yok, dramatik yapının. ‘İyi’ ya da ‘kötü’ (ki mutlaka bulmak zorundalar!) yok. “Bu bölge insanının derdi aklıyla değil uçkuruyla” diye bir algı yaratılmış. O kadar kalabalık bir kadro var ki sanki, “Hangisi tutarsa onun üzerine gidelim” diye paralel kurgu cenneti yaratmış dizi. Bundan sonraki bölümler izleyicinin ya da diziyi üretenlerin ne kadar haklı olduklarını ya da yanıldıklarını gösterecek. Ama ilk bölümden verilen mesajlar bunlar. İzleyici “Zaten ben de bunları istiyorum, oh iyi geldi” diyorsa izleyecek ve dizi tutmuş olacak. Bu arada başka bir rekora da imza attı galiba dizi; 20.00’de başladı. Tekrarıyla bittiğinde saat 02.00’ye geliyordu!
‘İFFET’İ İZLEME YÖNTEMİ: DOLAŞ GEL, BİR ŞEY KAÇIRMAZSIN
Film gibi dizinin, bir diziyi ne hale getirdiğinin en somut örneği ‘İffet’ olabilir. İffet’in Ali İhsan’ın evlenme teklifini bir klip uzunluğunda düşünmesi... Müziği yapan arkadaşa gerçekten acıdım. Kaç tema hazırlamış merak ettim? Yap, yap bitmez bu dizinin müziği. Ve aynı tonda gidiyor. Çünkü ağlak bir dizi. Her ağlama sahnesi bir klip uzunluğunda. Bu yetmiyor, bir de aralar ağır çekim ve mutlaka ‘eski günlere dönüş’ görüntüleriyle veriliyor. “Bunu da kabul ediyorsa izleyici, onlarda bir sorun var” diyeceğim geliyor. Ben nasıl mi izliyorum? Diğer tarafta neler var baktım, ne bileyim, Fenerbahçe’nin Eskişehir maçı vardı, biraz ona takıldım. Arada haber kanalları filan. Bir şey kaçırmış olmuyorsun. Kaldığı yerden devam ediyor. Siz hâlâ film gibi dizi yapın!
DİYELİM Kİ MUHABİR YAĞ ÇEKTİ, YA O SÜREYİ VEREN KANAL?
TRT muhabiri Meral Tayanç’ın Bakan Fatma Şahin’e yağ çektiğini söylüyorlar. TRT Haber Merkezi, muhabire bağlandığında bakan nerede? Asansöre binip muhabirin yanına gelecek. Bir türlü gelemiyor. Bu süre uzadıkça uzuyor o sırada muhabir ne yapacak? Konuşacak. Ne anlatacak? Bakanla ilgili aklına ne gelirse. Olay burada kopmuş. Zaman dilimini ayarlayamayan haber merkezi. Muhabir ne anlatsa bu eleştiriyle karşı karşıya kalması kaçınılmaz. Yani ölçüyü muhabir mi kaçırmış yoksa zamanı ayarlayamayan TRT Haber mi? Meral Tayanç kanalın eskilerinden. Bundan önce kadın, sağlık ve çevre konularında programlar yapmış. ‘Doruklardaki Lezzet’ bunlardan biri. Tarzı konuşması vs. o ayrı. TRT’ye girişi tartışmalı, sunumu abartılı bu ayrı.
PEPEE’Yİ MAYIS’TA YAZDIM
24 Mayıs 2011 tarihli ‘Geleceğin Televizyonu; Playlist TV’de Pepee çizgi filmiyle ilgili şunları yazmışım; “Uyarı bir okurdan geldi. TRT Çocuk kanalında ‘Pepee’ adlı bir yerli çizgi film var (...) Fakat bunun tıpatıp aynısı bir başka çizgi film daha var; ‘Pocoyo’(...) Oturdum iki çizgi filmin fragmanlarını izledim. Nasıl denir; fikir aynı, karaterler aynı tornadan çıkmış. ‘Bu kadar esinlenme olur mu?’ dedirtiyor insana...”
Habertürk’te Mevlüt Tezel’in yazısından sonra olay yeni gündeme gelmiş muamelesi yapıldı da onun için tekrarlamak ihtiyacı hissettim!